Bir...
Görgüsüz, kaba, anlayışı kıt kimse.
İki...

Korkak, ürkek kimse.
Türk Dil Kurumu kelimeyi böyle açıklıyor.
Bir de hikayeye konu olan vatandaş için yüklenen bir anlamı var.
Salak, tembel...
Duyarsız, aylak...
Vurdumduymaz...
Beleşçi...
Gibi değişik anlamlar yüklenir.
Hatta öyle ki..
Kişiye göre değişir.
Her kişi...
Ayrı anlam yükler.
[*] [*] [*] [*]
Hödük Osman...
Yoksul bir ailenin...
Beş kız dört erkek...
Dokuz çocuğundan biridir.
Erkeklerin ortancasıdır.
Kızların ağabeyidir.
Anne-baba dahil tüm aile...
Göç ettikleri köye yerleşme mücadelesi verirler.
Birlikte çalışırlar.
Ağaçtan ev yaparlar.
Hayvan alıp sürü sahibi olurlar.
Ormanı kesip tarla yaparlar.
Özetle...
Daha kaliteli bir yaşam için çok çalışırlar.
Hödük Osman hariç...
[*] [*] [*] [*]
İşe gitmek istemez.
Kavga-dövüş gider.
Gittiği, yaptığı işi 'hiç' eder.
Onun yaptığı işten hiçbir zaman hayır gelmez.
[*] [*] [*] [*]
Babası kızar.
Anası kızar.
'Hödük' derler.
'Hödük' geldi.
'Hödük' gitti.
'Hödük' işleri berbat etti.
Derken...
Önce konu komşu.
Akrabalar.
Derken namı büyür.
Artık o namlı bir delikanlı.
Çevrede bilinen bir kişi.
'Hödük Osman'...
Büyür.
Gelişir.
Askere gider-gelir.
Evlenmek ister.
Kimse ona güvenmez.
Kız istemez.
Vermez.
Gider, bulur.
Uzak yerden bir kız kaçırır.
Fadime...
Kızarlar, söverler.
Ama sonunda evlattır.
Bir eğlence.
İki göz bir ev yapılır.
Fadime ile umutlar yeşerir.
- Bu gelin belki de Hödük Osman'ı adam eder.
Fazla zaman geçmeden gerçek ortaya çıkar.
Tencere yuvarlanmış.
Kapağını bulmuş.
[*] [*] [*] [*]
Önce kardeşler.
Aile...
Sonra komşular.
Yardım ederler.
Yiyecek-içecek.
Gıda-yakacak.
Hepsini karşılarlar.
Bunlara düşen.
Yemek, içmek, yatmak.
[*] [*] [*] [*]
Gün geçer...

Kendini akıllı zannedenler anlar.
- Biz çalışıyoruz, geçinemiyoruz. Bu adam çalışmadan bizden daha iyi yaşıyor.
[*] [*] [*] [*]
Diyeceğimiz şu...

Salak, beceriksiz gibi sıfatlar taktığınız insanlar...
Yöneticiler...
Bilin ki böyle değildirler.
İşlerine öyle geliyordur.
Haberiniz olsun.
Not: Hikayedeki kişiler birebir gerçektir.