Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş'ın, bir türlü hayata geçmeyen projelerle ilgili "100 sene sabrettik" diyerek, biraz daha beklenmesi gerektiğini ifade eden açıklaması; kamuoyunda büyük bir moral bozukluğuna neden oldu.

CHP'li Belediye Başkanı Muharrem Akdemir'i, hizmet etmiyor diye koltuktan indirip; yerine AK Partili Doktor Ömer Selim Alan'ı getiren Zonguldak halkı, hizmet konusunda aç ve sabırsız.

Ama Vali bey; "100 sene sabrettik, biraz daha sabredin" mealinde şeyler söylüyor.

Zonguldak insanı, hizmet alamadığı için çektiği sıkıntılara sabrediyor.

Bir de yıllardır 'hizmet edeceğiz' diyerek kendini oyalayan bürokrat ve politikacılara sabrediyor.

Sabır sabır da, o da bir yere kadar.

Milletin sabrı taşıyor.

Üreticiyi zabıtaya ezdirmeyin

Bu köşede, Zonguldak Merkez ilçenin heliport ihtiyacını kaç kez yazdık.

Sesimizi duyan oldu mu?

Kenti yönetenler sağıra yattılar.

Anlamazlara anlattık derdimizi.

Demek ki iyi anlatamamışız.

Hiç utanıp sıkılan var mı?

"Yahu koca kentte heliport olmaz mı?" diyen birini duydunuz mu?

Kozlu sahiline inen helikopterin, bir daha kalkamadığını yeniden mi anlatayım bu anlamazlara?

Bu köşede, Zonguldak Merkez ilçenin köylerinde üretim yapan köylüye satış yeri yapılsın dedik.

Üretici köylüyü, zabıtanın insafına bırakmayın dedik.

Anlamazlara anlattık derdimizi.

Peki bu kenti yönetenler ne ile meşguller?

Liman arkasından yürümeye başlayacaklarmış, Kapuz'a varacaklarmış.

Sonra geri döneceklermiş.

Bunların karnı tok.

Aç insanlar o yolu nasıl yürüyecek?

Bu kentin insanı işsiz, bu kentin insanı aç.

Siz bahçesinde üretim yapan insana satış izni vermezseniz, onları zabıtaya ezdirirseniz, gün gelir Allah da sizi ezer.

Yapmayın beyler.

Tahsil cehalet alır, eşeklik baki kalır

Zonguldak'ta öyle günler yaşadık ki.

Bir milletvekili peydah oldu.

Bir de onun danışmanı.

Milleti soyuyorlardı.

Biz bu soyguna engel olunca, saldırıya geçtiler.

Öyle ki; aleyhimize yazan gazetecilerin kimine çiçek, kime para gönderiliyordu.

Çok şükür o günleri geride bıraktık.

Ne milletvekili kaldı, ne danışmanı...

Meslekte 30'uncu yıla girerken, daha neler göreceğiz Allah bilir!

Haber yazmasını bilmeyen, gazeteciyim diye çıkıyor ortaya.

Kendini ifade etmekten aciz insanlar, 'köşe yazarıyım' diye atıyor kendini caddeye.

Hiçbir şey yapamıyorsan gazetecilik yap.

Köşe yazarlığı yap.

Bu hale geldi Zonguldak.

Kendi düzenini kuramayan/koruyamayan, kentin düzenini eleştiriyor mesela.

1+1'e gidip "Polis basar mı?" diyen kişi, o geceki yazısında "Ben anneyim" diye bağırıyor mesela.

Böyle bir sürü kişi ve konu var.

Bu işin önceliği, haber yazabilmektir.

Okunabilir bir Türkçe kullanabilmektir.

Okuduğunu anlamayan, anladığını yazamayan biri; gazetecilik yapamaz.

Ne demiş Fuzuli?

"Mey biter saki kalır.

Her renk solar haki kalır.

İlim insanın cehlini alsa da,

hamurunda varsa eşeklik; baki kalır."