Değerli okurlarım; bilindiği üzere, demokratik işleyişin olduğu seçme ve seçilme ortamlarında, görünürde, sistemin üç ana girdisi vardır. Bu görünür girdiler; seçenler, seçilenler ve ilgili düzenlemelerdir.

Siyasi erki belirlemeye yönelik seçimlerde, tüm seçenler eşittir ve seçim sonuçlarını, liderlerin ve parti yöneticilerinin belirlediği sınırlar içinde, onların verdikleri oylar belirler. Seçimlerin sonuçlarının, seçenlerin demokrasiyi özümsemelerinin ve bilinç düzeylerinin; topluma hakim olan ana değer yargılarının ve siyasi partilerle ilgili algılarının bir yansıması olarak değerlendirilmesi mümkündür.

Seçilmek isteyen kişilerin ve siyasi partilerin tercih edilmesinde, seçenlerin taleplerini, beklentilerini karşıladıkları ve karşılayacakları ile ilgili sağladıkları güven, algı ve sevgi duyguları; özellikle de liderine olan güvenin en etken faktörler olduğu bilinir.

Bu işleyişte, siyasi partilerin ve kişilerin, başarılması en zor ve zaman alıcı uğraşlarının, seçmenlerin aile ortamları ve bulundukları siyasal, sosyal ve kültürel ortamlarla; inanç ile ilgili değer yargıları gibi faktörlerle oluşan algılarını değiştirmek ve güven sağlamakla ilgili olduğu görülür.

Seçme ve seçilme ile ilgili düzenlemeler ise, oyunun kurallarını belirleyen yasal ve idari düzenlemelerdir. İktidar erkine ulaşmadıkça ya da uzlaşma sağlanamadıkça, bir siyasi partinin bu düzenlemeleri değiştirmesi mümkün olmaz. İktidarı elinde bulunduranların ise, kendilerinin yararına görmedikleri düzenlemeleri yapmak istemedikleri yaşanan gerçeklerdendir.

Seçme ve seçilme ortamlarının görünmeyen ya da gizlenmeye çalışılan girdileri kapsamında ise, seçilenlerin ve seçenlerin mevcut düzenlemelere uygun olmayan, ya da bu düzenlemeleri zorlayan eylem ve söylemleridir. Bu kapsamda, toplumdaki din, mezhep ve ırk farklılıkları gibi konularda, toplumu ayrıştıran, kutuplaştıran tutum ve davranışlar, istismarlar, sahtecilikler, dış faktörler; oy sağlamaya yönelik olarak, iktidarda olma imkanlarının kullanılması gibi olması istenmeyen durumlar sayılabilir. Bu girdilerin varlığının, ülkelerin demokratik ve ekonomik gelişmişlikleri ile orantılı olduğu da biliniyor.

(Bu arada, üniversitelerde, rektör adayı belirleme seçimlerinin yapıldığı dönemlerde, mevcut rektörlerin ikinci dönemleri ile ilgili seçimlerde (bildiğim kadarıyla), ilk sırayı almayan mevcut rektörlerin olmaması; sivil toplum kuruluşlarında, bir defa seçilenin yıllarca seçilmeye devam etmesi; önceki ve son seçimlerde TRT'nin yaptığı ya da yaptırıldığı adil olmayan uygulamaları gibi durumlar, koltukta olanların avantajlarını yansıtan örneklerdendir.)

[*] [*] [*] [*]

Değerli okurlarım; günlük hayatta kullandığımız tüm eşya, araç, gerecin, sistemlerin, organizasyonların, ilişkilerin zamanla eskimesi, yıpranması kaçınılmazdır. Bu süreçleri yavaşlatmak mümkün olsa da, tamamen durdurmak mümkün olmaz. Bu gerçek, siyasi partiler ve kişiler için de geçerlidir.

Ancak bu genellemenin, 16 yıldır girdiği tüm seçimleri ve halk oylamalarını kazanmış olan Cumhurbaşkanı ve Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Lideri Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve partisi için geçerli olduğunu söylemek zordur! Bu olguyu, kendilerinin ve taraftarlarının, büyük şair Nazım Hikmet'in gönül bağları ile ilgili olarak söylediği bilinen, "Eksilmeden eskimek ne güzel!" sözü ile tanımlamalarının uygun olacağını sanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanı, bu başarıların asıl sahibidir. Tebriki ve takdiri fazlasıyla hak ediyor.

Bu başarılarını ve eksilmemelerini (eksilmelerini de!) sağlamanın, sayın liderin, liderlik yetenekleri; partisinin eskiyen-yıpranan parçalarını, sistemlerini, yollarını, yöntemlerini, stratejilerini erkenden fark ederek değiştirip, hep yeni ve eksilmeyen kalması; yaptıkları ve yapacakları konusunda seçmenlerin güvenini ve sevgisini kazanması gibi hususların ana faktörler olduğuna şüphe yoktur.

Bu faktörlere, ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanının ve partisinin;

[*] Seçimlerle ilgili olarak, sahip oldukları mali ve medya imkanlarının...
[*] Özellikle de, yeni nesil baş bağlama şekli ile simgelenmesinin uygun olacağını düşündüğüm vatandaş kitlesini ve yakınlarını daha fazla memnun eden icraat ve söylemlerle kazanılan sevgi ve desteğin...
[*] Muhalefet partilerinin yetersizliklerinin ve imkansızlıklarının...
[*] İktidarda olmanın sağladığı avantajların eklenmesinin de gerekli olduğuna inanıyorum.

Artık olan olmuş, seçimler geride kalmıştır. Tüm parti liderlerinin ve partilerin, kazananların ve kazanamayanların artılarını ve eksilerini araştırmaları, gerekli olan yön ve yöntem değişikliklerini yaparak yollarına devam etmeleri beklenir.

Sayın Cumhurbaşkanımız, kendisine oy verenlerin ve de vermeyenlerin taleplerini, beklentilerini; bundan sonra yapması ve yapmaması gerekenleri; ülkenin içinde bulunduğu durumu en iyi bilendir. Sorunlar, beklentiler ve gerekli çözümler için gerekli olan en sağlam bilgilere, imkanlara ve birikime sahiptirler.

Bu arada, Sayın Cumhurbaşkanının "tüm vatandaşların cumhurbaşkanı" olduğunu hiç unutmamalarının ve kendilerine yapılan iyi niyetli iç ve dış eleştirilere ve uyarılara değer verip gereğini yapmalarının önemi de açıktır.

Muhalefet partilerinin de, durum değerlendirmeleri yaparak, hata ve eksikliklerini belirleyerek; özellikle de AK Parti'nin nasıl çalışıp başarılı olduğunu inceleyerek, gelecek seçimlere hazırlanmaları; ülke ve millet yararına olduğuna inandıkları çalışmalarında iktidara destek olmaları; farklı fikirler ve projeler üreterek muhalefet görevlerini yapmaları herhalde en doğru olanlardandır.

[*] [*] [*] [*]

BENDEN DE BİR UKALALIK!

Değerli okurlarım; cumhurbaşkanlığı seçimine aday olarak katılıp da seçimi kazanamamış; ancak mensubu olduğu partisinden çok daha yüksek ya da altında milyonlarca seçmenin oyunu almış, sevgisini kazanmış kişilerin, seçim sonrasında, sıradan parti üyesi vatandaşlar olarak (yasama ve yürütme ortamlarının dışında) kalmalarının adaletli ve isabetli olmadığına inanıyorum.

1960 ihtilali sonrasında, yasama organı olarak, millet meclisi ve senato olmak üzere iki meclis bulunuyordu. Emekli olan cumhurbaşkanları, ömürlerinin sonuna kadar, Cumhuriyet Senatosunun tabii üyesi olarak görev yaparlardı. Seçimi kazanamayan ve partileri meclise giren ya da belirli bir oy yüzdesinin üzerinde oy almış olan seçim kaybetmiş cumhurbaşkanlığı adaylar (hatta görev süreleri sonlanan cumhurbaşkanları) için de, yasama ya da yönetim içinde olmalarını sağlayacak bir çözüm bulunmasını, konunun değerli uzmanlarının değerlendirmelerine arz ederim.

[*] [*] [*] [*]

Seçim sonuçlarının, vatanımıza ve milletimize hayırlı olmasını dilerim. İlimizden meclise girmiş olan Sayın Milletvekillerimizi tebrik ederim. Başarılar ve hayırlı hizmetler dilerim...