Kimileri gerçekten inandığından, kimileri siyaseten bir yerlere gelmek için, kimileri ekonomik beklentilerinden, kimileri de iaşelerini kazanabilmek için yıllardır “paralel yapı”nın peşine takıldı…


“Okyanus ötesi” olarak adlandırılan grubun ilk başlarda, “paralel devlet” niyeti konusunda şüphesi olanlar, özellikle medyasını ve yakın olanların açıklamalarını, sosyal medya paylaşımlarını okudukça, niyetlerini daha iyi anladılar veya anlayacaklardır.

Terör olaylarına yaklaşımlar, “Öz” savcının “sahte” davaları, devletin birimlerine karşı sabote girişimleri, medya ve sosyal medyadaki yazışmalar…

Bunların hepsini veya bir bölümünü iyi takip eden, beyni yıkanmamış her insan “ihaneti” görecektir.


Bunu AK Parti hükümeti geç gördü… Şimdi temizlemeye çalışıyor… Gecikince, virüs her tarafa bulaşınca, temizlenmesi de elbette güç oluyor.


Dün, paralel örgütün “bölücülüğünü” gördüğünü söyleyen ve hükümeti sert dille uyaran partilerin ise, tavırlarını değiştirmesi ne kendilerine, ne de devletimize yarayacak bir yaklaşımdır.


CHP’nin, Ergenekon’un faali olarak suçladığı, komutanların itibarlarını zedelediği için ağzına geleni saydığı “Okyanus ötesi” olarak tabir ettiği güç ile hükümetin “paralel terör örgütü” dediği güç arasında hiç bir fark var mı?


MHP’nin, yıllardır tavır aldığı, basın toplantılarına bile yayın organlarını almadığı, Devlet Bahçeli’nin ağıza alınamayacak hakaretlerde bulunduğu, bağıra bağıra “Okyanus ötesi” dediği güç arasında hiç bir fark var mı?

Peki, değişen ne?

Önceden, “AK Parti’nin arka bahçesi” olarak görülen grubu, şimdilerde sizler mi arka bahçeniz yapmaya çalışıyorsunuz?


Dün “ihanetçi”, “Fetö”, “Okyanus ötesi” dediğiniz grup mu değişti, siz mi değiştiniz?


Paraleldeki tavrınız net olsun.


AK Parti’ye yakın durunca başka, uzak durunca başka…


“Düşmanımın dostu düşman, düşmanımın düşmanı dost” mantığı…

Son gelişmeler, son yazışmalar, son açıklamalarla buradaki tarafların zannedildiği gibi “AK Parti-Fetullah Gülen” olmadığı, “devlet-dış güçler” olduğu açıkça ortadayken, safların daha net ortaya konulmasının zamanı geldi de geçiyor bile...

Burada ilk görev, muhalefet partilerine düşüyor…


Dün durdukları yerde durmaları, seçim için, oy için dün “kara” dediklerine, bugün “ak” dememeleri en büyük hizmet olacaktır.


İhaneti görmenize rağmen, oy için ihaneti görmezlikten gelmek, en büyük ihanet olacaktır.


Hatta daha ötesi…





Ufuktaki erken seçim…



Malumun ilanı daha net şekilde yapılmaya başlandı.


AK Parti ve CHP’nin yaptığı koalisyon görüşmelerinden de olumlu bir netice çıkmaması üzerine erken seçim daha net söylenir oldu.


MHP ile görüşmeden de en azından uzun vadeli bir koalisyon çıkmayacağı kesin…


Belki kısa vadeli seçim hükümeti kurulur, ama Kasım’da, olmadı Aralık’ta seçim yapılacağı kesin…


CHP ile AK Parti arasındaki görüşmelerin olumlu havada geçmesi bile büyük bir kazanım…


Siyasetçilerin böylesi yaklaşımlarını özlemişiz.


Daha geçen haftaya kadar birbirlerine laf sokan, iğneleyen, düşmanca tavırlarla aynı ülkenin siyasetçilerinden çok, düşman ülkelerin siyasetçilerin birbirleriyle didişmelerini andıran CHP ile AK Parti’nin son iki açıklaması gerçekten umut verici…


Normal olması gereken, böylesi yaklaşımların çocukların yapmayacağı şekilde didişen siyasetçiler nedeniyle “umut verici” olması ise ayrı konu…


Tek arzumuz; ülkemizi doğru yönetecek partinin iktidar olması…


Tek arzumuz; Zonguldak ve bölgeye hizmet getirecek kişilerin görev alması…


Gerisi teferruat…



GÜNÜN SÖZÜ:


“Geleceğine sahip çıkan adamlar yetiştirin. Eli harama uzanmayan adamlar yetiştirin. Geleceğe adam gibi adamlar yetiştirin. Allah korkusu olan adamlar yetiştirin. Geleceğe temiz insanlar yetiştirin.”

Suat Alphan Avni



SÖZÜN ÖZÜ



“İhanetin küçüğü-büyüğü olmaz…”


Hz. İsa