Çocukluğumuzun sloganları arasında yer alan bir cümle…
Palavra atanlara söylenirdi.
Askerden yeni dönenler…
Avcılar.
Savunma sanatları diye adlandırılan kişi hırpalama sporlarına yeni başlayanlar.
Atardı…
Şimdi herkes kendi derdine düşmüş.
Daha doğrusu ve dolusu…
Çoğunluk geçim derdinde.
Zengin daha zengin.
Fakirin geliri yüksek ama parasının değeri yok.
Dolayısıyla fakir daha fakir.
Orta direk vardı bir zamanlar.
O artık yok.
***
Konumuz bağış…
Her şeye rağmen.
Bağışlayabileceğimiz ürünlerimiz var.
Bizim için çöp olanlar başkaları için veli nimet olabiliyor.
Nereden, nasıl aklıma geldi hatırlamıyorum.
Notlarıma almışım.
Hafta sonu kısa bir araştırma yaptım.
Konumuz elektronik atık.
Eski masaüstü bilgisayarlar.
Tabletler, televizyonlar, cep telefonları…
Yazıcı ve fotokopi makinalara.
Modem ve switch gibi ağ ürünleri…
Ütü, fön makinası, mutfak robotu…
Adaptörler, kablolar, el aletleri…
Ürünleri çoğaltabiliriz.
Ekonomik ömrünü tamamlayan ürünler.
Değerlendiriliyor.
Bir… Çevreye olan zararı önleniyor.
İki… Milli servet.
Üç… En önemlisi…
Öyle güzel çalışan sivil toplum kuruluşları var.
Topluyorlar.
Değerlendiriyorlar.
Eğitime harcıyorlar.
Burs veriyorlar.
Köy okullarına yardım ediyorlar.
Güzel işler yapıyorlar.
***
Alkışı hak ediyorlar.
Biz hepsini alkışlıyoruz.
Sonra çağrıda bulunuyoruz.
Arama motorlarına girin.
E-atık yazın.
Orada bununla ilgilenen bir yığın sivil toplum kuruluşu var.
Gönlünüz hangisine ısınıyorsa, ona gönderin.
Sizin için önemsiz olan.
Çöp olan.
Başkaları için büyük nimet.
Yazıktır.
Günahtır.
Atmayın.
Attırmayın.
***
İsraf haram.
Her türlüsü haram.
Bunun başka örnekleri var.
Başka konular var.
Ekmek gibi.
Meyve sebze gibi.
Boş kalan topraklar gibi.
Kamuna boşa harcanan kaynaklar gibi.
Her yıl sökülüp yeniden yapılan kaldırımlar gibi.
Kullanılmayan her türlü kaynak gibi.
Vesaire…
Son söz…
Kullanılmaz hale gelen elektronik eşyalarınız çöpe atmayın.
Değerlendirin.
Ya da değerlendirenlere verin.
Kalın sağlıcakla.