Bu köşenin yazıları birkaç gün önceden yazılır.
Kimine göre geç kalınır gündeme.
Oysa kısmettir, tam vaktidir.

Vakti saati gelmeden yaprak kıpırdamaz.
Daha dün gibi...
'Koşarak bir çocuk geçti yanımdan, baktım ardından ömrüm gidiyor'
Zaman öyle acımasız ki...
Bir an bile durmadı bizim için.

Daha dün gibi…
Hatta sabahmış gibi.
Kuşluk vakti Akköy’ün dağlarında keçi-koyun otlatıyorduk.
Gün doğumuna yakın Ereğli’ye indik.
Derken freni boşalmış araç gibi…
Okul bitti.
Hayat başladı.
Zaten okuldayken de yaşıyorduk bu hayatı.
Okul çıkışı şimdinin moda deyimiyle partime iş…
Hafta sonrası inşaat ameleliği.
Öğrenci miydik, amale mi?
Anlamadan okul bitti.
Yağmur, çamur, fırtına, yaz, kış…
Her gün 5,5 saat gazete dağıtırken kaçak geçtik daktilonun başına…
Muhabirler, müdürler elimizden tutmak için değil de…
İş kasmak için verdiler fotoğraf makinasını.
Ama onlar bizi kullanmıyormuş gibi yaptık…
Dört elle sarıldık işimize.
Esasında bizim için iş değildi.
Ekmekti tuttuğumuz.
Okul yıllarında kantinlerin vitrininde görebildiğimiz ekmek.
Ah o yarım domates, zar gibi incecik kesilmiş kaşarlar.
Kızarmış patatese ulaşmak hayaldi.
Köfte kantinlerin yakınından bile geçmezdi.
Ama iki arkadaş alabilirsek…
Haşlanmış bir yumurtayı…
İncitmeden soyardık kabuklarından.
Dahasını hayal etmezdik.
Çeyrek ekmeği bir yumurtayı ikiye böldüğümüz günlerden sonra…
Şimdi elimizde iş vardı.
Para verecekler diye umudumuz vardı.
İşimiz hep oldu…
24 saatlik çalıştık.
Niye günde 48 saat çalışmıyorsun diye eleştirdiler.
Olsun

Biz ekmeğe sarıldık.
Önce Seç Haber…
Girdik.
Bir ay deneme süresi…
Hemen işe başlattılar, evraklar istediler.
Sigortamızı da başlattılar (!)
Sonra öğrendik.
Biz memleketin sorunlarıyla ilgilenirken…
Yol, su, elektrik, geçim diye haber yaparken…
Daha kendi hakkımızın yendiğinin farkında bile değilmişiz.
İki yıl sonra öğrendik sigortamızın olmadığını.
Derken 10 yıl Kdz. Ereğli Yeni Haber Gazetesi…
Halen bizim kazandırdığımız vasfın ekmeğini yerler…
Çalışanlara helali hoş olsun.
Sonra Pusula Gazetesi…
21 Şubat 2007…
Önce sigortamı yaptı.
Sonra işe başladık.
Tam 16 sene 1 ay 3 gün sonra…
Geçen Cuma emekli dilekçemizi verdik.
Yasal zorunlulukla yazdığımız yazılar var.
Ben bile sevmedim.
Bunca yıl o yazılara katlandınız.
Hakkınızı helal ediniz.
Bundan sonra severek özgürce yazacağım konularım var.
Şimdilik bu köşeye elveda…
Yarım kalmış hayallerim, tükenmeyen umutlarım ve bugün yaşanması gereken mis gibi ikinci baharım var.