AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, Devlet Su İşleri Bölge Müdürlüğü yetkililerini Zonguldak’a davet etti!
Mustafa Çağlayan, DSİ Zonguldak İl Müdürlüğü’ndeki toplantıya Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem’i de davet etti!
Amaç, Acılık Deresi üstüne yapılacak yaya köprülerinin yerlerini belirlemekti!
Toplantıya gelen Tahsin Erdem, Mustafa Çağlayan’a “Senin burada ne işin var? Sen bana ne sunumu yapıyorsun? Sen bana neyi izahat edeceksin? Burada siyasinin işi yok. Ben devletin yetkililerinden görüş alırım. Hadi bana eyvallah” diyerek çıkıştı!
Tahsin Erdem, Mustafa Çağlayan’ın daveti üzerine geldiği toplantıda “Burada senin ne işin var?” deme nezaketsizliğini gösterdi!
Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkilileri geldi!
Onlar da yaya üstgeçitlerinin yerini belirlemek için Zonguldak Belediyesi ile görüştü!
Zonguldak Belediye Başkanı Tahsin Erdem, orada da yan çizdi!
Karayolları Bölge Müdürlüğü, Zonguldak insanı ölmesin diye, belediyenin yapması gereken üstgeçitleri yapıp teslim edecekti!
Tahsin Erdem, “Fevkani Köprüyü neden yıktınız?” diyerek inatlaşıp, üstgeçitler için Belediye Meclisi’nden karar almadı!
Tahsin Erdem’in inadı yüzünden insanlar ölmeye devam ediyor.
Bir yılda Mine Çetinoğlu, İbrahim Poyraz ve Rukiye Solmaz bu yolda hayatlarını kaybettiler.
Devlet bu işe müdahale etmeli!
Tahsin Erdem’in inadı, kibri, kaprisi yüzünden Zonguldak insanı ölemez!
Devlet, Zonguldak insanının göz göre göre ölmesine müsaade edemez.
Çevre yolunda ölmek istemiyoruz!
Tahsin Erdem’in bu sorunu çözmek istemediğini biliyoruz!
Zonguldak Valisi Osman Hacıbektaşoğlu’ndan bölgeye bir düzen getirmesini, üst geçit yapılması için talimat vermesini bekliyoruz!
Yerli ve milli hıyar!
Zonguldak şehir merkezindeki ‘hıyar’lar ile uğraşmaktan bahçeyi ihmal ettik!
Hafta sonunda bahçede çalışıp eksik kalan işlerimizi tamamlamamız lazım! Merkezdeki ‘hıyar’lardan ya da ‘hıyar’ görünümlü ‘acur’lardan uzak kalmak iyi olacak!
Bayrama kadar bahçeyi aktif hale getirelim!
Ürünlerimizin olmasını bekleyelim!
Öyle bahçeye domatesi, salatalığı, patlıcanı dikmekle bitmiyor iş!
Gübresini vereceksin!
Çapasını yapacaksın!
Sulayacaksın!
Aslında biz, bahçede yaptığımız işi mesleğimizde de aynen yapıyoruz!
Mesela kente bir bürokrat geliyor!
Onu ekiyor, bekliyoruz!
Yanında gereksiz bir ot bitiyor, onu kesiyoruz!
Suluyoruz, çapalıyoruz!
Olmayınca olmuyor!
Bazen toprak o tohumu sevmiyor!
Ya da tohum bu toprakta bitmiyor!
Toprak iyi olacak!
Ama tohum da iyi olacak!
O zaman iş kolay!
Biz yerli ve milli tohumdan yanayız!
Doğal hayvan gübresinden yanayız!
Yerli ve milli hıyardan yanayız!
Bilmediğimiz tohumu ekmeyiz!
Günün Fıkrası: Mezeci
IV. Murat döneminde içki yasağı var.
Üç kafadar bir ağacın altında içerlerken yakalanırlar ve padişahın huzuruna çıkarlar.
Padişah suçlulara sorar:
- Oğlum sen içtin mi?
- İçtim padişahım suçluyum, affedin.
- Oğlum ya sen içtin mi?
- Bende içtim padişahım ne olur affedin.
- Ya sen?
- Padişahım vallahi ben içmedim. Ben mezeciydim.
Padişah cellatlara emir verir.
-Bu ikisini içtikleri ağacın dalına asın.
-Bunu da o ağacın altında iyice sevin.
Cellatlarla suçlular olay mahalline giderlerken mezeci ikide bir cellatlara dürter.
- Abi ben mezeciyim ha unutmayın.
- Ben mezeciyim ha unutmayın!