Peygamberimiz (sav).
Amca oğlu Abdullah ile yolculuğa çıktı.
Bir ara...
- Yavrum!
Sana bazı tavsiyelerde bulunacağım.
Bunları sakın aklından çıkarma!
Genç sahabi...
Can kulağıyla dinlemeye başladı.
- Allah'ın hakkını koru ki...
O da seni korusun.
Allah'ın hakkını koru ki...
O'nu her daim yanında bulasın.
Bir şey isteyeceğin zaman...
Allah'tan iste.
Yardım dileyeceğin zaman.
Allah'tan dile.
Bil ki...
Bütün varlıklar sana yardım etmek için bir araya gelseler...
Allah'ın dilediğinden başka yardımda bulunamazlar.
Sana bir zarar vermek üzere, elbirliği etseler.
Allah'ın takdir ettiğinden başka bir zarar da veremezler!
[*] [*] [*] [*]
İnsanız.
Hayat meşgalesi...
Dostlarımızı.
Kardeşlerimizi.
Yetimleri.
Muhtaçları.
Vesaire...
Unutuyoruz.
Sorumluluklarımızı unutuyoruz.
İhmal ediyoruz.
Öyle ki...
Bu unutkanlık...
Yaratılış gayemize kadar uzanıyor.
Sonrası...
Hesap.
Mizan.
Kul hakkı.
Amel.

İslam.
İman.
Unutuyoruz.
Kulunu bilen.
Yarattığını en iyi bilen.
Her şeyi bilen.
Tam bu noktada uyarıyor.
- Allah'ı unutan...
Bu yüzden Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın...
[*] [*] [*] [*]
Yol belli.
İz belli.
Önder belli.
Rehber belli.
Bize düşen.
Peygamberin izinden yürümek.
Kur'an'ın emirlerine uymak.
[*] [*] [*] [*]
Emirler...
Açık...
İbadetler belli.
Sevap.
Haram.
Yapmamız gereken belli.
Geriye kalan.
Gayret göstermek.
[*] [*] [*] [*]
Allah'ı unutursak...
O da bizi unutur.
Hem dünyada.
Hem ahirette.
O unutursa...
Başkasının hatırlaması fayda vermez.
Ve uyarı...
Mahşeri hatırlatır ayetler.
- Siz bu günü yaşayacağınızı nasıl unuttuysanız...
Biz de bugün sizi unutuyoruz.
Şüphesiz varacağınız yer ateştir.
Size yardım edecek kimse yoktur.
[*] [*] [*] [*]
Sonuç...
Hayat kısa.
Verdiğimiz sözler....
Ailemize...
Çevremize...
Vatanımıza karşı sorumluluklarımız var.
Bize düşen...
Allah'ın rızasına uygun bir hayat yaşamak.
Hayırlı cumalar...