Değerli Okurlarım;

Yaş yetmişi geçince; uzak-yakın dost, ahbap, arkadaş çok olunca; özellikle, sokağa çıkmalarımızın kısıtlandığı bu salgın günlerinde, karşılıklı arayıp sormalar, konuşmalar daha çok oluyor.

Bu iletişimlerde, birbirimize bu "evde kal" günlerinin nasıl geçtiğini soruyoruz.

Benim yanıtlarım, genellikle aşağıdaki mihvalde oluyor:

"Maaşımız bankamatiğe yatıyor."

"Kaybettiğim işim, kapattığım işyerim, ödenmeyi bekleyen SGK, doğalgaz, elektrik, pirim borcum; tarlada toplanamayan, pazarda satılamayan ürünüm yok."

"Kapatmak ve çalışanlarımı işten çıkarmak zorunda kaldığım işyerim de yok."

"Komşularımızdan, diğer esnaflar gibi bir buçuk aydır kapalı olan Mantıkafe'nin sahibi sevgili Ayhan gerekli alışverişimizi yapıyor; Mardin Nusaybinli sevgili Lamia her gün arayıp soruyor."

"Uzaktaki sağlıkçı oğlumuz, her türlü, koruyucu ilaçlarımızı, maskemizi gönderiyor." (Bu arada Sayın Cumhurbaşkanımızdan da hediyemizi bekliyoruz.)

"Zehra Hanım, güzel yemekler, evde güzel ekmekler yapıyor."

"Salgın dolayısı ile, mahallemizin bitişiğindeki taş ocağı (değil işgence ocağı) da çalışmadığı için, onun tak-tak sesleri ve tozu, dumanı da olmuyor."

"Evimiz bahçeli. Bahçe kapısı da ev kapısı da çifte kilitli. Bahçe kapısının üstünde de 'Dikkat, bu evde virüssavar silahı vardır. Her türlü tedbir alınmıştır. Korona mısın, nesin; sakın girmeye kalkışma!" uyarısı da yapılmıştır."

"6 kedim var. Her gün, düzenli olarak, elimi-yüzümü yalamakta, bu süper bulaşıcı virüse karşı korumaktadırlar."

"Evimizin olduğu Kozlu-Esenköy Mahallesi'nde, Çaycuma, Ereğli gibi yerlerde olduğu gibi, gezilip dolaşılacak, gezenleri rahatlatacak cadde-sokak, park, bahçe gibi mekanlar hiç olmadığı için, sokağa çıkmaya gerek de yok."

"Bahçemizde, gara mancar, pırasa, zılbıt gibi sebzeler de çok."

"Saç-sakal bıraktığım için berber sorunum yok."

"Kütüphanemdeki, artık okumaya ihtiyaç duymadığım 400 kadar teknik kitabımı, üniversitemizin vefalı Daire Başkanı sevgili Osman Demir'e teslim ettim. Bugüne kadar, alıp da okuyamadığım ve Kitap Düşkünleri grubumuzdan gelen çok sayıda kitabım var. Onları okuyorum."

"Bu arada Safranbolu'daki köyden çocukluk arkadaşımın, bu evde kal günlerinde, su kamışından yapıp bana da gönderdiği düdükleri de çalmaya çalışıyorum!...."

Tüm bunlara sahip iken, "Sokağa çıkamamaktan sıkılıyorum. İyi değilim!" dersem nankörlük etmiş olmaz mıyım!

Ülkemizde, çevremizde, bu imkanlara sahip olamayan; aylığını, işini kaybeden, işyerini kapatmak zorunda kalan bu kadar çok insan varken; benim, şükür etmem, bu imkanlara sahip olamayanlara, az-çok yardımcı olmam gerekmez mi?

Eğer sizler de benim gibi iseniz, şanslısınız. Değilseniz, Allah ve devlet yardımcınız olsun!

[*] [*] [*] [*]

BU HAKSIZLIK DÜZELTİLMELİDİR!

Bu salgın döneminde, doktorlarımızın ağzından çıkan ve heyecanla beklediğimiz en önemli iki kelime, "pozitif" ve "negatif" kelimeleri olmaktadır.

Bilindiği üzere, sağlık kurumlarında, koronavirüsü taşıdığından ya da hastası olduğundan şüphelenilen kişilerde durum tespiti için yapılan test ve tetkiklerin sonuçları, İngilizce-Fransızca kökenli "pozitif" ve "negatif" kelimelerinden birisi ile ifade edilmektedir(1).

Türkçe karşılığı "olumlu", Osmanlıca karşılığı "müspet" olan "pozitif" kelimesi, burada virüsün ve hastalığın varlığını; yani üzen, iyi olmayan sonucu ifade etmektedir.

Türkçe karşılığı "olumsuz, pozitif karşıtı"; Osmanlıca karşılığı da "menfi" olan "negatif" kelimesi de, virüsün ve hastalığın yokluğunu; yani, istenilen, sevindiren, iyi sonucu ifade etmektedir.

Sağlık alanında çeşitli amaçlar için yapılan test ve tetkik sonuçlarının, genelde, bu iki kelime ile ifade edildiği de bilinmektedir.

Ancak, sıradanın altındaki (pozitif ve negatif kelimeleri ile ilgili hiçbir bilgisi olmayan) çok geniş bir vatandaş kitlesi için, gerekli açıklama yapılmadıkça, bu kelimelerin bir anlam taşıdığı söylenemez.

Sıradan ve sıradanlığın üstündeki (pozitif ve negatif kelimesi ile ilgili az çok bilgisi olan) vatandaşlarımızın bir bölümünün de, "pozitif" ve "negatif" kelimelerinin genel anlamlarının etkisi ile, (yıllar önce benim anladığım gibi!), iyi ve iyi olmayan sonuçlar olarak anlamaları da kuvvetle muhtemeldir.

Sözlüklerde ve kaynaklarda hep "olumlu, iyimser, müspet, negatif karşıtı" anlamlarına geldiği ifade edilen "pozitif" kelimesinin, istenmeyen, üzen bir sonucun ifadesi için kullanılmasının bu kelimeye haksızlık olduğunu; istenilen, mutlu eden bir sonucun da, "olumsuzluk" anlamına gelen "negatif" kelimesi ile ifade edilmesinin de, bu kelimeye, hakkı olmayan bir itibar olduğunu düşünüyorum!

Gerçekten de, birçok değerli düşünürün, filozofun anonim değerler haline gelmiş olan;

"Mutluluk hayata pozitif bakmak, gülümsemektir."

"Bugün de iyi şeyler düşünüp, hayata pozitif bakalım. Güzel günler yakındır."

"Hayata güzel bakabilmek, pozitif kalabilmek, bardağın hep dolu tarafını görebilmek, bu hayatta kendine yapabileceğin en büyük iyiliktir."

"Negatif bir zihinle pozitif bir hayat yaşayamazsın."

"Elinden gelen her şeyi yap, pozitif kal ve umut ışığı için bir şans yakala."

"Beynini pozitif düşüncelerle, umut dolu gülüşlerle ve sevgi dolu sözcüklerle besle. Güçlü kal!"

gibi güzel sözlerinde ifadesini bulan, anlamı ile ve de, bir yerde, Hindistan'ın bağımsızlık mücadelesinin efsane lideri, Mahatma Gandi'ye ait olduğu belirtilen;

"Pozitif olun; sözleriniz pozitif olsun. Çünkü sözleriniz, davranışlarınız olur. Davranışlarınız pozitif olsun. Çünkü davranışlarınız, alışkanlıklarınız olur. Alışkanlıklarınız pozitif olsun. Çünkü alışkanlıklarınız, değerleriniz olur."

sözleri, "pozitif" kelimesinin korona virüs gibi sağlık sorunları ile ilgili testlerin, tetkiklerin istenmeyen, üzücü sonuçlarını ifade için kullanılmasının bu kelimeye haksızlık olduğuna, herhalde, değerli sağlıkçılarımız da katılacaklardır!

Bu fantezi düşüncemi doktor bir yakınım ile de paylaştım.

"Burada kullanılan 'pozitif' kelimesi, test ile aranan olgunun var; 'negatif' kelimesi de, 'yok' anlamında olduğunu ifade etmek için kullanılmaktadır. Örneğin gebelik testi sonucunun pozitif olması, hamileliğin (bebeğin) varlığını, negatif olması da yokluğunu ifade etmesi gibi..." açıklamasını yapmıştır.

Doktor yakınımın bu açıklamasını, negatif ve pozitif kelimelerinin karşılığını yazan konu ile ilgili uzmanların bilgilerine arz ederim!

Önce sağlık diyerek, salgın ile ilgili tedbirler paralelinde, kriz sonrasında daha da ağırlaşacağı söylenen ekonomik ve sosyal sıkıntılara çare olacak tedbirlerin alınması konularında tüm yetkililerin, ilgililerin ve vatandaşların üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmelerinin önemini söylemeye gerek yoktur.

Korona virüs ve sağlık sorunları ile ilgili tüm test sonuçlarınızın hep negatif olmasını; bu salgın belasının, doktorlarımızın önerdiği kurallara uyularak; rehavet moduna erken geçilmeden; yaşanmakta olan sıkıntıların geride kalmasını, günlük yaşantımızın ve ekonomik çarkların bir an önce, pozitif yönde dönmesini dilerim.

Ramazanınız mübarek olsun.

[*] [*] [*] [*]

(1): Pozitif ve negatif kelimelerinin matematik ve fendeki anlamları ile ilgili olarak; Pozitif: Artı (+), Sıfırdan büyük değerler.(deniz seviyesinin üstündeki yükseklik değerleri), Osmanlıca karşılığı, Zait; Negatif: Eksi (-), Sıfırdan küçük, sıfırın altındaki değerler,( deniz seviyesinin altındaki yükseklik değerleri), Osmanlıca karşılığı, Nakıs.