Raif TOKEL
ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi
GİRİŞ
Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın kendi ve Çaycuma Belediyesi adına Çaycuma Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurarak kullandığı “Cevap Ve Düzeltme” hakkını içeren açıklamasına karşı, kaleme aldığım bu metni; “Cevap ve Düzeltme Hakkı için tanınan süre”, “bu süre bitiminde ulusça yaşadığımız deprem”, “ülkemizin geleceğini belirleyecek genel seçimler öncesinde siyasi spekülasyonlara malzemesi olmaması” ve “aile bireylerimin sağlık sorunları” gibi genel ve özel nedenlerle kamuoyuyla paylaşmamı erteledim.
CEVAP VE DÜZELTME HAKKI
“Cevap ve Düzeltme” yasaların tanıdığı bir hak olup, bu hakkı kullanmanın maddi temeli “doğru bilgi, ve sağlam kanıtlar” olmasına karşın; Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın bu hakka dayanarak yaptığı açıklama, kanıtı olmayan kalıplaşmış sözler olduğu gibi konu hakkında yazdıklarım da; “düzeltilmesi” gereken açıklamalar değil, kanıtlara” dayalı olaylar olduğundan “cevap ve düzeltme hakkı” adıyla belirttiklerinin maddi temeli yoktur. Yaşananlar “yer”, “zaman”, “kanıt”, “kişi (muhatap, tanık)” gibi öğelerle ortada olup; Başkan Bülent Kantarcı ile belediye meclisi üyesi TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şubesi Çaycuma temsilcisi Fuat Kalaycı, “Çevre Ve Kültür Varlıklarını Koruma Ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) ” yöneticileri de yaşanan olayların tanığıdır.
KONU: “ZONGULDAK'TAN ÖYKÜLER: ESKİ ÇAYCUMA CEZA VE TEVKİFEVİ” BAŞLIKLI YAZIM
Adı geçen yazımın konusu, 2009’da Adalet Bakanlığı’nca kapatılıp 2013 yılında bakanlığa ait tahsisi kaldırılan eski Çaycuma Cezaevi’nin kullanımıyla ilgili olup; değindiğim hususlar gerçek dışı değil, kanıtlara ve tanıklara dayalı bilgiler olduğu gibi kaynakları da “yalan ve inkar torbası” değil; “Adalet Bakanlığı”, “Çaycuma Kaymakamlığı”, “Çaycuma Belediyesi”, “Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu”, “Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu”, ÇEKÜL Vakfı”, “Tarihi Kentler Birliği (TKB)” gibi kurum ve kuruluşların arşivleridir.
Eski Çaycuma A Tipi Kapalı Ceza ve Tevkifevi üzerindeki Adalet Bakanlığı'na ait tahsis, bakanlığın 20.02.2013/646 tarih/sayılı “Olurları” ile kaldırılarak “yapının başka bir kamu hizmetinde değerlendirilmesi olanağı” doğması sonucu, dönemin Kaymakamı Hasan Yaman ile Belediye Başkanı Mithat Gülşen’in başlattığı eski cezaevinin “müze olarak değerlendirilmesi” çabaları Eylül. 2014 tarihine (1) kadar sürmüştür.
30.03.2014 yerel seçimiyle Belediye Başkanı olarak seçilen Bülent Kantarcı’nın eski cezaevinin “müze olarak değerlendirilmesi konusunda kayda geçen bir girişimi olmaması üzerine, bu işi hiçbir karşılık beklemeden emekli İl Kültür Ve Turizm Müdürü ve ÇEKÜL Vakfı(2) temsilcisi olarak “ben” üstlendim. Bülent Kantarcı’yla görüşüp, Çaycuma Belediyesi’nin Tarihi Kentler Birliği gibi bir kuruluşa üye olması gerektiğini anlattıktan sonra, ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Metin Sözen’in başkanlığında 09.09.2015 günü yapılan ÇEKÜL Vakfı Toplantısı’nda (Ek:1, Ek:2) Çaycuma Belediyesi’nin TKB üyesi olmasını önerdim (3) ve Çaycuma Belediyesi TKB Birlik Meclisi’nin 13.09.2015 / 2015-13 tarih/kararıyla TKB üyesi oldu. Bu süre içerisinde Bülent Kantarcı’nın elektronik posta adresine gönderdiğim yapılacak çalışmaları içeren “Bilgi Notu” formatındaki e-iletiler (Ek:3) sürecin kanıtı; Bülent Kantarcı’nın kendisi ile Belediye Meclisi üyesi mimar Fuat Kalaycı ve ÇEKÜL Vakfı Yöneticileri de olayın tanıklarıdır.
03.01.2023 günlü Pusula Gazetesi’nde yer alan yazımda anlattıklarım gerçek dışı değil, kanıtı ve tanıkları olan gerçek bir olaydır. Yazdıklarımın Bülent Kantarcı ile Çaycuma Belediyesi’ni karalamak, itibarını düşürmekle ilgisi olmadığı gibi kültür amaçlı bir çalışmayı yapmayan kamu görevlisiyle ilgili kamu kuruluşuna (4) görevlerini anımsatmanın ve görevini yapmadığı için eleştirmemin de, art niyetle ilgisi yoktur. Ayrıca bunları “her satırında belli olan ” diyerek, vurgulamak da, oldukça abartılı bir anlatımdır.
“Çaycuma Belediyesi doğal, kültürel varlıkların korunması, gelecek kuşaklara aktarılması konusunda, ülkenin, duyarlılığı en yüksek belediyeleri arasındadır” sözünün genel anlamda kanıtı Kültür Ve Turizm Bakanlığı ile Tarihi Kentler Birliği’ne sunulan ve uygulanan projelerdir. Çaycuma Belediyesi’nin bu nitelikte bir projesi ve taşınmaz kültür varlığı olarak tescil ettiği bir adet yapı olmadığı gibi, tescil edilmiş yapıya ait tescil kararının kaldırılması için girişimlerde bulunarak iptal ettiren (5) kaymakam Serkan Keçeli’yi “fahri değil, gerçek Çaycumalı" olarak niteleyip; “kentin kültürel gelişimi için değerli hizmetlerde bulundu” gerekçesiyle “kamu görevlisi" dalında “başarılı, en iyi kamu görevlisi” olarak ödüllendirmesi “ülkenin duyarlılığı en yüksek belediyeleri arasındadır” açıklamasıyla çelişmektedir.
- Eski Çaycuma Cezaevi’nin Tahsisi
Eski Çaycuma Cezaevi üzerindeki Adalet Bakanlığı'na ait tahsis, 20.02.2013/646 tarihli Bakanlık “Oluru” ile kaldırıldıktan sonra, yapının Çaycuma Belediyesi’ne tahsisini içeren yazının ne zaman (?) yazıldığı açıklanmazken, “tahsis yıllar sonra, 08.07.2020 tarihinde gerçekleşmiştir” denilerek, “7” yıllık ihmalden (!) kaynaklanan gecikme örtbas edilmiştir.
“…..bu tarihe (08.07.2020) kadar belediyenin taşınmaz üstünde hiçbir tasarruf yetkisi yoktur, tahsisi olmayan yapı üzerinde proje yaparak bir makama başvuruda bulunması mümkün değildir” denilmesine karşın; önerim doğrultusunda Çaycuma Belediyesi’nin 09.12.2015/904 tarih/sayılı yazıyla söz konusu yapı hakkında tescil talebinde bulunması belirttiği tespitle çelişen “işine geldiği gibi” bir açıklama örneğidir. Ama kamu yönetiminde işine geldiği bir kavram, bir ölçüt yoktur.
- Eski Çaycuma Cezaevi’nin Tescil Edilmesi
“Cevap ve Düzeltme” yazısında geçen “Eski Cezaevi'nin 'taşınmaz kültür varlığı' olarak tescil edilmesini sağladım şeklindeki ‘ben merkezli’ cümlesi de tümüyle hayal mahsulüdür.” içerikli tespitte tarafımdan yapılan işleri inkar edip, Bülent Kantarcı’yı öne çıkarmak amaçlanmıştır. Nisan.2014 tarihinde belediye başkanı olarak göreve başlayan Bülent Kantarcı’nın, Eylül.2015 tarihine kadar geçen “18” aylık süre içerisinde, eski cezaevinin müzeye dönüştürülmesi konusunda hiçbir girişimi olmaması üzerine; konuyu 09.09.2015 tarihinde yapılacak ÇEKÜL Çarşamba Toplantısı (Ek:4) gündemine taşıyarak; eski cezaevinin “kent müzesi” olarak projelendirilmesini ve müze olacak yapınım taşınmaz kültür varlığı anlamında tescil edilmesini, “ben” önerdim. Bunun “ben merkezcilik” ile ilgisi yoktur.
Bülent Kantarcı’nın belediye başkanı olarak göreve başladığı Nisan.2014 tarihinden “18 ay”, ÇEKÜL toplantısından “3 ay” sonra yani toplam “21 ay” sonra “09.12.2015 /904 tarih/sayılı yazıyla koruma kuruluna başvurması konuya duyduğu ilginin, sahip olduğu bilginin ve de duyarlılığının düzeyiyle orantılıdır.
Belediye Yasası’na (Madde:14) göre yapması gereken iş ve işlemleri yapmayarak kurguladığı mazeretlerle kendini haklı çıkarmaya çalışan Başkan Bülent Kantarcı’nın bu tavrını yazmamın “Çaycuma Belediyesi ve onun Başkanı Bülent Kantarcı'yı alenen karalamak” ile ilgisi yoktur. Üstelik yazdıklarım kanıtlarıyla, tanıklarıyla ortada; Bülent Kantarcı’nın söylemi ve eylemi de ortada olduğu gibi yapılması gereken ama yapılmayan iş de ortada…
Ülkemizde müzeler ve kütüphanelerle ilgili, yetkili kamu kurumu “Kültür Ve Turizm Bakanlığı olup, bu bakanlığın “Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile Kütüphaneler Ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarında “Müze-Kütüphane”/“Kütüphane-Müze” adıyla açıklanmış bir tür (6) yoktur. Bu, iptal edilen tescil kararına karşı, ayni yapıyla ilgili olarak yapılacak ikinci tescil başvurusu için bulunmuş “zorlama” bir addır.
Ayrıca, ‘müze kütüphane/kütüphane-müze’ kavramının terminolojide, literatürde yeri, mevzuatta kaydı olmadığını söylemek, yapılan işin tanımını ‘melez’ ifadesiyle küçümsemek Türkiye'de müzeciliği hiç bilmemek anlamına gelmektedir.” iddiası, söyleyecek sözü olmayanların kullandığı, bilgiye dayalı kültürel temeli olmayan bir dolgu malzemesi anlatımı olup; “melez” iki farklı özellik taşıyan varlıklar için kullanılan ve “küçümsemek” anlamını içermeyen bir sözcüktür.
Ben “Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü”, Edebiyat Fakültesi Türk Dili Ve Edebiyatı” mezunuyum; “öğretmen”, “okul müdürü”, “il turizm müdürü”, “il kültür ve turizm müdürü” görevlerinde bulundum; “beş (5)” adet müze projesi yazıp bakanlığa sundum ve bunların ikisini hizmete açan biri olarak bu işi bilmiyorsam, Bülent Kantarcı hiç bilmiyor; bilseydi önerdiğim ve kaleme alıp kendisine verdiğim “Cezaevinden Kent Müzesi’ne Çaycuma Belediyesi Kent Müzesi” adlı proje önerisini hayata geçirirdi…
“Birliğin özendirme yarışmasına, şartnamede bildirilen koşullara uygun şekilde dosya hazırlamış, ‘her biri alanının en seçkin ismi, olan seçici kurulca’ ödüle değer bulunmuştur” sözleriyle nitelediği (!) Tarihi Kentler Birliği’ni, 2016 yılında bana gönderdiği e-postada “Öncelikle Çaycuma için yapılan atılan en küçük adımın benim için kıymetli olduğunu bilmenizi isterim. Bu nedenle, Belediyemize yaptığınız çalışma ve Tarihi Kentler Birliği ile ilişkilerimizin kurulmasındaki katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum. Ancak, üye olduktan sonra, 450'ye yaklaşan üye sayısını görünce ve genel kurullarda her başvuranın üye yapıldığını öğrenince ne düşündüğümü de anlayabilirsiniz (7)” sözleriyle tanımlamıştı…
“Müze özendirme” yarışmasına sunulan projenin uygulanacağı yapı hakkında TKB Danışma Kurulu’na bilgi verilmesi gerekir. Bülent Kantarcı’nın bu tür girişimi olmadığı gibi “Şartnamede, taşınmaz üzerindeki kurul kararları sürecinin Danışma Kurulu'na açıklanması" gibi bir koşul yoktur.” içerikli açıklaması, Tarihi Kentler Birliği’nin görev ve sorumluluk anlayışına uymamaktadır. Üstelik bu yapıya ait tescil konusunda farklı koruma kurullarınca alınan farklı kararlarla yapı, koruma anlamında “defolu” olup; TKB Plan Ve Bütçe Komisyonu üyesi olan Çaycuma Belediyesi bu konuda TKB Danışma Kurulu'nu bilgi vermemiştir.
TKB üyesi Çaycuma Belediyesi başkanı Bülent Kantarcı’nın ÇEKÜL Vakfı Başkanı ve TKB Danışma Kurulu Başkanı hocamız Sayın Prof. Dr. Metin Sözen’nın adını “Mustafa Sözen” olarak belirtmesi ve yaklaşık üç yıldır evinden dışarıya çıkmayan hocamızla görüştüğünü ifade etmesi yanında, 2020 yılında aramızdan ayrılan TKB Danışma Kurulu üyesi Prof. Dr. A. Ülkü Azrak’tan söz etmesi bir başka “Yanlışlıklar Komedyası” örneğidir.
“Defo”, sözcüğü “kusur, özür, bozukluk” anlamlarını içerir. Söz konusu taşınmaz hakkında farklı koruma kurullarınca alınan farklı kararlar nedeniyle yaşanan süreci adı geçen yazımda yapıyı “koruma kültürü anlamında defosu olan” sözleriyle betimledim.
“Sokma akıl kırk adım gider” bir kişiye münhasır olarak kullanılmayan halkımızın zaman zaman kimi olaylar için dillendirdiği bir atasözü olup; kişileri söylemleri ve eylemleriyle bu sözün öznesi olmaması için uyaran, öğütleyen/öğüt veren bir sözlü kültür örneğidir.
SONUÇ
Bildiğim”, “yaşadığım”, “doğrudan ya da dolayısıyla muhatap veya tanık olduğum” konuları ele alıp, “yer”, “zaman”, “kanıt” belirterek anlatmaya çalışırken; işin, eylemin öznesi olan başkişi ile muhatap ve tanık olan kişiler ortaya çıkan edimin yani gerçekleşmiş olan işin, eylemin olmazsa olmaz figürleridir.
Kaleme aldığım tüm yazılarımda konunun, olayın öznesi olan gerçek ve tüzel kişilerden söz ederken onun söz konusu edimdeki olumlu ya da olumsuz rolünü yazarım. Bu, gazeteciliğin evrensel ilkesi olan “5 N, 1K” tekniğiyle ilgilidir. “Ne?”, “Neden?”, “Nasıl?”, “Nerede?”, “Ne zaman?”, “Kim?” sorularından oluşan “5 N, 1K” bilgi toplama ve problem çözmede temel kabul edilen ve dünyanın her yerinde kullanılan bir inceleme yöntemi olup; “karalama”, “itibar düşürme”, “art niyet” ile ilgisi yoktur.
“Cevap ve İtiraz Hakkı”nın kullanılmasına muhatap olan yazımda görev ve sorumluluk alanına giren iş ve işlemleri süresi içerisinde yapmayan; ama yapmış gibi görünen gerçek ve tüzel kişileri kanıtları ve tanıklarıyla anlatmaya çalışmamın itibarsızlaştırma, karalama ve art niyetle ilgisi yoktur. Üstelik gerçek kişiler söylem ve eylemleriyle tüzel kişiler de, hazırlayıp uyguladıkları projelerle itibar (kurumsal ve toplumsal prestij) kazanır..
Bu nedenle eylemim itibarsızlaştırma, karalama ve art niyetle ilgisi olmayan bir “eleştiri yazısı” olduğu gibi değeri parasal olmayan (bila ücret) gönüllülük hizmetiyle emek verdiğim bir projenin “dokuz (9)” yıldır uygulanamamasının sorgulanmasıdır.
Söylemler kanıtı ve tanığı olmayan anlatımlar olduğu için yazıya aktarılması “Cevap Ve Düzeltme Hakkı” doğurmaz düşüncesiyle; kanıt ve tanıklara yer verdiğim, bilgiye dayalı açıklamamın gazetenizin adıma ayrılan köşesinde yayımlanması hususunu bilgilerinize saygılarımla arz ederim.
DİPNOTLAR
(1) Yerel Gazeteler: 01.04.2013 Pusula, Yeni Adım; 02.04.2013 Şafak, Halkın Sesi
(2) 1990’da Prof.Dr. Metin Sözen’ün öncülüğüyle gönüllülük temelinde kurulan “Çevre Ve Kültür Varlıklarını Koruma Ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL Vakfı) ile 2000’de Prof.Dr. Metin Sözen’ün rehberliğinde oluşturulan “Tarihi Kentler Birliği (TKB)” kültür mirası ve bu mirasın korunup yaşatılarak, geleceğe aktarılması konusunda çalışmalar yapan kuruluşlardır.
(3) TKB üyeliği için başvuran belediye, ÇEKÜL Vakfı Çarşamba Toplantısı’na katılarak yöresinin doğal, tarihsel, kültürel değerlerini tanıtan bir sunum yapar. Çaycuma Belediyesi’nin üyelik başvurusuyla ilgili sunumu, bizzat yazdığım “Doğal, Tarihsel Ve Kültürel Değerleriyle Çaycuma, Raif Tokel, ÇEKÜL Vakfı Temsilcisi” adlı dosyadan yararlanarak “ben” yaptım. Bknz-Ek:4)
(4) 2005/5393 Tarih/Sayılı Belediye Yasası’nın 14.Maddesi’nde belirtilen belediye görevlerinden biri de “kültür ve sanat, turizm ve tanıtım” ile ilgilidir.
(5) “Çaycuma Belediyesi Kent Müzesi” yapılması amacıyla Karabük Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 10.06.2016 / 3131 tarih / sayılı tescil kararı, Çaycuma Kaymakamı Serkan Keçeli’nin 09.08.2016 tarihli karara itiraz yazısıyla Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 25.01.2017 / 687 tarih/sayılı kararıyla kaldırıldı.
(6) Müze konusunda yetkili kamu kurumu Kültür Ve Turizm Bakanlığı (KTB) Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü olup; bu birimin kayıtları ile KTB Kütüphaneler Ve Yayımlar Genel Müdürlüğü’nün kayıtlarında da “Müze-Kütüphane” / “Kütüphane/Müze” adıyla açıklanmış bir tür yoktur.
- Kültür Varlıkları Ve Müzeler Genel Müdürlüğü kayıtlarında “Koleksiyonlarına (16)”, “Bağlı Oldukları İdari Birime (4)”, “Hizmet Ettikleri Bölgeye (3)” “Hitap Ettikleri Kitleye (3)”, “Koleksiyonlarını Sergileme Yöntemlerine (3)” göre olmak üzere altı grupta toplam “29” tür müze arasında “Müze-Kütüphane”/Kütüphane/Müze”yoktur. > Bknz http://kvmgm.ktb.gov.tr
- Kütüphaneler Ve Yayımlar Genel Müdürlüğü kayıtlarında “Bebek Ve Çocuk”, “İhtisas”, “Gezici“, “AVM”, “Gar”, “Havalimanı” , “Adalet Halk”, olmak üzere “6” tür arasında “Müze-Kütüphane”/ Kütüphane/Müze yoktur > Bknz: https://kygm.ktb.gov.tr
(7) Çaycuma Belediye Başkanı Bülent Kantarcı’nın 23.10.2016 / 23.16 tarihinde elektronik posta adresime gönderdiği mektup.