Son günlerde, özellikle Pusula TV&8217;yle
ilgili olarak çok enteresan tepkiler alıyoruz.



Efendim, o kişi nasıl Pusula TV&8217;ye canlı
yayına çıkıyormuş.



Nedenmiş? Çünkü ben o kişiyi köşemde
eleştiriyormuşum.



Arkadaşlar, Pusula Yayın Grubu,
Zonguldak&8217;ın en güçlü yayın grubudur.



Gazetesiyle, internet sitesiyle,
televizyonuyla onbinlerce okur ve izleyiciye hitap ediyor. O yüzden bu mecrayı
kişisel hırslara, ihtiraslara kurban edemeyiz.



Zonguldak halkına ulaşmak isteyen
siyasetçi, işadamı, vatandaş, Pusula Yayın Grubu&8217;nun kuruluşlarından
yararlanmak isteyecektir.



Biz de bu mecrayı herkese kullandırmaya
çalışıyoruz.



Burası tek kişilik bir yayın grubu değil.



Sadece Pusula Gazetesi; Ali Rıza Tığ,
Atilla Öksüz, Osman Sav, İlknur Yılmaz, Aydın Arslanyılmaz, Yeliz Alagöz, Öznur
Güneş, Emre Acar, Cüneyt Özfidan, Suat Özger gibi her biri kendi alanında marka
olmuş isimlerin yer aldığı bir kurumdur.



Bu isimler, Pusula TV&8217;ye de ciddi katkı
veriyorlar. Kısa sürede Zonguldak&8217;ta bir numaraya yükselen Pusula TV&8217;de, Emrah
Keçeci önderliğinde apayrı bir ekip var. Kameramanından programcısına, rejisine
kadar&8230;



Elbette bir de kamuoyunun önünde olmayan
bir başka ekip var.



Bu nedenle kerameti kendinden menkul
arkadaşlarımızın böylesine sığ eleştirilerini çok da ciddiye almıyoruz. İsteyen
herkes Pusula&8217;ya çıkar, konuşur, tartışır.



Böyle bilinsin istiyoruz&8230;




Yazıyor, gönderiyor&8230;



Başka bir gazetenin yayın koordinatörü,
başka bir gazetenin manşetini atıyor.



Yazıyor, gönderiyor. Ve bu trafik
kayıtlanıyor.



Bildiğin tetikçilik yapılıyor.



Ama &8220;Ben şöyle gazeteciyim, böyle
gazeteciyim&8221;
diyen zat, bu yaptığından utanmıyor.



Hadi o utanmıyor, tetikçi olarak
kullanılan da mı rahatsız olmuyor?



Diyor ki: &8220;Patron talimatı, ne
yapayım?&8221;


O zaman bu işi yapma kardeşim.


Bir başka gazetecinin köşesini de Ankara&8217;dan
yazıyorlar.


Yazı e-maille yollanıyor, adamın köşesine
konuyor. Yarın da o, &8220;Bak nasıl yazdım?&8221; diye hava atıyor.
Neyse bu günler de geçer&8230;




Başsavcılık ve Belediye


bu sorunu çözmeli&8230;



Devrek Açık Ceza İnfaz Kurumu&8217;nda kalan
mahkum yakınlarından biri telefon açtı, &8220;İnfaz Kurumu&8217;nda üç-dört
gündür sular akmıyor. Sıkıntı büyük. Yetkilileri göreve davet ediyoruz&8221;
dedi.


Ceza infaz kurumlarında insanlar ıslah
ediliyor.



Devrek&8217;te galiba susuzlukla ıslah edilmeye
çalışılıyor.



Biz de hem Zonguldak Cumhuriyet
Başsavcılığı&8217;nı, hem Devrek Cumhuriyet Başsavcılığı&8217;nı, hem de Devrek Belediye
Başkanlığı&8217;nı bu sorunu çözmeye davet ediyoruz.



Günün Fıkrası: Dul kadın&8230;



Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya kuzeye
gitmişler. Bir kaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına
yakalanmışlar. Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici
hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.


"Dul bir kadınım ben&8221; diye açıklamış hanım: &8220;Eğer evimde
kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar."


&8220;Endişelenmeyin&8221; demiş Jack: &8220;Ahırda da rahat
edebiliriz.&8221;


Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir
mektup almış. Arkadaşı Bob´u çağırarak sormuş: &8220;Bob, şu çiftliğinde
kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun?"


Bob: &8220;Evet, hatırlıyorum.&8221;


Jack: &8220;O gece geç vakit eve gidip,
o kadınla yattın mı?&8221;


Bob: &8220;Evet, itiraf etmeliyim ki
bunu yaptım.&8221;


Jack: &8220;Ona kendi adın yerine
benimkini verdin mi peki?&8221;


Bob, yüzü kızararak cevap verir: &8220;Evet,
korkarım öyle yaptım.&8221;


Jack: &8220;Eh, sana
çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana
bırakmış."