Olan oldu.

Nasıl oldu?

Neler oldu?

Neden oldu?

Neler yapılmadı?

Nasıl olmalı?

Ne yapacağız?

Birey olarak.

Konu-komşu olarak.

Siyaset olarak.

Devlet olarak.

İş dünyası veya meslek olarak.

Hepsi sonraki zaman işi.

Sırasıyla…

*

Bir…

İlk elimizden gelen.

İnsan olarak.

İslam olarak.

Dua etmek.

Kalanlara şifa dilemek.

Gidenlere rahmet okumak.

Kur’an okumak.

İşin manevi boyutu bu.

İki…

Maddi boyut.

Elimizden ne gelir?

İmkan ölçüsünde…

Onlarca sivil toplum kuruluşu var.

Devlet var.

Kime güveniyorsanız.

Hangisine yakınsanız.

Kime inanıyorsanız.

Onunla ulaştırın yardımınızı.

Çok veren maldan.

Az veren candan.

Buradaki kasıt.

Cimrilik değil.

Gönül genişliği.

Üç…

Enkazlar kalkacak.

Yeniden hayat düzene konulacak.

Şimdi sahada binlerce insan var.

Olduğu yerde her türlü yardımı ulaştıran.

Bizzat deprem bölgesine giden.

Arama kurtarma uzmanları var.

Diğer hizmetlerde görev alanlar var.

Nakliyesinden, çorba dağıtana katar.

Herkes orada.

Hepsine ihtiyaç var.

Herkes elinden geleni yapıyor.

Dört…

Süreç uzun…

Bu organizasyonu zamana yaymak gerekir.

Konaklamasından, yardıma varıncaya kadar.

Öyle bir köprü kurmalıyız ki…

Aniden geri çekilmemeliyiz.

O insanlar acılarıyla baş başa kalmamalı.

Türkiye’nin dört bir yanından kardeşlik köprüsü kurmalıyız.

Orada kardeş ailelerimiz olmalı.

Hatta…

Onları misafir etmeliyiz.

Sonra gidip oraya…

Onların evlerini birlikte inşaa etmeliyiz.

Beş…

Eğer insan isterse olur.

İstersek oluruz.

Tarih boyunca her düştüğümüz yerden milletçe ayağa kalkmışız.

Yeniden başarabiliriz.

Allah aramızdan ayrılanlara rahmet eylesin.

Yaralılarımıza acil şifalar versin.

Yakınlarını kaybedenlere sabırlar versin.

*

Velhasılı…

Bundan sonrasına sonra bakarız.

Kim ne yapmış?

Neler yapmamış?

Kimler görevini ihmal etmiş?

Kimler milletin verdiği yetkiyi kötüye kullanmış?

Zamanı gelir.

Ona da yine bu millet bakar.

Görür.

Gereğini yapar.

Şimdi yaraları sarma ve kardeşlerimize sahip çıkma zamanı.