İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde Yahya Efendi Dergahı vardır.
Bir ramazan günü.
İftara saatler kala.
Dergahın kapısı 'güm güm' vurulur.
Kapı açılır.
Bir sarhoş...
Hemen göndermek isterler.
İçeri almak istemezler.
Yahya Efendi duyup rahatsız olmasın isterler.
Ama nafile.
Adam gitmez.
Israr eder, bağırır.
- Açım arkadaş.
Yemek getirin bana!
Şeyh efendinin sevenleri çaresiz.
Onlar mücadele verirken Yahya Efendi sarhoşun sesini duyar.
- Evladım!
Adamcağız aç imiş.
Kendisine yemek verin.
Şeyh efendinin talimatı ile adam bahçeye alınır.
Hazırda ne varsa sofraya konur.
Sarhoş büyük bir iştahla, önüne gelen tepside ne varsa siler süpürür.

Adamın bu hali Yahya Efendi'nin dikkatini çeker.
Ancak tepsideki zeytinlere dokunmadığı görülür.
Merak ederler.
Bu kadar aç bir insan.
Neden zeytin yemez.
- Evladım açsın belli ki...
- Çok açtım hocam.
- Oruç değilsin.
- Değilim hocam.
- Her şeyi yemişsin.
Zeytine dokunmamışsın.
Zeytini pek sevmiyorsun galiba.
- Aksine çok severim.
- Zeytinimiz çok güzeldir.
Neden yemedin?
- Sarhoşum.
Allah Kur'an'da zeytini methediyor.
Onun üzerine yemin ediyor.
Sarhoş ağzıma Allah'ın methettiği bir nimeti almak istemedim.

[*] [*] [*] [*]
Çağımızın hastalığı.
İnsanlara Allah'ın soracağı soruları sormak.
Hatta peşinen hüküm vermek.
Allah, yarattığını kulunu dünyada hesaba çekmiyor.
Ona bir ömür veriyor.
Onun sonunda, ahirette hesaba çekiyor.
Ya biz...
Tek davranışa göre hüküm veriyoruz.
İnsanların dini, mezhebi, dili, ırkı, anlık davranışlarına hüküm veriyoruz.
Bu hükümden dolayı biz kazanmıyoruz.
Aksine kaybediyoruz.
Kul hakkına giriyoruz.
Hak katında ve onun nazarında kaybediyoruz.
Günaha giriyoruz.
Kimin son nefesine kadar ne olacağını yalnız Allah bilir.
Bize düşen...
İnsanlara kulun soracağı soruları sormak.
Aç mısın?
Bir ihtiyacın var mı?
Varsa elimizden gelen.
Gönlümüzden geçen.
Üzerimize düşen.
Yapıp karşıya geçelim.
Gerisi Allah ile kul arasında.
Biz insanlar hakkında hüküm vermeyi bir kenara bırakalım.
Hayat hem bizim için, hem ilişki kurduğumuz insanlar için daha da rahatlayacak.
Bırakalım başkaları hakkın hüküm vermeyi.
Kendi hayatımıza bakalım.