Bazen emin olamayız.
Karar veremeyiz.
O zaman...
Hep birlikte düşünürüz.
Hatta...
Dilimizin ucuna geleni söyleriz.
Önce uyarımızı yaparız.
- Sesli düşünüyorum.
Kendim dahil herkes dinlesin.
Saçma olabilir.
Törpülenmesi gerekebilir.
Hiç kayda alınmayabilir.
Ancak dinlenir.
Arkasında başka niyet aranmaz.
İlk akla gelen.
Dilin ucuna gelen sözcükler.
Eğilip bükülmeden...
Ölçülüp biçilmeden.
Tartılmadan söylenen kelimeler.
Dökülen cümleler.
Bazen böyle yaparız.
Evde...
İşte...
Sohbette...
Kesin hükmü yoktur.
Tartışılabilir.
Taraf da değildir.
Konuşulur.
Değerlendirilir.
[*] [*] [*] [*]
Tam öyle bir hal için girizgahımız bu.
Bugün ilk akla gelenler dökülsün kelimelere.
Koyalım aynayı karşımıza.
Dilimizin ucuna ne gelirse dökelim kelimelere.
Aklı ve kalbi bir kenara bırakalım.
Söz gümüşse sukut altındır ya hani.
O altını çöpe atalım.
Halisane...
İçimizde ne varsa...
Dilimizden dökülsün.
Çıkaralım maskeleri.
Gerçek yüzümüz ortaya çıksın.
Fıçının içinde ne varsa o sızar ya...
Kalitemiz görünsün.
Hadi bir de böyle bakalım aynaya...
Biz kimiz?
Neciyiz?
Ne yapıyoruz?
Nereye gidiyoruz?
[*] [*] [*] [*]
Bırakalım başkalarını...
Kendimize bakalım.
Vicdan terazisinde tartalım kendimizi.
Hesaba çekelim.
Hatalarımızla yüzleşelim.
[*] [*] [*] [*]
Falancanın malı.
Fişmancanın namı.
Bilmem kimin bilmem nesi...
Çoluğu...
Çocuğu...
Ticareti...
Siyaseti...
Hepsini kısa bir süreliğine rafa kaldıralım.
Kendimiz ile baş başa kalalım.
Soralım derdimizi.
Bakalım katlanabilecek miyiz kendimize...
Eğer kendimize katlanabilirsek.
Topu taca atmadan durabilirsek.
O zaman...
Halen umut var demektir.
Bizde umut varsa.
O zaman umut ekeriz baharda.
Mayısta başak başak bereket toplarız.
[*] [*] [*] [*]
İşte o zaman çözeriz her şeyi...
Kimse gelip çözmez.
Eğer bizim bir derdimiz varsa.
Derdin kaynağı da biziz.
Dermanı da bizde.
Birey olarak böyle.
Millet olarak böyle.
Devlet olarak böyle.
Dost istersen Allah yeter.
O halde...
İman gerek.
O imanı besleyecek ilim irfan gerek.
Bunun için çalışmak gerek.