İhtiyar...
Eşeğine binmiş...
Köyden şehre gider.
İlerlerken...
Yol üzerinde kontrol yapan trafik ekibine rastlar.
Ekip, ihtiyarı görür.
Biraz eğlenmek isterler.
- Dur!
İhtiyar çaresiz durur.
- İn eşekten aşağı...
- Hayırdır evlat?
- Trafik kontrolü yapıyoruz.
- Ama bu eşek...
- Biz yoldan geçen trafiği denetliyoruz.
Mademki yola çıktın.
Kontrol yapacağız.
Ehliyetin var mı?
- Ne ehliyeti evladım!
Bu bir eşek...
Bunun için ehliyete gerek yok.
- Olmaz amca...
Eşek sürmek için ehliyet şart.
Ruhsatın var mı?
- Yapmayın evladım.
Eşeğin ruhsatı olur mu?
- Olmaz mı amca?
Eşeklerin ruhsatsız yola çıkması...
Tarlaya gitmesi...
Yük taşıması...
Hatta otlamaya gitmesi bile yasak.
İhtiyar telaşlanır.
Trafik ekibi fıkır fıkır güler.
Biri eşeğin etrafında dolanır.
- Bunun plakası da yok.
- Etmeyin oğlum!
Eşeğe plaka takılır mı?
- Olmaz mı amca?
Yeni çıkan yasaya göre eşek, karayolları taşıtlarıyla aynı yasaya tabi...
Ruhsat...
Plaka...
Zincir...
Takoz...
Çekme halatı...
Stepne...
Kriko...
Yangın söndürücü...
İlkyardım seti...
Aydınlatma...
Hepsi lazım.
Hem cezası da çok ağır...
Şimdi bunlar da yoktur sende.
- Yok evladım.
- Amca sana ceza yazacağız.
Eşeği de trafikten men edeceğiz.
Eksikleri tamamlayınca tekrar trafiğe çıkarsın.
İhtiyar durumu anlar.
Hiç bozuntuya vermez.
- Kanuna karşı boynumuz kıldan ince...
Madem öyle...
Kanun ne emrediyorsa onu yapın.
- Amca, kusura bakma...
Ceza yazacağız.
İhtiyar çaresiz.
- Yaz evladım.
- Amca!
Cezayı sana yazarsak 10 lira...
Eşeğe yazarsak 5 lira...
İhtiyar biraz düşünür.
- Bana yazın evladım.
İhtiyarın anlamadığını düşünürler.
Tekrar ederler.
- Amca!
Cezayı sana yazarsak 10 lira...
Eşeğe yazarsak 5lira...
- Evladım bana yazın.
- Yapma amca!
Sana yazarsak 5 lira zararın oluyor.
- Olsun...
Siz bana yazın.
- Amca neden eşeğe yazdırmıyorsun?
- Evladım!
Ben yaşlı bir adamım.
Bana ceza yazsanız ne olur ki?
Unumu eledim...
Eleğimi astım.
Bu dünyadan beklentim yok.
Bir ayağım çukurda.
Eşeğim daha genç.
Onun sicili bozulmasın.
İleride...
