Duyarlı olan herkes uyarıyor.
İlk başta devlet yetkilileri.
Sağlık çalışanları.
Aklı erenler.
Şimdilerde tehlikenin boyutunu gören herkes.
Konu, komşu.
Çoluk çocuk.
Eş dost.
- Aşı olun.
- Aşı olmayana yaptırım uygulansın.
Yani bir nevi aşı zorunlu olsun.
Aşı karşıtları kızıyorlar.
Bu da onların hakkı.
Tedaviyi reddedebilirler.
Ancak virüs bulaştırıp insanları hasta edemezler.
Madem aşı olmuyorsun.
Toplumdan uzak duracaksın.
Veya...
Bulaş taşımadığına emin olup öyle dolaşacaksın.
Tabii bunu nasıl yapacaksan...
Metodu sen bulacaksın.
[*] [*] [*] [*]
Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca ne diyor?
"Şu an aktif vakalarımızın yaklaşık %87'si aşısı tamamlanmamış kişiler."
Yani...
Aşı olmazsan...
Ya da...
Aşı sürecini tamamlamazsan...
Virüse yakalanma oranın daha yüksek.
Diğer türlü.
Yakalansan dahi hafif atlatacaksın.
Son durum böyle.
Aşı olanlar var.
Olmayanlar var.
Aşıya karşı olanlar var.
Bir de virüs gerçeği var.
Hatta buna inanmayanlar da var.
[*] [*] [*] [*]
Bu işin iki boyutu var.
Bir...
Dünyevi.
Sağlık ile ilgili.
İnsanlara zarar vermek ile ilgili.
Mücadele ile ilgili.
Hayatın doğal akışıyla ilgili.
İki...
Uhrevi..
En büyük günahlardan biri...
Emanete hıyanet.
Dünyamız...
Çoluk çocuğumuz...
Ailemiz...
Bedenimiz...
Bize emanet.
O zaman.
Emanete sahip çıkalım.
İşin diğer boyutu.
Hak...
Kul hakkı,...
Kamu hakkı...
Bir insana bulaş yaparak.
Bu insan kendimiz de olabiliriz.
Kul hakkına giriyoruz.
Kamuya da bu konuda ağır yük yüklüyoruz.
Velhasılı...
Hz. Peygamber'in hadisinden bakacak olursak...
"Müslüman'ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:
Selamı almak...
Hastayı ziyaret etmek...
Cenazeye katılmak...
Davete icabet etmek...
Aksırana dua etmek."
Tüm bunları yerine getirebilmek için önce sağlıklı olmak gerek.
Ayakta durabilmek gerek.
En önemlisi.
Bu hadis-i şerifte vurgulanan toplumsal birliktelik.
Bizim bunu sağlayabilmemiz için.
Birlikte ağlayıp...
Birlikte gülebilmemiz için...
Önce bu illetten kurtulmamız şart.
Cumanız mübarek olsun.