Çocukluk yılları.
Çobanlık yapardık.
İlkokul çağlarında.
Akşam üzeri.
Akşam olmasa.
Karanlık çökünceye kadar ders yapsak.

Hafta sonu.
Tatil olmasa.
Ne olacak ki...
Haftanın yedi günü ders.
Hem bizim için tatil olmuyor ki.
Okulu bırak.
İşe git.
Çalışırken tatil mi olurmuş?

Şubat tatili.
Bir nebze iyi.
Kar yağar.
Ulaşım kapanır.
Fazla iş olmazdı.
Günde üç öğün hayvanlara hazırdan ot-saman...
Su ver.
Çabucak biter.
Bize vakit kalırdı.
Yaz tatili.
Yaz tatilini hiç sevmezdik.
Çok uzun gelirdi...
Üç ay tatil olur mu?

Okul açılsa...
Karneyi al.
O akşam aferin.
Ertesi sabah.
Kat sürüyü önüne...
Öteyüz dağlarına çobanlık yapmaya.
Bir şişe ayran.
Biraz mısır ekmeği.
Birkaç dilim peynir.
Başkaca olan biten ne varsa.
Soğan olursa...
Mısır ekmeği-soğan.
Kebap onları yerken bizi görse.
Kıskanır.
[*] [*] [*] [*]

Arkadaşlarımız da aynı.
Bazen sürüleri birleştirirdik.
Ya da...
Aynı bölgeye giderdik.
Sırf oyun oynamak için.

En popüler oyun.
Çelik-çomak.
[*] [*] [*] [*]

Ayak topuğuyla bir çukur açılır.
Bir karış boyunda çelik.
Beş karış boyunda çomak.
Çelik, çukurun üzerine konur.
Çomakla havaya kaldırılır.
Havadayken kuvvetlice vurulur.
En uzak noktaya atan.
Oyuna başlama hakkı kazanır.
Oyun başlar.
Çelik havaya atılır.
Çomak ile vurulur.
Karşılayan.
Havada tutabilirse.
Kazanır.
Tutamazsa.
Çeliği çukura getirmenin yolunu arar.
İlk atışta.
Çomak, çukurun kenarına bırakılır.
Diğer oyuncu çeliği buraya atmaya gayret eder.
Atabilirse kazanır.
Atamazsa.
İkinci atışta çomağın sahibi karşı koyma hakkı kazanır.
Özeti...
Uzun sopayla, kısa sopa uzağa atılır.
Çukura taşınır.
Tüm mücadele bu.
Vakit geçer.
Ama bir şey elde edilmez.
Bu arada...
Hayvanlar dağılır.
Kaybolur.
Esas görev ihmal olur.
Zarar edersin.
Sonunda..
Çelik-çomak oynadığına pişman olursun.
Bu arada...
Kazalar, sakatlanmalar da cabası.
[*] [*] [*] [*]

Niye yazdık?
Zonguldak'ta belediyelerin yaptığı iş...
Ancak bu oyun ile özetlenir.
Hepsi vakit geçiriyor.
Oyalanıyor.
Hatta eğleniyor.
Sonra ne olacak?
Elbette üzülecekler.
Tabii halk bu oyunu yine seyretmek istemezse...