Gariban...

Köyden şehre iner.

Ayağında kara lastik...

Üzerinde yıpranmış bir ceket.

Kim bilir?

Belki de ortak kullanılan bir ceket.

Ya da emanet...

[*] [*] [*] [*]

O zamanlarda ceket almak...

Alabilmek...

Almaya gücü yetmek...

Herkesin harcı değil.

Bundandır.

Önemli yere gidileceği zaman giyilecek ceketin yoksa...

Emanet alırsın...

Gözün gibi bakarsın...

Eğer birazcık imkanın varsa...

Yakın komşun ile ortak ceket alırsın.

Kime lazımsa...

O giyer.

Ve imkanın varsa...

Zenginsen...

Ceket alırsın.

Başka bir deyişle...

Ceketin varsa zenginsin.

Sadece ceket mevzuu bahis değil.

Gömlek... (Mintan)

Pardesü ...(Gocuk)

Mont... 'Montgemer)

Kazak...

Etek...

Yazma... (Başörtüsü)

Şal...

Kuşak...

Vesaire...

Giyim için ne varsa...

Alınamıyorsa...

Emanet alınır.

[*] [*] [*] [*]

Çok kimseler yoktur şehirde.

Kim köyden gelirse...

Onlara misafir olur.

Zar-zor geçinirler.

Ama "tanrı misafiri"...

Rızkıyla gelir.

Nimetle gelir.

Öyle bilirler.

Hatta...

Misafir Allah'ın ev sahibine hediyesidir.

Ve dahası var.

Misafir veli nimettir.

[*] [*] [*] [*]

"Gık" demeden ağırlarlar.

Oflayıp-puflamazlar.

Sevinçlerini gösterirler.

Öyle ki...

Kendi yemediklerini...

Yiyemediklerini misafire ikram ederler.

Kendi yataklarını misafirin altına sererler.

"Kuru" yerde yatarlar.

[*] [*] [*] [*]

Öyle zamanlar.

Köyden şehre iner.

Yaya...

Kilometrelerce yol.

Gün ışırken yola çıkar.

Akşama iner şehre.

Bacanağına misafir olur.

Akşam kalır.

Ertesi gün...

Bakar...

Düğmesi düşmüş.

Evdeki yeğenlerine sorar.

- Burada dükkan var mı?

Çocukla giderler bakkala...

Her eve lazım olanların bulunduğu bakkallar zamanı...

Dikiş iğnesinden aspirine kadar...

Ne lazımsa...

Girerler bakkala...

- Selamünaleyküm...

Hayırlı işler.

- Aleykümselam...

Buyurun...

Ne istemiştiniz?

- Gopca...

Anlamaz.

Yeniden sorar.

- Gopca...

Anlamaz.

O arada müşterinin gözü raftaki ceket düğmelerine ilişir.

İşaret eder.

Gösterir.

Bakkal anlar.

Gopca, "düğme" demektir.

[*] [*] [*] [*]

Çocuk da ilk defa duymuştur.

Eve gelir.

Anlatır.

Ve enişte...

Gopçacı Enişte...

[*] [*] [*] [*]

Gopca bir yana...

Misafir gelmesi için yola bakan...

Bir ceketi ortak giyinen bir milletten...

Apartmanlara...

Mahallelere...

Şehirlere sığmaz bir millet olduk.

Elimiz ağzımıza değdi...

Unuttuk...

Paylaşmayı bilmek umuduyla...