Daha yakın zamana kadar...
Tarih verecek olursak...
Pandemi öncesi...
Her hafta sonu köyler dolar taşardı.
Kimi bağına bahçesine gider.
Kimi pikniğe.
Şehrin yorgunluğu.
İşin yorgunluğu.
Aile bütünlüğü.
İnsanların birbirine olan özlemi.
Bir gerekçe bulunur.
Hafta sonları öyle değerlendirilir.
Sözler kesilir.
Nişanlar takılır.
Kınalar yakılır.
Düğünler yapılırdı.
Mevlidler, kuranlar, kurbanlar...
Her hafta sonu birkaç etkinlik.
Şimdilerde öyle mi?
Daha yeni uğurladık kurban bayramını.
Ekonomik darlık çekenler büyüklerini bayramını telefonla kutladılar.
Diğer tür etkinlikleri olanlar.
Bayram arasına bu etkinlikleri sıkıştırdı.
- Hazır insanlar bir araya gelmişken.
Böyle bir mantık güdüldü.
İnsanlar hem etkinliğini yaptılar.
Hem de konu komşuya fazla yük olmamak için böyle pratik çözümler ürettiler.
[*][*][*]
Sözümüz memleketi yönettiğini iddia edenlere.
Hazır sizde bir araya gelmişken insanların omuzundaki yükünü hafifletmek için düşüncelere katılsanız.
Fikirler bulsanız.
Hatta uygulasanız.
Ne güzel olurdu.

Pestil...
Bir... İsim, ince yufka biçiminde kurutulmuş meyve ezmesi, bastık.
İki... Sıfat, çok yorgun, güçsüz.
Üç... Sıfat, argo hasta.
Dört... İsim, madencilik tavan ile kömür damarı arasında yer alan ince, yumuşak killi tabaka.
Türk Dil Kurumu kelimeyi dört şekilde açıklıyor.
Bizim konumuz birinci açıklama...
[*][*][*]
Tam zamanı...
Erikler toplanır.
Kaynatılır.
Tülbentten geçirilir.
Tekrardan kaynatılır.
Koyulaşınca çardaklardaki beyaz bez üzerine yufka kalınlığında serilir.
Suyu iyece geçer.
Güneşte kurutulur.
Meyve marmelatı yufka halini alır.
O şekilde saklanır.
Biz mevsim itibariyle 'erik' dedik ama en güzel pestil kiren'den (kızılcık) olur.
Uzun kış gecelerinde bir tencere suyun içerisine yufka halindeki pestil atılır.
Eritilir.
Alın size doğal meyve suyu.
Adı hoşaf olsun.
Komposto olsun.
Meyve suyu olsun.
Önemli olan tadı.
Sofralarımızda kapladığı yer.
Şimdilerde öyle mi?
Elbette öyle değil.
Asitli içeceklerin durumu malum.
Çoğunluk da bu durumdan memnun.
Biz hatırlatalım istedik.
Eskilerin dilimizde adı kaldı.
Tadı da damağımızda kaldı.