Farklı zamanlar.
Değişik mekanlar.
Haberlere çıkıyor.
- Kuyuya düşen ineği itfaiye kurtardı.
- Ağaçta asılı kalan kediye AFAD yardım etti.
- Yolda bulduğu bir çanta parayı polise teslim etti.
- Hesabına yanlışlıkla yatan parayı sahibine iade etti.
- Hastanın tedavi masraflarını karşıladı.
- Harçlıklarını yoksullara gönderdiler.
- Giymedikleri kıyafetleri ihtiyaç sahiplerine verdiler.
- Okumadıkları kitapları kütüphaneye bağışladılar.
Özeti bunlar.
Yüzlerce örnek var.
Bir de bunların abartılı sunumu var.
- Bu devirde...
- İnsanlık ölmemiş...
- Kahraman...
Vesaire...
Bizim meslekte bir kural vardır.
Asıl haber...
Doğal hayat akışının dışıdır.
Genelde şu örnekle anlatılır.
Köpeğin insanı ısırması haber değil.
İnsanın köpeği ısırması haber.
Teşvik...
Takdir...
Tebrik...
Bu açıdan bakar isek.
Yukarıda özet geçtiğimiz haberlerin yapılması gayet güzel.
Anormal olan durum...
Abartılması.
İnsanın...
İnsanca davranması.
Normaldir.
Abartılacak bir durum değildir.
Şöyle bir düşünelim...
- İnsanlık ölmemiş...
Haberi çeken...
Yazan...
Sunan...
Siz insan değil misiniz?
Para bulsanız iç mi edeceksiniz?

Mağdur insan görseniz...
Yardım etmeyecek misiniz?
Her gazetecinin...
Yardım ettiği onlarca insan vardır.
Ekonomik gücü yoksa.
Açtığı yol vardır.
O zaman...
Abartmaya gerek yok...
Eğer halen özünüzü kaybetmediyseniz...
İnsanlık ölmemiştir...
Umudunuz var ise...
Geleceğe bakıyorsanız...
İnsanlık yaşayacaktır.

Mısır mevsimi...

Mısır...
Süt mısırı.
Seyyar tezgahtan.
Pazardan.
Manavdan alıyorsunuz.
Eve götürüyorsunuz.
Bir tencereye koyuyorsunuz.
Biraz su.
Haşlıyorsunuz.
Pişince...
Biraz tuz.
Afiyet olsun.
Pikniğe giderken alın.
Mangalın üzerinde pişirin.
Tanelerin ucunda ufak yanıklar olsun.
Daha bir başka...
İçinizde mısır yeme ile ilgili bir dürtü varsa.
Sahilde gezerken yeseniz de...
Olur.
Biz öyle sevmiyoruz.
Biz mısırı ektikten sonra üç kulak olmasını.
Ardından otunun kazılmasını.
Boy verip koçanlamasını...
Ve püsküllerin arasından bakıp.
Süt olmasını bekliyoruz.
Sonra haşlama...
Közleme...
Biz mısırı beklemesini seviyoruz.
Bir de...
Birkaç tane değil...
Bir kazan haşlayıp...
Çoluk-çocuk...
Konu komşu başına birikip yemesini seviyoruz.