Kim ne derse desin; Zonguldak sorunlarını en çok dillendiren, yine en çok dertlenen gazeteciler…

Ona rağmen hala daha korktuğumuzdan, birilerini yazamamaktan, eleştirememekten yana şikayetler geliyor.

Bir okuyucumuz, sonuna gülücük de atarak, “Madem gazetecisiniz, yüklensenize Zonguldak vekilciklerine… Şehre bir şeyler yapsınlar, yemiyor mu canım :)” gibilerinden göndermelerde bulunmuş.

İşin güzel tarafı, gazetecilere güvenilip siyasete baskı unsuru olmamızın istenmesi iyiye işaret…

Kamuoyu oluşturmakla kentin sorunlarının çözülebileceğine inanan kesim hala var.

Buna inanıp kamuoyu oluşturmak için destek de vermeye hazırlar.

İşin diğer tarafı ise, “yiyip, yememesi”…

Kentin sorunlarını defalarca dile getirmemize rağmen hala daha “yiyip, yememekten” bahsedilmesi ilginç…

Okurumuzun, “Yemiyor mu canım?” sorusuna cevap ise açık:

“Yiyor ki, yazıyoruz canım!”

[*] [*] [*] [*]

Arkadaşlık mı, Zonguldak mı?

Kent merkezi küçük, ilişkiler de iç içe olunca, gazetecilerin işi daha da zorlaşıyor.

Yazdığınız her haber ve makalenin ucu bir yerlere değiyor.

Bu da ister istemez gazeteciye yansıyor.

Güzel yönde yazılanlara yansımalar gelmezken, eleştirel yazılara yansımalar öylesine hızlı ve farklı alanlardan geliyor ki, bazen hayretler içinde kalınıyor.

Yazının muhatabı konuda aracı olan arkadaşlar da aynı görüşte olmasına rağmen, “Yazmazsan iyi olur” mantığı ile yaklaşıp, arkadaş hatırıyla konuyu kapatmaya çalışıyor.

Peki, gazeteci ne yapsın?

Düşündüğünü, kentin yararına olacağına inandığı ve hatta herkesin inandığı konuyu savunmasın mı?

Arkadaş hatırını saymayıp yazmaya devam mı etsin?

Bir tarafta arkadaş, bir tarafta Zonguldak…

Hadi çık işin içinden…

[*] [*] [*] [*]

Fantezi yapılıyor!

Zonguldak’ta yine birileri yatıp-kalkıp entel düşünmeye devam ediyor.

Bu işlerden biri de, “Bugün nereyi koruma altına alalım?” mantığıyla koruma altına alınacak yer aranması…

İsmi lazım değil; yine hiç alakasız bir binanın korunma altına alınması için ön görüşmeler yapılmış bile.

Şimdiden fantezi yapılıyor…

Sırf bina…

Ne tarihi bir özelliği var, ne de koruma altına alınırsa kente bir katkısı…

Lavuar alanının hikayesi malum…

Bu sene “Endüstri Varlıklarını Koruma Yılı” diyerek, “Hadi burayı koruyalım” gazıyla başlanan yolda sonuç ortada.

Yıkım, kısmen yapılsa da, yıllardır yetkili etkililer başta olmak üzere herkes bakıyor…

Ne ileri, ne geri…

O yüzden yeni lavuar alanlarının yaşanmaması ve yeni yeni ucubelerin ortada kalmaması için herkesin önce kentin geleceğini düşünmesi gerekir.

Kimsenin fantezi yapmaya ne hakkı, ne de zamanı var.

GÜNÜN SÖZÜ:

“Partimin yeniden üyesi olduğum için mutluyum…”

CHP Belediye Meclis Üyesi Cavit Zülfikar

SÖZÜN ÖZÜ:

“Sizdeki 3 şeyi görebilen insanlara güvenin: Gülüşünüzün arkasındaki kederi, öfkenizin ardındaki sevgiyi, sessizliğinizin ardındaki nedeni...”

Konfüçyüs