Elektriğin olmadığı zamanlar.
Aydınlanma ocak ateşi ile...
Gaz yağı ile yapılırdı.
Yol...
Patika.

Katır yolu.
At yolu.
Şimdilerde doğa sporu olarak adlandırılan yürüyüş yolları.
Su...
Eve en yakın yerden bakraç ile.
İbrik ile...

Büyük kazanlar..

Bulunabilirse tenekeler ile taşınırdı.
Su olmayan yere zaten ev yapılmazdı.
O zamanların zenginlik belirtileri...
Evler...
Büyükbaş ve küçük baş hayvanların çokluğu.
Arazilerin büyüklüğü...
Samanlıklar.
Ambarlar...
İzzeti ikram.

Zenginlik göstergesi.
Yardımseverliğiniz.
Komşuluk ilişkileriniz.
Ailenize davranışınız.
Kısacası.
Kişisel duruşunuz.
Hayata bakışınız.
Adamlığınızın göstergesi.
Her şey dört dörtlük.
Toplum içerisinde bir yeriniz var.
Ekonomik gücünüz.
İtibarınız var.
Ta ki...
Bir yere talip oluncaya kadar.
Örnekleri var.
Yaşanmışlıklar.
[*][*][*]
Hali vakti yerinde.
Tek varisi olan bir kişi.
Ne zaman ki toplum önüne çıkar.
Bir yere...
Bir işe talip olur.
Örneğin...
Oğlunu evlendirmek ister.
Eşe dosta söyler.
Aileyi çekip çevirecek.
Daha doğrusu.
Aileyi büyütüp geleceğe taşıyacak bir gelin adayı aranmaya başlar...
O zaman kusurlar ortaya çıkmaya başlar.
Önceden zengin alameti...
Adamlık göstergesi olan ne varsa.
Hepsi kusur olarak ortaya çıkar.
Arazi çoksa...
İşi-gücü bitmez olur.
İkram severse...
Geleni-gideni...
Misafiri bitmez olur.
Yardımseverliği...
El aleme dağıtmak olur.
[*][*][*]
Özetle...
Sizin kim olduğunuz.
Nasıl biri olduğunuz.
Maddi-manevi durumunuz.
Bir işe...
Bir yere...
Bir olaya talip olduğunuzda ortaya çıkar.
Herkes kendi açısından bakar.
Başka bir boyut.
Sizden daha iyisi...
Veya sizin gördüğünüz hizmetleri daha ucuza yapacak biri ortaya çıkmışsa.
Gözden çıkarılmışsanız.
Daha önce takdir edilen özellikleriniz karşınıza kusur olarak çıkar.
Hayatın her alanında böyledir.
Siyasette.
Ticarette.
En önemlisi...
Dost meclislerinde ve ailede...
Velhasılı...
Eğer kusurunuzu görmek istiyorsanız.
Mutlaka bir yere talip olun...