Bizim trenlerimiz vardı.


Filyos Vadisi´nde inekler öküzler otlardı.


Köylerimiz dağlarından keçiler, koyunlar gezerdi.


Ayı da vardı, kurt da vardı.


Şimdi ne oldu?


Trenimiz kalmadı.


Anladık.


Artık havaalanımız olacak.


Trenle uçamayacağımıza göre gerek de yok.


"Kes tıraşı" demeyin.


´Tıraş´ yapmıyorum.


Zaten konumuz ´öküz.´


Hakan Özkan şöyle demişti;


"Zonguldak´ta ben hayvancılık yapıyorum diyen adamın yüz tane danası yok"


Hakan Özkan kim?


Doruk Sucukları´nın sahibi.


Haftada elli tane dana kesiyor.


Nereden alıyor?


Konya Ovası´ndan.


Bu konudaki en yeni açıklama Şenol Altuntaş´ın.


O da kim?


Özkeskin Yemek Fabrikası´nın sahibi.


İhtiyacını karşılayacak ne eti, ne otu burada bulabiliyor.


Zonguldak´ta ne hayvancılık var. Nede tarım.


Turizm hak getire.


Şimdi beş yıldızlı oteller yapılıyor ya.


Turistin yatacak yeri olacak.


Pekala turist buraya niye yatmaya gelsin?


Nereyi gezdireceksiniz?


Ayrı konu.


İnşallah buraya Hindistan´dan turist gelmez.


Ne alakası var?


´Hindu´lar gelir.


Tapabilecekleri ne ökümüz var, ne ineğimiz.


´Allahsız´a çıkar.


´Bizim siyasetçilerimiz var, tüm dertlerimizle ilgileniyorlar´ desek.


Yemezler.


Bir öküzü olmayanın on siyasetçisi olsa ne yazar.


Etleri yenmez, trene bakmazlar.


´Hindu´lar gelse tapmazlar.


Özetle.


Durumumuz vahim.


En azından birkaç tane öküz yetiştirip Zonguldak´ı kurtarmamız lazım.



İşimiz ´toplar´a kaldı


Uzun Mehmet askere gitti

Komutanı bir gün kara bir taş gösterdi


"Gidin bulun" dedi.


Askerlik bitti.


Bir gün değirmene gitti.


´Kara taş´ı buldu.


Ateşte yaktı.


Patişah´a gösterdi


Derken ocaklar kuruldu.


Önceleri insanlar ´cenderme´ ile işe getirildi.


Zonguldak´ın sokakları insan seli oldu.


On binlerce işçi çalıştı, binlerce ton kömür üretildi.


Derken


´Kara taş´ın talihi tersine döndü.


Tasavvuf ehli olanlar, "İnsan üç nesilde bir aslına döner" der.


´Kara taş´ da aslına döndü galiba.


İşçi sayısı azaldı.


TTK´nın Zonguldak´a akan muslukları kurudu.


Hatta Ankara´dan TTK´ya boru hattı döşendi.


Uzun Mehmet´in askerliği ile başlayan hikayenin son durumu şu;


´Cenderme´ zoruyla işe gelenler öldü


Şimdikiler işe gelmek için güç testinden geçiyor.


Hükümetlerin deviren sendikacı Şemsi Denizer rahmetli oldu.


Kardeşinin başkanlık yaptığı sendikada şimdilerde olağanüstü genel kurul hazırlığı var.


Sebep malum.


Büyük Zonguldak´taki kadar milletvekilimiz yok.


Hizmetler zaten yok.


İnsanların tek umudu TTK´ya alınacak 3 bin işçi.


Onun için üç gündür kura çekimi yapılıyor.


Ümitliyiz.


Önce 3 bin kişi


Sonra Zonguldak kurtulacak.


Tabii ´top´lar yüzümüze gülerse


Son söz şu;


İşimiz önce Allah´a, sonra ´top´lara kaldı.


´Toplar´ bize dönerse, işimiz, aşımız ve yeniden ümitlerimiz yeşerecek.




Eski Araba


İki tane çiftçi; biri Adanalı diğeri Kayserili, sohbet ediyorlarmış; bu arada haliyle zenginlikleriyle övünüyorlar..


Adanalı başlamış :


- "Bizim orda sabah güneş doğmadan biniyoruz arabaya, akşam oluyor biz hala çiftliğin öteki ucuna yetişemiyoz" demiş...


Kayserili de bunun üzerine:


-Yav bizim de vardı öyle eski bi arabamız, ama geçenlerde satıp yeni modelini aldık...