Ereğli'den hareket.
Alaplı, Akçakoca'yı geç.
Düzce'den Sakarya istikametine doğru ilerle.
Yol kenarları.

Bizimkilerin deyimiyle...
Dümdüz arazi.
Tarım makine ve ekipman ile yapılıyor.
Doğal olarak maliyet el gücüne göre az.
Hele bir de çiftçiye akaryakıt uygun verilse.
Daha neler olur neler?
Sebze bahçeleri.
Meyve bahçeleri.
İp çekmişler.
Öyle dikmişler.
Gözün görebildiği yer öyle.
Seyri bile güzel.
Orada çalışmanın hazzına doyum olmaz.
Tabii ürünün değerini...
Daha doğrusu...
Emeğin karşılığını alabilirsen.
[*] [*] [*] [*]
Meyve ağaçları sıra sıra.
Dip temizliği.

Budaması...
Toplaması.
Hepsi insanın erişebileceği şekilde dizayn edilmiş.
Böyle olunca.
İşçilik de kolay.
Tarlanın görseli de başka güzel oluyor.
[*] [*] [*] [*]
Dönüyoruz memlekete...
Bizim meyve ağaçlarımız var.
Çıkmak ne mümkün.
İtfaiye merdiveni lazım.
Onbeş-yirmi metreleri buluyor.
Doğal olarak.
O meyveye çıkacak babayiğit yok.
Hadi bulduk bir cesur.
Çıktı.
Nasıl toplayacak?
Çok büyük sorun.
Durum böyle olunca.
Meyveler kendiliğinden dökülüyor.
Ziyan olup gidiyor.
Oysa...
Biz eskiden.
Elmaları yumurta toplar gibi toplardık.
Samanlıkta samanın içine yerleştirir.
Kışın afiyetle yerdik.
Şimdilerde söylem şu...
Bu ağaca kim çıkacak?
Birisinin canı yanar.
Aman sende...
Alırız pazardan birkaç kilo.
İşin aslı öyle değil.
Meyveler israf oluyor.
Çürüyüp gidiyor.
Eskiler...
Kimini samanın içine gömer.
Birazını kurutur.
Geri kalanı hoşaf yapar.
Kısacası.
Bırakın bir ağacı ziyan etmeyi.
Bir meyveyi bile ziyan etmezlerdi.
Çürümek üzere olanı bilen toplar...

Hayvanlara verirlerdi.
[*] [*] [*] [*]
İşin başka boyutu.
Yol kenarlarındaki meyveler.
Eskiden gelen geçen yesin diye dikilmiş.
Şimdilerde o meyveye elini uzatsan.
Başın belaya girer.
[*] [*] [*] [*]
Ayrıca...
Bu ağaçlar enerji hatları için ciddi sıkıntı.
Kış gelmeden önlem alınmalı.
Daha doğrusu...
Bizim bölgede meyve budama eğitimi verilmeli.
Ve eski ağaçlar ziyan edilmeden makul seviyeye getirilmeli.

Rehabilite edilmeli.
Olur mu?
Düzce'den ötesi yapıyorsa.
Biz neden yapmayalım?