Japonya...

Dördüncü yüzyılın sonları...

İmparator Nintoku zamanı...

Görkemli bir saray...

Ufka uzanan görüş hakimiyeti...

Tüm şehir ayaklarının altında...

Çıkar balkona...

Şehirde tüten tek bir baca yok.

O an anlar.

Halk yoksul düşmüş.

Onun için bacalar tütmüyor.

Hiç kimse evinde pirinç dahi pişiremiyor.

Hemen karar verir.

Halk üç yıl kendi için çalışacak.

Saraydaki hizmetlileri dahi gönderir.

Halk çalışmaya başlar.

Sadece kendine çalışır.

Bu zaman zarfında...

Halkın geliri artar.

Ekonomisi düzelir.

Diğer taraftan...

Saray bakımsızlaşır.

Duvarları dökülür.

Bahçesi orman olur.

Aradan üç yıl geçer.

İmparator yine balkona çıkar.

Bakar şehre...

Her evin bacası tüter.

Döner eşine...

- Artık zenginiz.

İmparatoriçe...

Sarayı gösterir.

Bakımsız duvarları...

Solan çiçekleri...

Orman olan bahçeyi...

Akan çatıyı...

- Sen bu halimize "zenginlik" mi diyorsun?

- Elbette...

Halkın fakirliği...

Bizim fakirliğimizdir.

Halkın zenginliği...

Bizim zenginliğimizdir.

[*] [*] [*] [*]

Gelelim bize...

Dini açıdan baksak...

Örnek belli.

İki cihan serveri...

Peygamberimiz (sav)...

İnancımıza göre...

Dünya onun yüzü suyu hürmetine yaratıldı.

Yaşantısına baksak...

Azıcık İslamlığımız varsa...

Utanma duygumuzdan zerre kaldıysa bedenimizde...

Onun yaşantısına baktığımızda...

Yüzümüz kızarır...

Utanırız...

İmanımız...

İslamlığımızın derecesine göre...

Yerin dibine gireriz.

Onun için...

Kendimizi kandıralım.

Örnek uzaklardan olsun.

Dördüncü yüzyılın Japonyası...

Türk-İslam tarihine bakarsak...

Bundan daha hafif bir örnek olmaz.

Teşbihte hata olmaz...

Öyle deyip...

Kendimizi kandıralım.

Örnek bu...

Japon imparatoru...

[*] [*] [*] [*]

Akköy'den bakalım...

Biz devletten çimento aldık...

Toprağa gömdük.

Yine aldık...

Yine gömdük.

Ne ürettik?

Hiç...

Ereğli'de öyle...

Zonguldak'ta öyle...

Genel bütçeye giden...

Oradan gelen...

Para belli...

Üretim belli...

Parayı harcadığımız yer belli...

Üretim...

Hak getire...

Ne bulduysak...

Yola serdik.

Sonuç...

Halk fakirleşti.

Çözüm...

Halkın kendine çalışması...

Olur mu?

Bedavaya alışan bir toplum ne kadar çalışırsa...

Bu kriz de o kadar sürede aşılır.

Bir de kamu saltanatı var ki...

Başka zamana kaldı...