Bizde tarım.
Geleneklere bağlı yapılır.
Yoksa geçmişi.
En çok ürün alan komşu taklit edilir.
Fındıkta da durum böyledir.
Seksenli yıllar.
Akköy'de fındık az.
Hatta yok denecek kadar az.
Herkes kendi çapında rençber.
Buğday, mısır, arpa, yulaf...
Çok az miktarda çavdar ekeni hatırlıyorum.
Hayvancılık.
Geçim bunlara bağlı.
Gurbete giden sayısı bile çok az.
İnsanlar parası olmasa dahi...
Köy yerinde kendi yağında kavruluyor.
Üç-beş kişi var.
Hatırı sayılır.
Ekonomik durumlara orta gelir ile alt gelir arasında.
Tüm köye bakıyorlar.
[*] [*] [*] [*]
Parası olmayana "ödünç" para veriyorlar.
Ödünç; herhangi bir şeyi, aldığın kadarı geri vermek.
Borç almak.
Tabii buna "borç" demiyorlar.
Sonradan öğrendim.
Şimdi daha iyi anlıyorum.
Bizim büyüklerimiz.
İnce insanlardı.
Kimseyi kırmazlardı.
Zaten kimseyi kırmamak için dağlara yerleşmişler.
Zonguldak'ın en yüksek rakımlı yerlerini mesken tutmuşlar.
Verdikleri ihtiyaç...
Her konuda.
Para-pul.
Gıda.
Hepsi "ödünç".
Verdikleri miktar kadarını alırlar.
Bir lira fazlasını, bir gram fazlasını istemezler.
"Borç" derlerse.
İnsanlar kendilerini ezik hisseder.
Yük altında hissederler.
Onun için "borç" kelimesini kullanmazlarmış.
[*] [*] [*] [*]
Bir de Zonguldak'a bakıyorum.
İnsanları borç yükünün altına sokmak.
Ezmek.
Bitirmek.
Muhtaç duruma düşürmek.
Emeğine.
Geleceğine el koymak.
Velhasılı.
Özetle insanların kullanmak.
Kullanamıyorsa.
Hayatını bitirmek için çabalayanlar var.
Gerçi her yerde var:
Zonguldak'ın farkı nerede?
Buradakiler seçilmiş.
Atanmış.
Makamlarda oturuyorlar.
Hatta kendi zihniyetindekiler ile birlikte hareket ediyorlar.
Piyasaya.
Hatta tüm şehire hakim olma derdindeler.
[*] [*] [*] [*]
Dahası var.
Neyse...
Bizim konumuzun özü; fındık.
O zamanlarda köyde fındık yok denecek kadar az.
Dedemler Ordu'ya giderler.
Akrabaları ziyaret ederler.
Görürler ki her yer fındık.
Gelirler.
Başlarlar çalışmaya.
Her yere fındık dikilir.
- Dağın çalısı.
- Güven olmaz.
- Fındık olmazsa aç kalırız.
- Ne yeriz?
Korkusuyla dikmedikleri fındık.
Artık bölgenin en önemli geliri.
Fındıktan artan zamanda.
Herkes işte.
Burada değilse.
Gurbette.
Fındık bizim köyde artık ek gelir durumunda.
Yıl içeresinde doğan ihtiyaçları...
Bütçe açıklarını kapatacak bir yama.
Yeni ihtiyaçların çözüm kapısı.
Tabii para ederse...
Geçmişte para ettiği zamanlar oldu.
Şimdilerde durum zor.
İşçi, bakım, gübre...
Hepsi para.
Gerçi destek var.
Ancak ihtiyacı karşılar mı?
Maalesef.
Gerçi bizim destek konusundaki fikrimiz şu:
Ürünü kıymetlendir.
Ondan daha büyük destek olmaz.
Neyse...
Özetle fındıkçının...
Ya da fındığa umut bağlayanların işi bu yıl yaş...
Nasreddin Hoca misali...
Ölme eşeğim ölme, bahara yonca biter.