Salihlerden bir kişi...

Çok fakir...

Dünyalık hiçbir eşyası yok.

Yaşamsal ihtiyaçlarını zor karşılar.

Aile, durumdan şikayetçi...

O, sabrı tavsiye ediyor.

- Bu hale nasıl sabredelim?

Allah'tan bir miktar dünyalık istesen...

Salih insan, sabrı tavsiye eder.

Aile, yine aynı sözleri ifade eder.

Münakaşa ederler...

Sitemde bulunurlar.

Nihayet...

Salih zat dua eder.

Allah'tan bir miktar dünyalık ister.

Duası kabul olur.

Ailesi bir bakar ki...

Evin köşesinde altından bir kerpiç...

Hemen efendiye getirirler.

İhtiyaçların karşılanması istenir.

İhtiyaç işi sabaha bırakılır.

O gece yatarlar.

Salih kişi bir rüya görür.

Cennette altından bir köşk...

Ancak köşkün kerpici eksik...

Güzelliğine gölge düşürür.

- Kerpice ne oldu?

- Dünyada sana verilmişti.

Uyanır...

Rüyasını sabah ailesine anlatır.

Aile, dünyayı istediğine pişman olur.

Salih zat yine dua eder.

- Ya Rabbi!

Bana dünya gerekmez.

O kerpici dünya için istemiyorum.

Dua kabul olur.

Kerpiç bulunduğu yerden kaybolur.

[*] [*] [*] [*]

"Bir kimsenin dünyada yediği lokmanın karşılığı, ahiretteki hissesinden eksilir."

İki cihan serveri böyle buyurur.

[*] [*] [*] [*]

Şimdi bir olaydan bakarsak...

Yokluk...

Fakirlik...

Teslimiyet...

Vesaire...

Böyle olgular çıkar karşımıza...

[*] [*] [*] [*]

Halbuki, dünya ahiretin tarlasıdır.

Burada ekmek...

Ahirette biçmek gerekir.

Ekmek için...

Çalışmak...

Çabalamak şart.

İnsani hasletlerle çalışmak...

İslami amaçlara yürümek...

[*] [*] [*] [*]

İnsanların dini...

Dili...

Rengi...

Etnik kökeni ne olursa olsun...

Hepsini insan bilmek...

Öyle ki...

İster alim...

İster zalim olsun.

İster mazlum...

İster katil olsun.

İster fakir...

İster zengin...

Tüm insanların ortak noktaları vardır.

Gözyaşının rengi...

Kim olursanız olun...

Yeryüzüne gelen her insanın gözyaşı aynıdır.

[*] [*] [*] [*]

İşte tüm dünyaya bu açıdan bakmak lazım...

İnsanlara...

Hatta...

Hayvanlara...

Doğaya...

Gözyaşı rengi gibi temiz bakmalıyız.

İşte o zaman, kazancımız helal olur.

Yolumuz menzile ulaşır.

[*] [*] [*] [*]

Hem dünyayı, hem ahireti kazanma yolunda ilerleriz.

Ölçü belli...

Her an göçecekmiş gibi ahirete...

Hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya çalışmak...

Tabii ki helal-haram çerçevesinde...