Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Mahmut Özer, Şanlıurfa gezisi sırasında okul müdürüne fırça attı.
Kameralar önünde, öğrenciler önünde okul müdürüne fırça atılmazmış...
Kendisine soruldu.
Bir... Kamera yoktu.
Orada biri cep telefonuna çekmiş.
İki... Öğrencileri çamur içerisinde görünce üzüldüm.
[*][*][*]
Bir... Öğretmene, hele hele müdüre fırça atılmaz.
İki... Görevini yapmamışsa alırsın yerine daha heyecanlı birini atarsın.
Üç... Sayın bakanımız öğrenciye büyük önem veriyor.
O zaman bize de mektup yazmak düşüyor.
[*][*][*]
Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Mahmur Özer hocam!
Öncelikle saygılarımı arz ediyorum.
Kdz. Ereğli Akköy'den taşımalı olarak Ormanlı Beldesi'nde bulunan okullara giden öğrencilerin durumları içler acısı.
Sabah 9.00'da başlayan dersler için öğrenciler saat 7.20'den köyden alınıyor.
Dolayısıyla sabah 6.00 da kalkıyorlar.
Kahvaltı, 15-20 dakika yol yürüyorlar.
O kadar servis bekliyorlar.
Anayoldan servise binip saat 8.00 de okulun bahçesine ulaşıyorlar.
Bir saat ders zilinin çalmasını bekliyorlar.
Yağmur, çamur, kar, fırtına...
Durum bundan ibaret.
Sayın bakanım...
Öyle çocuklar var ki evleri anayola uzak.
Öğrenci servisine ulaşabilmek için 15-20 dakika tarlalardan yol yürüyorlar.
Başı boş köpekler var.
Hava muhalefeti var.
Her türlü tehlike var.
Sayın bakanım...
2014 yılından bu yana bu çocuklar yerel ve yaygın basında defalarca haber oldular.
Yolcu kulübeleri yok.
Yürümek için yolları yok.
Köylere tonlarca beton, asfalt, kilit parke gönderildi.
Kilometrelerce yol yapıldı.
Bu çocukların 500-600 metre yoluna çakıl taşı layık görülmedi.
Gurbetçilerin senede bir-iki ay gelip durdukları yazlıklarının yollarına, bahçelerine kilit parke döşendi.
Düzün ortasına fındık harmanlarına kilit parke döşendi.
Devletin iş makinaları orman yollarında aylarca çalıştı.
Bu çocukların her gün okula gitmek için kullandığı yola el atan olmadı.

Sayın bakanım...
Bu çocuklara ne öğretmenleri, ne ilçe milli eğitim müdürlüğü, ne il milli eğitim müdürlüğü, ne kaymakamlar, ne valiler...
Ne de iktidarın yerel siyasetçileri sahip çıkmadı.
Urfa olayından sonra gördük ki siz öğrencilere değer veriyorsunuz.
Bizim ilgisizlere fırça atmanıza gerek yok.
Çocuklara karşı azıcık ilgisi olsaydı.
Zaten iş buraya gelmezdi.
Belki bu çocukların sesini duyarsınız.
Ses verirsiniz.
El atarsınız.
Alperen, Olcay, Semiha, Meliha Doğan kardeşler...
Yıllardır çektikleri bu çileden kurtulur.
Ya da duymazsınız, görmezsiniz.
Tercih takdir sizin.
Ama böyle bir gerçek var.