Krizdir.
Sıkıntıdır.
Çöküştür.
Zorluktur.
Çaresiz hissettiren tüm durumlar.
Seminer notlarımı karıştırırken elime geçti.
[*] [*] [*] [*]
İşadamı.
Bunalmış.
Çaresiz.
Parkta oturuyor.
Her halinden, zorda olduğu belli.
Düşünüyor.
Eskilerin tabiriyle.
Boşa koyuyor, dolmuyor.
Doluya koyuyor, almıyor.
İçinden çıkılmaz bir durumda.
Sorun yumağıyla buluşuyor.
Esasında...
Sorunu üreten kafayla, sorunu çözmeye çalışıyor.
Bu tür durumların en önemli çıkar yollarından biridir.
Sorun üreten kafayı değiştireceksin.
İster bakış açını değiştir.
İster başka kafadan yardım al.
Öyle bir durumda...
Karşısında bir yaşlı durdu.
Selam verdi.
Kaldırdı başını.
Aldı selamı.
Canı hiç konuşmak da istemiyordu.
Ama yaşa hürmeten baktı yaşlı adamın yüzüne.
- Üzgün görünüyorsun.
- Evet.
- Anlatmak ister misin?

Anlatıp rahatlamak istedi.

Anlattı da...
Borçlar.
Ödemeler.
Zarar.
İhtiyacı olan para.
Rakamı söyledi.
Yaşlı adam cebinden bir çek defteri çıkardı.
Bunalımdaki işadamının adını yazdı.
Çeki verdi.
Öyle sevindi ki...
Çeke bakmadı bile.
- Bu çekle sıkıntını gider.
Bir yıl sonra gelirsin.
Borcunu ödersin.

Sihirli değnek gibi...
Dokundu işadamına.
Bütün dertler bitti sanki.
Artık borçların karşılığı var.
Döndü ofisine.
Çeki sıkıştığında bozdurmak için kasaya koydu.
İşleri planladı.

Ödemeleri böldü.

Erteledi.
Yeniden özgüvenle çalışmaya başladı.
Eksiden başladı.
Önce borçlarını ödedi.
Sonra yeni yatırımlar yapmaya başladı.
Bir yıl hızlıca geçti.
Döndü parka.
Yaşlı adam ile buluşmaya.
Oturdu banka.
Başladı beklemeye.
Bir zaman sonra yaşlı adam uzaktan göründü.
Tam buluşacaktı ki...
Arkasından bir ekip.
Geldiler.
Yaşlı adamın koluna girdiler.
- Ne oluyor?
- Amca bizim hastanede yatıyor.
Kendini zengin zannediyor.
Her gün gelip burada insanlara çek veriyor.
[*] [*] [*] [*]

Durum anlaşıldı.
Gerçekte karşılığı olmayan bir çek.
Güçlü hissettiriyor.
Ya da...
Kendine inancını yitiren bir işadamı...
Güvende hissedince...
Zoru başarıyor.