Mevsimlerden kış.
Ortalık buz kesiyor.
Zamanın hükümdarı tebdili kıyafet sokakları dolaşır.
Yolu mescide düşer.
Bir köşede iki yoksul titreyerek sabahı görme mücadelesi verir.
Ne konuştuklarını merak eden hükümdar yanlarına sokulur.
- Donup ölmesek bari.
- Ölürsek cennette ısınırız.
- Cennete gittiğimizde hükümdarı oraya sokmayacağım.
- Niçin?
- Biz sokakta sürünürken o sarayda keyif sürüyor.
Bizden haberi olmasın.
Sonra da cennette bana komşu olsun.
Ben böyle komşu istemem.
[*][*][*]
Hükümdar hemen sarayına döner.
Mescitteki iki fakirin saraya getirilmesi emrini verir.
Askerler iki fakiri alır.
Saraya getirir.
Soğuktan titreyen garibanlar bu kez korkudan titrer.
Sarayda dayalı döşeli bir odaya yerleştirirler.
Bir ziyafet sofrası getirilir.
- Burada yiyip, içip yatacaksınız.
Hükümdara dua edeceksiniz.
Cennette size komşu olmasına karşı çıkmayacaksınız...

[*][*][*]
İster hükümdar ol...
İster amir, ister memur.
İster işveren, ister işçi...
İster akraba...
İstersen konu komşu.
İlla hükümdar olmaya gerek yok.
İyilik yapacak iraden olması yeterli.
"Bir mü'mini dünya dertlerinden kurtaranı, Allah, ahiret dertlerinden kurtarır."
İki cihan serveri Hz. Muhammed (sav) böyle buyuruyor.
Ölçü belli.
Herkesin tercihi kendine...


Siftah ettim
Fatih Sultan Mehmed Han bir gün yiyecek maddelerinin kalitesini ve narh durumunu kontrol etmek gayesi ile kıyafet değiştirip çarşıya çıkar.
Bir dükkana girer.
- Yarım batman, yağ, yarım batman bal ve yarım batman peynir veresiz.
Dükkan sahibi yarım batman yağı tartıp parasını hesap ettikten sonra;
- Ağam, sair isteklerinizi de karşı komşumdan alasız.
Zira kim hem onun malı daha yeğdir.
Hem de komşum daha siftah etmedi. Padişah ikinci dükkana varıp oradan da yarım batman bal alınca, bu dükkan sahibi de;
- Allah'a şükür olsun siftahımı ettim.
Hem de çocuklarımın nafakasını çıkardım. Bundan sonrası kardır.
Diğer isteklerinizi komşumdan alınız.
O daha siftah etmedi...
Fatih Sultan Mehmed Han; "Bu milletteki bu ahlaki istikamet yok mu, ona dünyalar fethettirir.
Milletin ahlak-ı safiyetine halel getirenleri Allah kahretsin" dedi.
[*][*][*]
Bu nesil İstanbul'un fethiyle şereflendi.
Gelelim günümüze.
Girin bir dükkana.
Ne varsa alın.
Size yan dükkanı göstermezler.
Hatta...
Yan dükkan batsın diye efsane indirimler yaparlar.
Rekabetin tüm gereğini uygulayıp, tekel olma mücadelesi verirler.
Esnaf böyle...
Zor dönemde zincir marketleri gördük...
Ya halk nasıl?
Komşu kimsenin aklına gelmez.
İlk gelen parası kadar malı stokluyor.
Yağ, çay, şeker, un...
Biz stokluyoruz.
Toptancı stokluyor.
Market stokluyor.
Kısacası...
Herkes gücüne göre stokluyor.
Sonra da hep birlikte şikayet ediyoruz...