İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri, Devrek Belediyesi’nde 7 aydır "yolsuzluk, usulsüzlük, hırsızlık" iddiasıyla ilgili araştırma-soruşturma yürütüyor.
Önceki dönem Devrek Belediye Başkanı Çetin Bozkurt ile ekibinin yaptığı iş ve işlemler, ödemeler didik didik ediliyor.
Süreç bu kadar uzayınca, “Hakkımda bir şey bulamadılar” diye düşünen önceki Başkan Çetin Bozkurt, sağa-sola sallamaya başlamış!
Sosyal medyadan sosyal içerikli mesajlar veriyor!
Kendisine kötü haberi ben vereyim!
Müfettişler, soruşturmada sona yaklaştı.
Rapor hazırlanacak, Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulunulacak.
Sonra Ahmet Kaya’nın şarkısı çalmaya başlayacak!
“Bir sabah anne, bir sabah
Acını süpürmek için açtığında kapıyı
Adı başka, sesi başka
Nice yaşıtım
Koynunda çiçekler
Çiçekler içinde bir ülke getirirler”
Tabi ki böyle olmayacak!
İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Şube’ye bağlı polisler çalacak kapını!
Bir polis eğecek başını!
Eğilen sadece senin başın olmayacak!
Eğilen CHP’nin "altı ok"u olacak!
CHP’nin "Altunok"u değil!
Sonra arkadaşlarınla birlikte sorgulanacaksın!
Işıklar sönecek, karanlıkta kalacaksın!
O zaman yaptığın hatayı anlayacaksın!
Yargılanacaksın Çetin Bozkurt, yargılanacaksın!
Sonra Ahmet Kaya yeniden söyleyecek...
“Beni burada arama
Arama anne
Kapıda adımı sorma
Saçlarına yıldız düşmüş
Koparma anne ağlama
Kaç zamandır yüzüm traşlı
Gözlerim şafak bekledim
Uzarken ellerim kulağım kirişte
Ölümü özledim anne
Yaşamak isterken delice”
Hüseyin Özbakır’ı çektik, Muammer Avcı’yı da çekeriz!
TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’nde işçi statüsünde çalışan maden mühendisi Halil Yılmaz, "TTK Yönetim Kurulu Üyeliği"ne getirildi!
AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı’nın önerisiyle gerçekleşen atama, kamuoyunda şok etkisi yarattı!
Toplumun her kesiminden müthiş bir tepki var!
Bana göre tepkinin büyük bölümü, bu atamanın gerçekleşmesinde başrol oynayan AK Parti Zonguldak Milletvekili Muammer Avcı ya!
TTK Genel Müdürü Muharrem Kiraz’ın bu atamayı nasıl kabul ettiği de merak konusu!
Milletvekili seçildiği günden bu yana bir atama yaptıramayan Muammer Avcı, yaptığı ilk atamada kamuoyundan müthiş bir reaksiyon gördü!
Daha önce Ereğli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne "vekaleten" bakan Harun Akgül’ü görevden aldırmıştı!
Ama Harun Akgül, aynı göreve "asaleten" atandı!
Görevden aldırmayı planladığı hiçbir Zonguldaklı il müdürünü görevden aldıramadı!
Bazıları daha üst göreve atladı!
Şimdi Muammer Avcı da haklı!
Koskoca milletvekili!
Bir atamada o yapsın, değil mi?
Zonguldaklı birini göreve atayacak değil ya!
Tuttu, TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü’nde işçi kadrosunda çalışan bir maden mühendisini "TTK Yönetim Kurulu Üyesi" yaptırdı!
Çocuklarını işe koyduktan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla atama yaptıran Muammer Avcı, milletvekilliğinin ikinci yılı dolduğunda emeklilik hakkını da kazanınca tam bir milletvekili olmuş olacak!
Zonguldak, kendisinden bir şey kazanmadı!
Ama kendisi o zaman gerçekten kazanmış olacak!
Milletvekili aylığı 166 bin lira!
Emekli olunca, 110 bin lira daha alacak!
Toplam maaş 276 bin lira olacak!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Muammer Avcı’ya yaptığını; bir baba, oğluna yapmaz!
Ağzında gümüş kaşıkla doğmak böyle bir şey olsa gerek!
Keşke bu imkanları Zonguldak halkı için kullansaydı!
Olsun...
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan için bir dönem Hüseyin Özbakır’ı çektik!
Bir dönem de Muammer Avcı’yı çekeriz!
Başka çare yok!
Kıssadan Hisse: Sırtındaki yük...
Delinin biri, camiye girer, belli ki namaz kılacak.
Ama oturmaz, meraklı ve şaşkın gözlerle etrafı süzer-dolanır.
Bir oraya, bir buraya her köşeye dikkatlice bakar ve hızla çıkar gider.
Az sonra sırtında bağlanmış odunlarla tekrar gelir camiye ve tam namaza başlamak üzere olan cemaatle birlikte saf tutar.
Ama sırtındaki odunlarla güç bela bitirir namazını...
Eğilip kalktıkça yere düşen odunlar, çıkardığı ses vs. derken, tabi cemaat de rahatsız olmuştur bu durumdan...
Nihayet biter namaz, bitmesine ama her kafadan bir ses çıkar..
Herkes kıpırdanmaya, adama söylenmeye başlamıştır bile...
İmama kadar ulaşır sesler, hafiften tartışmalar...
İmam, aynı mahalleden, bilir az çok garibin halini, şefkatle yaklaşır meczubun yanına ve der ki:
“Oğlum, böyle namaz mı olur, sırtında odunlarla, sen ne yaptın? Hem kendini hem de çevreni rahatsız ettin bak, bir daha namaz kılmaya yüksüz gel, olur mu?”
Bunu duyan meczup melül-mahzun ama manalı bir bakışla sorar:
“Adetiniz böyle değil mi?”
“Ne adeti?!” der hoca...
Cemaat da toplanmış, merak ve şaşkınlıkla olayı izlemektedir o sıra...
Der ki meczup bu kez:
“Hocam, ben namaz kılmak için girdim camiye, şöyle kendime uygun bir yer ararken içeridekilere baktım, gördüm ki herkesin sırtında bir şeyler var. Zannettim ki adet böyledir, ben de şu odunları yüklendim geldim işte... Neden kızıyorsun Kızacaksan herkese kız, tek bana değil!"
Hoca şaşırır, “Benim sırtımda da mı var?” der.
“Evet... Hepinizin sırtı yüklü!” der meczup...
Cemaatte ise hafiften “deli işte!” manasına, bıyık altından gülüşmeler başlamıştır.
Meczup, bu kez öne atılır ve tek tek cemaati işaret ederek, saf bir çocukça, heyecanla bağırır:
“Bak, bunun sırtında mavi gözlü bir çocuk, bunda kocaman bir elma ağacı vardı. Bunda kırık bir kapı, bunda bir tencere yemek, bunda kızarmış tavuk, şunun sırtında yeşil gözlü esmer bir hatun, bununkinde de yaşlı annesi vardı!”
Sonra iki elini yanlarına salar başını sallar ve umutsuzca, “ Boş yok, boş yok hiç" diye tekrarlar.
O böyle söyleyince, herkes dehşet içinde ve şaşkınlıkla birbirinin yüzüne bakar.
Aynen doğrudur dedikleri çünkü...
Kimi doğacak çocuğunu düşünüyordur namazda, kimi bahçesindeki meyve ağaçlarını, biri onaracağı kapıyı, diğeri lokantasında pişireceği yemeği...
Biri açtır, aklında yiyeceği tavuk, birinin sırtında sevdiği kadın, diğerinde de bakıma muhtaç annesi vardır.
“Peki, söyle bakalım, bende ne vardı?” der, bu kez endişeyle hoca...
O da der ki:
“Zaten en çok da sana şaştım Hoca! Sırtında kocaman bir inek vardı!"
Meğerse, hocanın ineği hastaymış, “öldü mü ölecek mi?” diye düşünürmüş namazda...
“Harabat ehlini hor görme sakın, defineye malik viraneler var.”
Bildirince bildiren, yüreği olan görüyor elbet."(Alıntı)