AK Parti'den ihraç edileceğini anlayınca, istifa eden Aydın Arıcı...
Bir türlü susmak bilmiyor!
Bazı gazeteler de bunun yaptığı her paylaşımı haberleştiriyor!
Sanki akil adam!
AK Parti, sadece Aydın Arıcı'dan mı ibaret?
Parti aleyhine ve Dr. Ömer Selim Alan aleyhine çalışmış biri...
Karaelmas Mahallesi'nde müthiş bir seçim kampanyası yürütmüş,!
Yani kulağımıza gelen bu...
Ne kadar etkisi varsa artık!
Kibrit çöpü kadar ışık saçmayan insanların kendilerini olimpiyat meşalesi gibi görmelerine hayranım!
"Recep Tayyip Erdoğan sevdalısıyım" diyorsun ama bu sevdaya ihanetlerin hala bitmiyor!
Bazı gazeteler söylediklerini haber yapınca, daha da bir gaza geliyor, "Demek benim etkim var" diyor!
"Yanlış algılama" kesinlikle!
Bir de paylaşımlarına yorum yapan insanları da alet etmeye çalışıyor, kendine yandaş arıyor.
Şimdi de Recep Tayyip Erdoğan'a mektup yazacakmış!
Onun da işi-gücü yok, senin mektubunu okur, oturur da...
Ben, bu Aydın Arıcı konusuna girmeyecektim ama son yazdığı öyle komiğime gitti ki...
Mektup yazacakmış!
Aman Allah'ım...
Daha neler...
Kendine çok güveniyordun madem, neden "ihraç" lafını duyunca, koşa koşa gittin istifa ettin?
Mücadele etseydin!
Ne günlere kaldık ya Rabbim...
Mübarek Ramazan gününde akıl ihsan eyle...
Aydın Arıcı...
Sen, AK Parti'nin etkisiz elemanısın!
Seni toplasalar da çıkarsalar da hiçbir etkin yok!
Yaptığın hareketler akıl tutulması!
Gündeme gelmek için nereye, ne sallayacağını bilmiyorsun?
Bir de seni "düğmeye bastı" diye haber yapıyorlar ya!
Sen, ancak kıyafetindeki düğmeyi iliklersin!
Bir kendine gel istersen!

Kılavuzu karga olanın...

Vakti zamanında, birkaç arkadaş köylerde-kasabalarda pazarcılık eder, dolaşırlarmış.
Bir gün, uzakça bir kasabaya gitmek için yola çıkmışlar. Bir müddet sonra, gök gürlemeye, bulutlar kararmaya başlamış. O sırada bir köy­lüyle karşılaşmışlar. Yağmur bastırmadan sığınabile­cekleri yakın bir köy bulunup-bulunmadığını sormuş­lar.
Köylü, “Var... Var olmasına da. Siz korkmayın hele, yağ­mur falan yağmayacak. Baksanıza, kargalar yüksekten uçuyorlar. Kargaları yüksekten uçarken gördün mü bil ki yağmur yağmayacak” demiş.
Pazarcılar bakmışlar, gerçekten kargalar havada uçuşup duruyorlar. “Köylünün bir bildiği olsa gerek” diyerek yollarına devam etmişler.
Çok geçmeden hava büsbütün bozmaya başlamış. Sağanak halinde yağmur bastırmış. Arkasından da do­lu, boran, şimşek, artık ne varsa....
Adamcağızlar, ne yapacaklarını şaşırıp kalmışlar. Daracık bir vadiden geçerlerken, yukarıdaki köyün ta­şan deresi bunları önlerine katıp sürüklemiş. Üstelik köyün lağımı dahi bu dereye akar­mış. Garibanlar, çamur yetmezmiş gibi, bir de pislik içinde yüzmeye başlamışlar.
İçlerinden alaycı birisi, hem güler hem de, "Kılavu­zu karga olanın, burnu b..k çıkmaz!" dermiş.
Bazı siyasetçiler ya da siyaset yaptığını düşünen isimlerin de kılavuzları kargaları anımsatıyor!