Değerli okurlarım; ölçme, en güvenilir bilgiye ulaşma yoludur. Ancak bir konudaki ölçme sonucunun güvenilir olabilmesi için, o ölçmede kullanılan ölçme cihazının ya da aracının arızalı ve ayarsız olmaması; ölçüyü yapanın da yine arızalı ve özürlü (!) olmaması, ölçüde hata-yanlış yapmaması gerekir.

Ancak ölçme yapan ne kadar özen gösterirse göstersin, kullandığı ölçme aracı ne kadar mükemmel olursa olsun, hatasız ölçü olmaz. Bu tür elde olmadan yapılan hatalara "tesadüfi hatalar" denir. Bir ölçü tekrarlanmış olsa, bazısı biraz eksik, bazısı da biraz fazla olabilir. Önemli olan, bu farkların önceden belirlenmiş olan tolerans sınırları içinde kalmasıdır. Bunun da imkanları vardır.

Bir ölçme işinde en istenmeyen ve de en tehlikeli olan ise, ölçmeyi yapanın zihinsel ve ahlaki özürlü olmasından kaynaklanan ve yarar ya da zarar sağlama amacıyla (ölçme aletinin ayarını bozma, yanlış ölçünün doğru gösterilmesi gibi yollarla), bilinçli olarak yapılan hatalardır. Bu tür özürlü kişilerin verdiği zararları hayatın her alanında görmek mümkündür

Kazık atma, üçkağıtçılık yapma, aldatma, yalancı şahitlik, çok yüzlülük yapma, emniyet telkin etmek amacı ile sakal uzatma, sarık takma gibi yollarla da belirti veren bu zihinsel ve ahlaki özürlülerin, daha çok, günümüz İslam coğrafyalarında görülmesi ise, daha üzücü ve düşündürücü oluyor.

Toplumun bu tür özürlü kişilerin verebileceği zararlarından olabildiğince korunabilmesi amacıyla çeşitli yolların arandığı görülür. Bu yollarla, özellikle kamusal iş ve işlemlere insan müdahalesini azaltma amacıyla, ölçmeye dayalı dijital-sayısal sistemlerden, merkezi sınavlardan ve otomasyonlardan yararlanma gibi kişisel karar ve inisiyatif kullanma alanlarının daraltılması amaçlanır. (Ancak asıl çarenin, iyi vatandaş-iyi insan yetiştirmek olduğunun bilinmesi gerekir.)

Günlük yaşamda, genelde, "ölçü, ölçme" denilince ilk akla gelen kelime "metre"dir. "Metre" denilince de, 100 santimetre uzunluğundaki uzunluk ölçme birimi akla gelir. Ayrıca, metre kelimesi (volt, amper gibi) ölçülecek bir büyüklüğün adı olan kelimeye eklenirse, (voltmetre, termometre, ampermetre gibi) o büyüklüğü ölçen aracın-cihazın adı olur.

Dilimizde bu yolla üretilen ve kullanıma konulan en yeni ve güncel ölçme cihazı, herhalde "FETÖmetre"dir.

İnternet ortamında "FETÖmetre" kelimesi ile bir arama yapılırsa, bu kelime ile ilgili onlarca bilgiye, belgeye ulaşılır. Bu bilgilerden, "FETÖmetre"nin, bir askeri personelin, FETÖ terör (ve hırsızlık!) örgütü üyesi zanlısı olup-olmadığı ya da olma ihtimalinin belirlenmesinde yararlanılmak üzere geliştirilmiş bir bilgisayar yazılımının adı olduğu anlaşılıyor.

Söz konusu bilgisayar yazılımının Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Tümgeneral Sayın Cihat Yağcı tarafından geliştirilmiş olduğu ve bugüne kadar, bu (dijital- sayısal) yöntemle, sadece Deniz Kuvvetlerinde, 4 bin 500 FETÖ'cü ve 600 sivil imam zanlısının belirlendiği de ifade ediliyor.

Yöntemin uygulanmasında, bir askeri personel ile ilgili olarak, "ByLock" yazılımı kullanıp-kullanmadığı, geldiği okul, himmet yardımı yapıp-yapmadığı, sınavlarda aldığı notlar, çocuklarının okuduğu okullar gibi onlarca ana ve yüzlerce alt kriterler değişik ağırlıkta puanlarla derecelendiriliyor. Puanlama sonuçları, bilgisayar ortamında uzmanlarca analiz edilerek, değerlendirilen personelin örgüt üyesi olup-olmadığı ihtimalinin sayısal olarak belirlenebildiği anlaşılıyor.

Eğer "FETÖmetre" yöntemi; hakkın, adaletin tecellisinde yararlı olabiliyorsa, yöntemin mucidi Sayın Komutanın her türlü bireysel ve toplumsal takdiri fazlasıyla hak ettiği açıktır.

Bir ölçme yöntemi olduğu da anlaşılan bu teknolojik yöntemden, gelecekte bir kişinin; aptal, maganda, üçkağıtçı, yalama, ikiyüzlü gibi özürlülük konularında yararlanılabileceğini de düşünüyorum!

[*] [*] [*] [*]

BİR ÖNERİ!

Değerli okurlarım; bu günlerde olduğu gibi, her genel ve yerel seçimler öncesinde, milletvekili ve belediye başkan adaylarının belirlenmesi, partilerin ve toplumun en önemli gündem konularını oluşturuyor. Bu belirlemelerin, ister önseçimlerle olsun, ister parti başkanları ve yetkili kurullar tarafından olsun, en çok eleştirilen ve en çok kırgınlıklara, kızgınlıklara ve küskünlüklere neden olan zor süreçler olduğu görülür. Bu sürecin adaylar için de çok yorucu ve yıpratıcı olduğu da biliniyor.

Bu istenmeyen olumsuzlukların azaltılmasında ve en uygun milletvekili ve belediye başkanı adaylarının belirlenmesinde de, acaba "adaymetre" olarak adlandırılabilecek, "FETÖmetre" benzeri bir teknolojik ölçme ve değerlendirme yönteminden yararlanılması mümkün olamaz mı?

Böyle bir uygulamada, konunun uzmanları tarafından belirlenen ve puanlanan;

Adayın yaşı:

Genç: 30-50 yaş arası: ... puan, Orta yaş: 50-70 yaş arası: ... puan, 70 yaş üzeri: ... puan,


Adayın mezuniyeti ve mesleki deneyimi:

Yönetim bilimleri ve mühendislik: ... puan, Hukukçu-işletmeci ve iktisatçı : ... puan, Diğerleri: ...puan,


Yöneticilik deneyimi:

Yok: (eksi) puan, 1-5 yıl: ... puan, beş yıl üzeri: ... puan


Siyasi özgeçmişi:

Belde başkanı: ... puan, İlçe başkanı: ... puan, (ve benzeri görevler)


Genel başkanının ve yetkili kurulların değerlendirmesi:

İyi: ... puan, Orta : ... puan, Zayıf: (0, eksi) puan,


Yakın çalışma çevresi:

Çok iyi: ... puan, İyi: ... puan, İyi değil : ...puan,


gibi, adayın değerlendirilmesinde etkili olabilecek kriterleri temel alması düşünülebilir.

Bu puanlama verileri, bilgisayar ortamlarında uzmanlarca analiz edilerek ve değerlendirilerek, puanlanan adayın (mukayeseli) uygunluk durumu ile ilgili sayısal bir sonuca ulaşılabileceğini düşünüyorum.

Kişisel tercihlerin, algıların ve dış faktörlerin etkilerini azaltabileceği sanılan, "FETÖmetre" benzeri böyle bir yöntemin, aynı ya da farklı partilerin adaylarından en uygun olanın belirlenmesinde yararlı olup-olmayacağı konunun uzmanları tarafından değerlendirilmelidir.

İlgi alanım olmayan bir konudaki bu önerimi inşallah ukalalık olarak değerlendirmezsiniz.

[*] [*] [*] [*]

BİR ANI!

Değerli okurlarım; 2000'li yılların başında, üniversite adına danışmanı olduğum "Alanya Belediyesi Kent Bilgi Sistemi" kurulması ihalesinde, işin yüklenicisi, dönemin belediye başkanına bir teklifte bulunmuştu.

Teklif, özetle, "Kurduğumuz sistemi işletelim. Belediyenin, başta vergi mükellef ve aboneleriniz ile ilgili tahakkuk ve tahsilat işleri olmak üzere, tüm rutin bürokratik işlerinizi sizin adınıza yürütelim. Bu hizmetlerin karşılığı olarak da, her yıl belediye bütçesinde sağlayacağımız bütçe artışının yüzde 20'si gibi bir bölümünü bize ödeyiniz" şeklindeydi.
Belediye hizmetlerinde büyük hız ve tasarruf sağlayacağı ayrıntıları ile raporlanmış olan bu teklif kabul görmemişti. Sebep; kim bilir belki de, "İdare et abi" gibi taleplerin karşılanmasını zorlaştıracağı ve sahip oldukları yetkileri azaltacağı içindi! (Teklifi yapan da bir MNG Holding kuruluşuydu!)

[*] [*] [*] [*]

Yaşamakta olduğumuz seçim sürecinin, kamplaşmaların, ayrışmaların olabildiğince az olduğu bir seçim süreci olmasını ve devletimiz, milletimiz için hayırlı sonuçlar vermesini dilerim.