Gün içinde,

Zonguldak Belediyesi Başkanvekili Adil Bahadır’ı,

Makamında ziyaret etme fırsatım oldu.

Öncelikle,

Diyalog kanallarını kapamadığı için,

Ağabey duruşu gösterdiği için,

Kendisine teşekkür ediyorum.

Bazen tabi konuşmadan,

Ön yargılar olabiliyor.

Benim içinde Adil Başkan için de!

Ben kendisini ‘Vakfıkibirli’ zannediyordum.

Ama o kibirli değilmiş.

Vakfıkebirliymiş.

Bu ziyaret ile onu anlamış olduk.

Tabi ziyaretinde akabinde,

Röportaj yapma imkanı da oldu.

Kent Lokantası’nı sordum.

‘Ağustos ayı sonuna kadar açılışını yaparız’ dedi.

Tabi,

Bir başkan vekiline göre,

Yüksek tempoda çalışıyor.

Adeta belediye başkanıymış gibi.

Gazipaşa’nın trafiğe kapatılmasını konuştuk.

Asfalt işlerini konuştuk.

Belediyenin SGK’ya olan borcunu konuştuk.

Güzel bir sohbet oldu.

İnsanın Zonguldak’ta adeta ‘Ağabey’ rolünde biri görmesi,

Memnuniyet vericiydi.

Büyükelçilik düzeyinde olmasa da,

Maslahatgüzar düzeyinde,

Diyalog kurulması önemli.

Hepimiz bu kentteyiz.

Birlikte yaşıyoruz.

Kimse kimseye hasım değil.

Bu soğuk savaşın,

Buzlarının yumuşaması adına,

Olumlu bir gelişme.

Kibir olmayınca her şey çözülüyor değil mi?

Kin olmayınca!

Haset olmayınca!

Genç bir gazeteci ile kurt bir siyasetçi,

Bir şekilde diyalog kurabiliyor.

Bu kente bu akıl lazım işte.

Bir belediye,

Bozuk yolları tamir edebildiği gibi,

Kırık kalpleri de tamir edebilmeli.

Bu refleksi Adil Bahadır’da görmüş olduk.

* * * * * * * * * 

Av mevsimi yaklaştıkça,

Palamut işleri de başladı.

Gerçekten Zonguldak açıklarında,

Palamut faciası yaşanıyor.

Bazı lokantaların menüsünde bile palamut var.

Her sene,

Balık boyutlarını tartışıyoruz.

Ama yeterince denetim yapılıyor mu?

Sahiller de,

Balıkçı denetimi yapılıyor mu?

Geçen sene Hamsileri hatırlayın.

Yani tutulacak boyutta değillerdi.

Bir çoğu tutuldu.

Yem fabrikalarına yollandı.

Sonra balık neden yok?

Böyle olur mu?

El kadar kalkan balıkları bile var.

Her Kalkan’ı ölçecek kimse yok…