Zonguldak’ta yaşanan hafriyat krizinin baş sorumlusu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk’tür!
Mahalle arasında bir arsaya hafriyat dökülmesine izin verdi!
İnşaat ve yol artığı malzemeydi, bahçe toprağından ayıramayacak kadar liyakatsız bir yönetim anlayışı sergiledi!
Zonguldak Merkez Terakki Mahallesi Gültekin Kızılışık Sokak'taki bu arsaya dökülen hafriyatın içeriği, Ontemmuz Mahallesi’nden bile görüldü!
Ancak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk’ün o adrese gönderdiği teknik elemanlar göremedi!
Hasan Öztürk ve personelinin gözünü kör eden şey neydi?
Koltuk hırsı mı?
Başka bir korku mu?
Hemşehrilik duygusu mu?
Gereğini yapacağını söylemesine rağmen kılını kıpırdatmadı!
Bir şey yapıyormuş gibi yaptı!
Siyaset kurumunu da, bürokrasiyi de, basını da kandırdı!
Eğer Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk, korktuğu için gereğini yapmamışsa, bundan sonra daha çok korksun!
Sizin bürokratik oyunlarınız yüzünden çevre zarar görüyorsa, en büyük zararı siz görürsünüz!
Bakın, Lavuar Alanı'ndaki hafriyat krizinin de müsebbibi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Hasan Öztürk’tür!
Zonguldak Merkez Terakki Mahallesi Gültekin Kızılışık Sokak'taki arsaya hafriyat döktürtmeseydi, birilerinin haksız kazanç elde etmesine, çevreyi katletmesine göz yummasaydı, bugün bu arsızlık olmayacaktı!
Bu yazdıklarımı; kamyon lastiği kadar kafası, sibop iğnesi kadar beyni olan Osman bile anlamıştır!
Bakalım, siz anlayacak mısınız?
Gereğini yapacak mısınız?
İşgilli büzük dingilder!
Devrek’te Mehmet Yüksel ve A. Özhan Yücel tarafından yaptırılan 4 yıldız konforunda, 63 oda, 128 yatak kapasiteli Devrek Otel, 29 Aralık 2017 tarihinde açılmış!
Devrek Otel ile Mehmet Yüksel ilgileniyor!
Adı, bir otel işletmecisine yakışmayan olaylarla anılıyor!
Konuya gelelim...
İçişleri Bakanlığı müfettişleri, 10 aydır Devrek Belediyesi’ni inceliyor...
Ve Devrek Otel’de kalıyorlar.
İçişleri Bakanlığı, müfettişlerine bir harcırah veriyor.
O para ile otelde kalıyorlar.
Her yerde böyle oluyor.
Devrek Otel’in sahibi Mehmet Yüksel, müfettişlerin konaklamasıyla ilgili Devrek Belediyesi’ne 70 bin liranın üzerinde ilave fatura gönderiyor!
Müfettişler, faturanın iade edilmesi ve ödeme yapılmaması talimatı veriyorlar.
"İşgilli büzük dingilder" ya da "kesilecek saç, tarağa yakın gider" atasözünden yola çıkarak, oteli gözlem altına alıyorlar.
63 oda, 128 yatak kapasiteli otel, hamam ve sauna hizmeti vermesine rağmen ayda sadece 250 lira su faturası ödüyormuş!
Meğer, otel sondaj vurmuş, bedava su kullanıyormuş!
1,5 milyon lira ceza kesilmiş!
Belediye, bu tahsilatı yapmak zorunda.
Yetmedi...
Otelin çatı katında imara aykırı işler var!
Üstelik vatandaşların bu yönde şikayeti var!
Devrek Otel’in sahibi Mehmet Yüksel, durduk yere kaşınmış!
Haksız yere "70 bin lira alacağım" derken, önce 1,5 milyon lira ceza yemiş!
Devrek Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden gelecek cezayı beklemeye başlamış!
İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nde, üçgen arsayı dikdörtgene çevirebilme yeteneğine sahip yöneticiler var!
Bakalım, bu işi nasıl kılıfına uyduracaklar?
İmar değiştikçe, dolgu-botoks değişiyor!
Değişen imarla birlikte silikonlar değişiyor!
Devrek Belediyesi ve yöneticilerindeki değişimi dikkatle izliyoruz!
Siz, kimi cezalandırıyorsunuz?
Devrek Sosyal Hizmet Merkezi Müdürü Mesut Özmekik, "Devrek Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürlüğü"ne, Devrek Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürü Adil Karakaruk da "Devrek Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü"ne getirildi.
Bu değişim, durduk yere olmamış!
Devrek Engelsiz Yaşam Bakım Rehabilitasyon ve Aile Danışma Merkezi Müdürü Adil Karakaruk’un engellilerin harçlık harcamalarına ilişkin usul ve mevzuatta belirtilen hususlara dikkat etmeksizin, engelli harçlıklarının kullanılmasında engelli yararı göz ardı edilerek yanlış ve usulsüz harcamalar yaptığı tespit edilmiş!
Bu nedenle "Devrek Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü"ne getirilmiş!
Bir müdürlükte hata yapan birini, başka bir müdürlüğe atamak yanlış değil mi?
Şimdi aynı yanlışı yeni görevinde yaparsa, ne olacak?
Başka bir müdürlüğe mi atanacak?
Adil Karakaruk, yanlış yaptığı için başka bir yere müdür oluyor!
Hiç yanlışı olmayan adamlar, Adil Karakaruk yüzünden yerinden oluyor!
Bu adalet mi?
Devrek Egemenlik Esen Restoran...
Dostlar, Devrek Egemenlik Esen Restoran'dan aradılar, “Oturalım” dediler...
“Doktor olmadan olmaz” dedim.
“Hasta mısın?” dediler...
“Doktorun hastasıyım” dedim.
Bir akşam sonraya sözleştik.
Devrek Egemenlik Esen Restoran'ın önüne aracı park ettik.
Birbiri ardına dostça gülen sıcak yüzler...
Önce bizi davet eden dostlarımız...
Sonra Batuhan…
Sonra Mert…
Ve Kelle…
Ben, Devrek Egemenlik Esen Restoran’ın sahibini "Recep Esen" diye biliyordum!
Meğer, Recep Abiye herkes "Kelle" diyormuş!
Müthiş bir ev sahipliği yaptılar.
Diğer dostlara ayıp olmasın ama son dönemde böyle bir sıcak ortamda eğlenmedim.
Çalgı-çengi ekibi de çok güzeldi.
Avukat kardeşimize çok sataştık.
Hakkını helal etsin.
Berber, sen de az değilsin...
Yarım adaşımı çok sevdim.
Köylüm, tavukları pişirmiş...
Hacıyı çarşıya göndermiş...
Sonra hep beraber Alaplı’nın üstünden karga gibi geçtik.
Yanımızda doktor olduğu için geceyi hasta olmadan bitirdik.
Ve ertesi gün...
Ailem için özel bir gündü.
Bakırcılar Köyü'ndeki anne-baba-ağabey mezar ziyaretinden sonra yine Devrek’teyiz.
Akşamüstü Devrek Egemenlik Esen Restoran'a gitmek istedim.
Dostları arayıp, telefon istedim...
Telefon "Kelle" diye kayıtlı!
Gittik...
Bizi yine çok güzel karşıladılar, çok güzel ağırladılar ve uğurladılar.
Recep Abi, etin altını üstüne getiriyor.
Eviriyor-çeviriyor, muhteşem bir lezzet çıkıyor ortaya...
Her şey çok güzeldi.
Ben, kuzu etini severim ama köfte de harikaydı.
Kamelyada odun ateşinin sıcağında garson Murat’ın demli çaylarıyla çok güzel bir hafta sonu geçirdik.
Galiba toprak çekiyor beni...
Ayna Grubu'nun solisti Erhan Güleryüz’ün seslendirdiği şarkı ile bitirelim...
“Eğer ölürsem buralarda
Eğer benim için ağlayan biri varsa baş ucumda
Eğer ölürsem buralarda
Vasiyetimdir beni götürsünler doğduğum topraklara
Beni köyümün yağmurlarında yıkasınlar
Baş ucumda biten yediverenleri ah aşıklar koklasınlar...”