Hayatın bizlere ne getirip-ne getirmeyeceğini bilmemiz mümkün değil. Bir şey planlıyorsunuz, ama o planladığınız işi yapmak nasipte yoksa olmuyor. Tıpkı benim Bursa Nilüferspor maçına gitmeyi planlayıp da gidemediğim gibi…

Cumartesi günü Zonguldak Kömürspor Kulübü Başkanı Sayın Süleyman Caner ile görüştüm ve Pazar günü basın mensupları için kaldırılacak minibüsle maça gideceğimi söyledim. Süleyman Başkan da, Pazar günü sabah saat 07.30’da Zonguldak’taki minibüs duraklarında olmamı ifade etti ve böylece anlaştık.

Dedim ya, nasipte yoksa, olmayınca olmuyor. Pazar sabahı saat 06.00’da kalktım ve 06.30’da İnağzı Mahallesi’ndeki durağa çıktım. Bekle Allah bekle... Yahu bir saatte bir tane araba geçmez mi? Geçmedi işte. Pazar’ın tatil günü olması nedeniyle insanların da istirahatta olduğu bilinciyle maalesef kendimi Zonguldak’a merkeze götürecek bir araç bulamadığımdan Bursa Nilüferspor maçına gidemedim.

Üzüldüm tabii ki, ama maç sonrası dönüş yolunda arkadaşlarımızı taşıyan minibüsün tatsız bir kaza geçirdiğini duyup, Pusula Gazetesi’nin internet sitesinde okuduğumda, “Kurban olduğum Allah’ım, demek ki beni bu korkuyu yaşatmamak için nasip etmedin” diye şükrettim. Bir şükür de, kazanın hafif şekilde geçmesine yaptım. Arabada biraz maddi hasar vardı, rahatlatıcı tarafı da buydu.

[*] [*] [*] [*]

GELELİM NİLÜFERSPOR MAÇINA…

Maç, ev sahibi takım açısından olduğu kadar Zonguldak Kömürspor açısından da son derece önemliydi. Her iki taraf da Play-Off finallerine kalabilmeyi hedefliyordu. Bir de Nilüferspor’a karşı şansımızın tutmadığı ortadaydı. Geçen sene olduğu gibi bu sene de onlara karşı galibiyetimiz yoktu. Zonguldak’taki sezonun ilk maçından da 3-2 galip ayrılmışlardı. Bu bakımdan maçın önemi kat be kat artmıştı.

Hedef mutlak galibiyetti. Hazırlıklar bu yönde yapılmış ve takım 3 puana kilitlenmişti. Fakat, yukarıda da izah ettiğimiz gibi yaptığınız plan-program olmayınca olmuyor, kısmetten öte mümkünatı yok gidilmiyor. Nasipte 1-1 beraberlik varmış, bunu yaşayıp geliyorsun.

Ben maça gidemesem de, oradaki atmosferi canlı yaşayamasam da, bana an be an yaşatanlara teşekkür ediyorum. Başta Zonguldakspor Kulübü’ne ekonomik katkı sağlayan ve Bursa Nilüferspor maçı dahil tüm deplasman maçının masraflarını üstlenen Hakan Albayrak kardeşimiz beni arayarak, detaylı bir şekilde bilgi verdi. Aynı şekilde Murat Şalvarcı arkadaşımız da olanları telefonla bildirdi. Ayrıca Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) Başkanımız Osman Sav ve diğer gazeteci meslektaşlarımız da, oradaki heyecanı anlatarak, bilgi verdiler. Yani telefonum hiç susmadı.

Bir başka önemli detay, Pusula TV için maçı canlı çeken ve anında internet sitesine atan bu işin ustası Ender Yüksel arkadaşımızın görüntülerinden izlediğim ve ondan aldığım bilgilere göre de maçın hakkının beraberlik olduğunu öğrendim. Fakat özellikle de ikinci yarıda inanılmaz gollerin kaçtığını gördüm.

Maçın ilk 10-15 dakikası içerisinde Zonguldakspor’un daha canlı, istekli ve “önce durdur, sonra vur” taktiğini uyguladığını, ancak daha sonraları Nilüferspor’un maçta kontrolü ele geçirerek, sağlı-sollu ataklarla ceza sahamızda gol aradığını gözlemledim. Maalesef uzaktan atılan beklenmedik güzel bir şutla da 1-0 geriye düştük. Vuruş anlamında mükemmel bir goldü ve kalecimiz Ferdi de böyle bir sert şutu beklemiyordu. Top mermi gibi çatala giderek, sanki ağların tozunu almış. Burada kalecinin yapacağı hiçbir şey ve hatası da yok. Kaldı ki, Ferdi’nin daha sonraları çok sayıda Nilüferspor ataklarında başarılı kurtarışlarını izledik. İşte sahada bu yaşananlar, ne olduysa bana telefonla bildirildi ve aynı şekilde Ender Yüksel’in çekimlerinde de aynısını gördüm.

[*] [*] [*] [*]

VE GELDİK MAÇIN 2’NCİ YARISINA…

İkinci yarı başlar başlamaz sahada çok daha istekli ve arzulu bir Zonguldakspor’un olduğu haberini aldım. Ve aradan 10 dakika geçmeden de gol haberi geldi. Arayan Hakan Albayrak, “Abi müthiş oynuyoruz, durum 1-1 oldu” dedi.

Ve ilerleyen dakikalarda telefonum çalmadığında merak edip ben ne olduğunu Murat Şalvarcı’ya soruyorum. “Şahane oynuyoruz ve inanılmaz goller kaçırıyoruz” diyordu. Ve, ardından, “Abi telefonu kapatma gol pozisyonu var, gol olabilir” diyen Hakan kardeşimiz, “Olamaz, bu gol kaçmamalıydı” diyerek yüreğimizi alıp götürüyordu. Bunun gibi daha net fırsatlar harcanıyor, son düdük çalıyor, maç 1-1 bitiyordu.

Anlatılanlar ve izlediğim görüntülere göre Bursa Nilüferspor deplasmanından alınan bu sonuç, hiç de kötü bir sonuç değil. Bize ters gelen bu takımdan deplasmanda alınan 1 puan gerçekten iyidir, moral anlamında da etkilidir. “Yenemedik, ama yenilmedik de… Puanın kötüsü olmaz” diyerek önümüzdeki haftalara odaklanmalıyız.

[*] [*] [*] [*]

Puan sıralaması öyle ilginç bir hal aldı ki…

Lider Tirespor (42 puan) olmak üzere Kızılcabölükspor (38 puan), bu haftaki rakibimiz Büyükşehir Belediye Erzurumspor (37 puan), Altay (32 puan), Düzyurtspor (32 puan), Zonguldakspor, bir maçımız eksik (30 puan) ve sırasıyla Kozanspor, Tekirdağspor, Yeşil Bursaspor, Arsinspor (30’ar puan) sıralanıyor.

Bu tablo da gösteriyor ki, bu grupta her an her şey değişebilir. Puanların birbirine bu kadar yakın olması, her takımın Play-Off iştahını kabartıyor. Zonguldakspor’un bundan sonraki tüm maçları final niteliği taşıyor. Bu haftaki Büyükşehir Belediye Erzurumspor ve ertelenen Kırıkhanspor maçlarını 6 puanla kapattığımız anda finişe doğru emin adımlarla ilerleriz.

Nilüferspor’dan alınan 1 puan moral motivasyonumuzu üst seviyeye çıkartmıştır. Yöneticilerimiz, başta Süleyman Caner olmak üzere şehir içi ve dışından da ekonomik desteklerin gelmesiyle birlik ve beraberlik halinde devamlılık sağlanırsa, Play-Off finallerinden arzulanan başarı gelebilir.

Neden olmasın?