Yetkileri ve mali imkanları iyi olan kuruluşların halka yönelik yararlı projeler üretmeleri ve gerçekleştirmeleri kolay olur. Bir tahsisatı, bütçesi olmadığı, bir icra yetkisi de bulunmadığı halde, projeler üreten, ürettikleri projeleri imkânı olan kuruluşların ve kişilerin destekleri ile gerçekleştiren organizasyonlar ve oluşumlar asıl takdir edilmesi gereken kuruluşlardır.

Herhalde, bu tür organizasyonların başında da, kentlerde, 5393 sayılı Belediye Kanuna dayanılarak kurulan kent konseyleri gelir. Bir bütçesi ve yaptırım yetkisi bulunmayan bu kuruluşların amacının, kentteki tüm kurum ve örgütleri bünyesinde barındırmasından aldığı güçle, her alanda kent ile ilgili yapılanları izlemek ve yapılmasında yarar gördüğü işler ile ilgili görüş ve önerilerini ilgililere iletmektir. Bir önemli işlevi de kent yararına ürettiği projelerin gerçekleşmesine öncülük ve organizatörlük yapmaktır.

  Ülkemizde ve bölgemizde güzel olguların ve haberlerin çok az olduğu günümüzde, çok az da olsa sevindiren iyi şeyler de olmaktadır.  Kısa bir süre önce, Zonguldak Kent Konseyinin öncülüğünde gerçekleştirilen, Zonguldaklı 40 şair ve yazarı buluşturan ve üç gün süren bir kültür sanat etkinliğine öncülük etmişti. Dünya Madenciler günü olan 4 Aralık 2023 günü de Kozlu Kent Konseyi (KKK)’nin öncülüğünde gerçekleştirilen, Taşkömürü Havzası ve kent ile özdeş, çok değerli bir kültür, sanat eserinin açılışının da mutluluğunu yaşadık.

Bu eser, yeraltı madenciliğinin ve çalışma ortamının ne olduğunu ve madencilerin ekmek parasını nasıl kazandıklarını bilmeyenlere, madencilerin çocuklarına; yeraltına girme zahmetine gerek kalmadan, çok kolay bir şekilde ulaşmalarını, aslına uygun olarak görmelerini sağlayan bir kültürel eserdir. Burada; madenci feneri, kömür damarı, domuzdamı, sarma, ayak, desandre gibi çok duydukları halde görmedikleri, bilmedikleri birçok yeraltı madencilik terimlerinin ne anlama geldiğini de aslına tıpa tıp benzerleri ile görmektedirler.

 Özellikle, Zonguldak Maden Müzesi ve yanındaki Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Eğitim Ocağına “uzak” diyenlere ve oralara gidemeyenlere, ulaşılması, görülmesi çok kolay bir imkân sağlamaktadır. Adı, Kozlu Maden Park (KMP)’tır. Zonguldak- Kozlu sahil yolu üzerinde, Batı Karadeniz Kalkınma ajansının az ilerisindeki (Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği’nin ve Kozlu Sakatlar Derneği’nin de yer aldığı) park alanı üzerindedir.

Eserin müellifinin ve şantiye şefinin TTK’nın değerli Mühendislerinden, KKK Maden Meclisi Başkanı Sayın Sadık Yücel olduğunu bilenlerdenim. KKK’nin koordinatörlüğünde ve Kozlu Belediyesinin sahipliğinde; TTK ve Zonguldak İl Özel İdaresinin destekleri ve bir gurup maden emekçisi kardeşlerimizin özverili    emekleri ile gerçekleştirilmiştir.

 Kentin varlığını borçlu olduğu madencilik kültürünü yansıtan, Kozlu sahilinin güzelliğine güzellik katan bu eserin, buralarda gezip dolaşan ve dışarıdan gelen yeraltı kömür madenciliğini bilmeyenler ve özellikle de sevgili öğrencilerimiz için, için çok değerli bir uğrak noktası olacağına kuşku yoktur. Eserin, özgün bir proje ürünü olması ve önemli bir bölümü TTK’nın hibesi olan atık niteliğindeki, kıyıda, köşede kalmış hurda ekipman ve materyalleri ile gerçekleştirilmiş olması da ayrı bir takdir ve tebrik konusudur.

Mevcut hali ile eserin asıl ana unsuru gerçekleştirilmiştir. Önümüzdeki zaman içinde, bazı ufak, tefek eksikliklerinin giderilmesi ve uzantısında yapılacak eklentilerle tablonun daha da zenginleştirilmesi ve güzelleştirilmesi herhalde zor olmayacaktır. Ancak zor olan, eserin korunması ve yaşatılmasıdır.

Proje bünyesindeki Türkiye’nin en büyük ve görkemli madenci emniyet lambasının, bundan sonra, Kozlu’nun sembolü olması da muhtemeldir.

Başta KKK Başkanı Yüksek Mühendis Sayın Barış Demirel ve çalışma arkadaşları olmak üzere, eserin geçekleştirilmesinde katkısı ve emeği olan kurumlarımıza ve madenci dostu yöneticilerine içten teşekkür ve tebriklerimi arz ederim.  Geliştirilerek, daha da güzelleştirilerek yaşatılmasını, hayırlı olmasını ve Kent Konseylerimizin çalışmalarında başarılar dilerim.

Önemli Bir Mevsimsel Hatırlatma

Zonguldak gibi Jeolojik ve topografik yapısı çok zor ve değişken olan coğrafyalarda, inşaat ve madencilik gibi arazi tabanlı her türlü mühendislik faaliyetlerinin yapılması ve yaşatılması zordur. Buna aşırı yağışlar ve fırtınalar da eklenince yaşanacak zorluklar, üzücü durumlar daha da artar.

Bu zorlukların olduğu yerlerdeki arazi içerikli tüm işlerde, mühendislik hizmetlerinin her aşamasının daha özenle ve tekniğine uygun olarak yapılması çok daha önem kazanır.

Bilindiği üzere, bölgemiz, heyelan, toprak kayması, sel ve su baskını gibi can ve mal kayıplarına neden olan doğal afetlerin çok yaşandığı bir bölgedir. Bu kapsamdaki sorunların fazla yaşanmaması için, on yılı şantiyelerde geçmiş, dersini okutmuş emekli bir öğretim üyesi mühendis olarak, ilgililere aşağıdaki hatırlatmaları yapmakta fayda görüyorum.

Her türlü mühendislik yapılarında, yüksek kazı ve dolgular yapılarak arazinin doğal dengesi fazla zorlanmamalıdır. İnşaat temellerindeki ve inşaat alanlarındaki yeraltı, yerüstü ve yağış suları mutlaka uzaklaştırılmalıdır. (Kazılar, dolgular yüksek olursa, sular drene edilmez ise, heyelanlara, toprak kaymalarına , göçüklere davetiye oluşturur! (Bu istenmeyen oluşumların örneklerine de yüksek, kazı ve dolgular yapıldığı için, drenaj ve sıkıştırma işleri iyi yapılmadığı için   bölgemizdeki yollarda da çok yaşanmaktadır.)

Derelerde ve ırmaklarda, fazla yağışların olduğu zamanlarda oluşan (yükseklikleri yataklardaki ağaç dallarına takılan poşetlerden de anlaşılan!) su seviyeleri yüksek su seviyesi olarak; 40-50 yıl aralıklarla olması beklenen çok aşırı yağışlardaki su seviyeleri ise en yüksek su seviyeleri olarak adlandırılır.

Su baskını ve sel tahribatı tehlikesi olan yolların, köprülerin ve yapıların projelendirilmesinde, binalara subasman kotu verilmesinde, bu su seviyeleri, mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır. (Bulundurulmaz ise, ya, zarar görür, yıkılır ya da direnir, sular üstünden aşar; binaların da zemin ve alt katlarını suların basma, kanalizasyonların patlama tehlikesi daha da artar.)

 Deniz tahribatı olan yerlerde de en büyük dalga yüksekliği ve rüzgâr yönü gibi etmenler, projelendirmelerde mutlaka göz önünde bulundurulmalı, gerekli önlemler öngörülmelidir. (Göz önünde bulundurulmaz, önlemler ön görülmez ise, Kilimli ve Karadeniz Sahil yolunda ve yeni yapılan Zonguldak Sahil Çevre Düzenlemesinde olduğu gibi tahrip olur, zarar görür.)

 Doğadaki canlı ya da cansız ortamlarda yaşanan her olay bir sürecin son aşamasıdır. Örneğin bir yerde ormanların yok olması sonrasında sellerin olması; bir çelik köprünün, malzeme yorulması nedeniyle çökmesi, doğumun bir hamilelik sürecinin son aşaması olması gibi!)

Özellikle, her türden zemin hareketlerinde, heyelan, çökme gibi tehlikeli oluşumlar bir sürecin son aşamalarıdır. Oluşum öncesi süreçte, zemindeki çatlak oluşumları; binalarda, kapıların, pencerelerin açılıp kapanma zorlukları gibi haber verici, ikaz edici farklılıklar görülebilir.

Kentimizdeki son yaşanan heyelanda canlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, İlimizde ve özellikle Ereğli’de yaşanan sel baskınlarından zarar gören hemşerilerimize geçmiş olsun dileklerimi arz ederim.

Kozlu Maden Park (5)Kozlu Maden Park (3)Kozlu Maden Park (4)Kozlu Maden Park (1)Kozlu Maden Park (2)