Yıllar önce, köydeki komşularımızdan Zühtü amcanın iki oğlundan biri Karabük Demir-Çelik Fabrikası’nda işe girmiş; diğeri de Almanya’ya çalışmaya gitmişti.

Kendisi rahmetli olunca, Hayriye yenge de çoğu zaman Karabük’teki oğlunun yanında kalmaya başlamıştı.

Bir ara, birkaç ay da Almanya’daki oğlunun yanında kalmıştı.

Döndüğünde de, “Gardaş...” diye başlayan gördüklerini de anlata anlata bitiremiyordu.

Ben de birkaç kez dinleyenlerinden olmuştum.

Allah, uzun ömürler versin, halen hayatta olan Hayriye yengenin anlattıklarından aklımda kalanları, kendi ağzından, burada paylaşmak istiyorum:

“Yengesinig…

Ben ullarda gördüklerimi, bullarda hiç görmeyan.

Yollarına, sokaklarına, süt dökseg yalanu.

Yollada, sokalada oynayan uşakla, başıboş dolaşan köpekle, kedile gatiyen göremezsig.

Barklarda, sokaklarda, köpeyini gezüren yaşlı-başlı, ak saçlı iysanlardan geçilmeya.

Sıçınca da alıp torbaya goyala.

Yollarda, barglarda garşulaşınca, başlarını eğip gülümseyip birbirleriynen selamlaşıyala.

Köpeye, kediye uşakla gibi bakıyala, aynı gaptan yiyiyala.

Yemeklerine hiç yağ gatmayala.

Yaşlı başlı goca garıla bile bisiklete biniya, düşerin deyi gorkmayala.

Suları, elektrikleri hiç kesilmeya.

Emme gine de iysan gendü memleketini araya…..” gibi sözlerle gördüklerini anlatmaktaydı.

* * * *

KOMŞUM ADİL BEYİN GÖRMEDİKLERİ, DUYMADIKLARI…

Adil bey, üniversiteden emekli bir profesör öğretim üyesidir.

Kendileri, üniversitedeki görev yıllarında, Amerika Birleşik Devletleri’nde birkaç yıl bulunmuş, Avustralya’dan Almanya’ya, İngiltere’ye kadar pek çok ülke görmüş, yazılanları okumuş, dinlemiş, entelektüel (çok bilen) bir kişi olarak bilinir.

Almanya’daki oğlunun yanından dönen Hayriye yengeye, Almanya’da neler gördüklerini sorduğum gibi, bu kez de, komşum Adil hocamıza, “Hocam, dünyada, bu kadar ülkede bulunmuşunuz, gezip görmüşünüz, okumuş, duymuşunuz. Özellikle ekonomik, sosyal ve politik konularla ilgili ülkemizde duyup, görüp de oralarda duymadıklarınızdan, görmediklerinizden biraz söz eder misiniz? Biliyorsunuz, 2023 genel seçimlerine 4-5 ay kaldı. Belki ülkemizde de görmek, duymak istemeyenlere faydası olur” ricasında bulundum.

Söylediğiniz konularla ilgili, duymadıklarımdan, görmediklerimden şu örnekleri verebilirim” diyerek, aşağıdaki örnekleri sıralamıştı:

Bulunduğum, gezip gördüğüm, bilgi sahibi olduğum ülkelerin hiç birinde…

* En düşük ücretle çalışanların oranının, tüm çalışanların %55-60’i olduğu,

* Yıllık enflasyonları bırakınız üç rakamlı olmayı, iki rakamlı olduğu,

* Bir seçimde, bir seçmen zarfı içindeki dört oy pusulasından birisinin geçersiz sayıldığı,

* Diğer ülkelerin devlet başkanlarına, “eyy” ile başlayan sözlü hitapların yapıldığı,

* 15-20 milyon nüfuslu bir kentin belediye başkanının kullandığı “Aptal” (ingilizcesi stupid) sözünün hakaret görüldüğü, iki yıl yedi ay ceza verilip, seçilme hakkının elinden alındığı,

* 100 kadar eğitim fakültesi, 400 eğitim fakültesi profesörü, 500 doçenti olup da, elektrik mühendisi profesörün milli eğitim bakanı, yardımcısının, makine mühendisi olduğu,

*  Ülkesindeki bir siyasi cinayetin, o ülkenin basın ve iletişim ortamlarının bir bölümünde manşetten verilirken, diğer bir bölümünde hiç yer almaması, haber olmaması gibi bir durumu,

* Sadece iki komşusundan 5-6 milyon sığınmacıyı kabul eden; onların yıllarca yeme, barınma, sağlık, eğitim ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan; ayrıca da Afrikasından Asyasına kadar dünyanın her yerinde milyonlarca yabancının olduğu,

* Çılgın (akıl dışı) projelerin uygulandığı,

* 20 kadar büyük ulusal kanaldan 13-14’ünün, devam eden yayınlarına ara vererek ülkenin devlet başkanının konuşmasına bağlandığı,

* Büyük devlet ihalelerini hep üç-beş müteahhidin aldığı,

* Olmayan üniversiteye rektör atandığı,

* Orman yangınına, cumhurbaşkanının talimatları ile müdahale ettiğini söyleyen bakanın olduğu,

* Profesör Selçuk Şirin’in yazdığına göre, ülkedeki ailelerin %70’inin, karşı siyasi görüşten birisinin çocuğu ile oynamasını istemediği,

* Tüm okullarında, üniversitelerde okuyan öğrenciler, öğretmenler, akademik personel ve tüm masrafları için harcanan kaynağın, faize ödenen kadar olduğu,

* 20 yıl iktidarda olup da, yıllardır yapmadığı teşvikleri, vergi muafiyet ve aflarını, yaşanan hak kayıplarını, yüksek oranlı maaş zamlarını, olmadığı bilinen kaynaklarla, seçimlere 5-6 ay kala yapıldığı; madem yapacaktın da bu güne kadar neden yapmadın diye sorulmadığı,

* Kamu İhale Yasası’nın, 15-20 yılda 180 kez; Merkez Bankası başkanının, bir buçuk yılda üç kez değiştirildiği,

* Çok lüks donanımlı kamu binalarının, pahalı ve çok sayıda lüks makam araçlarının olduğu,

* Bu kadar büyük ve yüksek minareli cemaati yok denecek kadar az camileri; bu kadar fazla ilahiyat fakültelerinin, imam yetiştiren okulların olduğu bir müslüman ülkeyi,

* İktidar ve muhalefet partilerinin liderlerinin ve taraftarlarının, birbirlerine; zillet, hain, şerefsiz, alçak, yalaka, çürük, sürtük, lan gibi yakışıksız kelimelerin çok geçtiği cümlelerle seslendiği,

* 12 yıl okuyup da okuma-yazmadan, toplama-çıkarma yapmaktan başka bir beceri kazandıramayan bir eğitim-öğretim sisteminin olduğu,

* Devleti, vatandaşları kendi parasından bu kadar kaçan, dolara, avroya tapan bir gelişmiş, az gelişmiş bir ülke hiç görmedim duymadım.

Ha, şimdi aklıma geldi. iki yılda bitmek üzere ihale denildiği, 5-6 katı harcama yapıldığı halde, 13 yıldır hala bitmeyen kamu ihalelerinin olduğu, (her halde, Adapazarı-Karasu demiryolu projesini kastediyor!) bir ülke de görmedim.

Unuttuklarım hariç, bu kadar görüp duymadıklarımın olduğu bir ülkede, halen muhalefetin seçim kazanıp kazanamayacağından söz edilebiliyorsa, orada seçimlerin üç unsuru olan, iktidar, muhalefet ya da seçmen ile ilgili bir sorun olmalı.

Benim aklıma gelen örneklerim bu kadar.

Aklıma gelmeyenleri, göremediklerimi Allah bilir.

Görmediklerimin ülkemizde de görülmemesi, her şeyin ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olmasını dilerim.”

* * * *

Değerli okurlarım…

Hocamızın görmediklerinin, duymadıklarının doğru olmadığını düşünüyorsanız, vebali hocamızındır.

Ancak ben de onun dileğine içtenlikle katılıyorum.

Hayriye yengenin Almanya’da gördüklerini ülkesinde de görmesini dilerim.