Değerli okurlarım; bu yazımda, atanarak ve seçilerek ulaşmış olduğu makamlardaki hizmetleri ile milletin sevgilisi olmuş bir değerli yönetici hemşehrimiz ile ilgili iki anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.

[*] [*] [*] [*]

Karayolları Kastamonu Bölge Müdürlüğü'ndeki görevim esnasında, 1970 yılında değerli karayolcu kardeşim rahmetli Mevlut Yücel ile birlikte bir gün yolumuz Sinop'un Erfelek ilçesine düşmüştü. Görevimiz gereği ilçenin belediye başkanı ile de görüşürken, Kastamonu- Araçlı olduğumu öğrendiğinde, şimdilerde çoktan rahmetli olduğunu sandığım değerli başkanının yüz ifadesi, hoş bir hatırlatmanın etkisi ile olsa gerek, değişmiş ve "Şefim, Hüseyin Deligöz'ü tanıyor musun?" diye sormuştu. Ben de tanımadığımı söylemem üzerine, "O, Yenikonak ve Erfelek'teki hizmetleriyle iz bırakan, sizin de hemşehriniz olan bir nahiye müdürümüz ve ilk kaymakamımızdır. Bu bölgede, herkesin sevgisini kazanmış, unutulmaz bir yöneticidir. Nahiye Müdürümüz olduğu sırada, 1957 yılında, nahiye merkezi olan Erfelek ilçe olmuş ve kaymakam atanmıştı. Nahiye Müdürü Hüseyin Deligöz'ün gideceğini ve yerine kaymakam geleceğini duyan halk, dönemin milletvekillerine ve yöneticilerine ,'Biz ne ilçe olmak, ne de Müdürümüz Hüseyin Deligöz'ün gitmesini istemiyoruz!' diyerek büyük tepki göstermişti. Halkımızın bu sert tepkisi üzerine, eşyalarını yükleyip göreve başlamak için gelmekte olan ilk kaymakamımız, 'Erfelek'e git, göreve başlama yazını yaz ve hemen dön!' talimatı almıştı.

Bu talimat üzerine, daha sonra Ankara Valisi de olan Sayın Kaymakam Erdoğan Şahin, gece vakti Erfelek'e gelmiş, göreve başlama yazısını yazmış ve eşyalarını indirmeden Erfelek'ten ayrılmıştı. Sayın kaymakam, daha sonraki yıllarda, bu olayı, 'Hayatımda bir gece bir yerde kaymakamlık yaptım, o yer de Erfelek'tir' diyerek anlatmıştır.

Ardından da Nahiye Müdürümüz Sayın Hüseyin Deligöz, Kaymakam Vekili olarak atanmış, 1960 yılında Bolu'nun Yeniçağa nahiyesine tayini çıkana kadar, üç yıl ilçemizin ilk kaymakamı olarak değerli hizmetlerini sürdürmüştü. Ayrılışı sonrasında, arkasından, şiirler yazılmıştı. Onu, Erfeleklilerin unutması mümkün değildir" mealindeki sözlerini duymaktan son derece mutlu olmuştum.

Bu ilginç gıyabi tanıma sonrası zamanlarda; kendilerinin, Araç'ın Sarpun Köyü'nden olduğu; 1940'lı yılların sonlarında, Siirt'te jandarma olarak askerliğini yaparken, komutanlarının ve dönemin valisinin takdirlerini kazanarak, önce valilik bünyesinde memurluğa ve ardından da, Siirt'in bir nahiyesine nahiye müdürü olarak atandığı; Bolu'nun Yeniçağa nahiyesinde de başarılı hizmetlerini sürdürdüğü gibi bilgilere ulaşmış, çok başarılı bir yönetici olduğunu öğrenmiştim. Ancak kendileri ile hiç karşılaşmak ve tanışmak kısmet olmamıştı.

[*] [*] [*] [*]

İkinci anım da, adeta ilkinin bir başka sahnede tekrarı gibidir. Fark ise, bu kez, "Hüseyin Deligöz'ü tanıyor musunuz?" sorusunu soran ben olmuştum.

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi'ndeki görevim sırasında, 2000-2001 yıllarında, TÜBİTAK destekli bir araştırma projesi yürütüyorduk. Projenin konusu, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Gerede-Bolu arasındaki bölümünde tektonik hareketlerin ölçülmesiydi.

Bunun için, Bolu'nun Yeniçağa ilçesindeki gölün kuzeyindeki ve güneyindeki tepelerin yamaçlarında ve eteklerinde, beton ölçme noktaları oluşturmuştuk. Bu noktaların iki-üç aylık periyotlarla, Global Konumlama Sistemi (Cipies) aletleri ile koordinatlarını ve yüksekliklerini ölçüyorduk. Koordinat ve yüksekliklerdeki değişimlerden de noktalarda bir hareketlenme olup-olmadığını; varsa büyüklüklerini ve yönlerini belirlemeye çalışıyorduk.

Bilindiği üzere, bir yerde, evinin-tarlasının yakınında, bu tür ölçme noktalarının konulduğunu, ölçmeler yapıldığını gören halk, o bölgede, yol, gölet, kanal, kamulaştırma gibi bir şeylerin olabileceğinden, kendilerine zarar verebileceğinden endişelenir, merak eder. Bu endişeli vatandaşlardan, kendi mülkünün civarında tesis edilmiş ölçme noktalarını tahrip edenlere; noktaların yerlerini ustalıkla (!) değiştirenlere bile rastlanır.

Çalışmalara başladığımız günlerde, Yeniçağa Belediye Başkanını ve Kaymakamı ziyaret etmiş ve proje konusunda kendilerini bilgilendirmiş, halkın civarda tesis edilen ölçme noktalarına zarar vermemeleri konusunda yardımlarını dilemiştik. Kendileri, depremle ilgili olan bu çalışmamızdan çok memnun ve her konuda bizlere yardıma da hazır olduklarını ifade etmişlerdi.

Belediye Başkanı ile görüşmemiz esnasında, Erfelek'in efsane nahiye müdürü hemşehrimin Yeniçağa'da görev yaptığı aklıma geldi ve kendilerinin köyüme yakın bir köyden olduğunu ve hangi tarihlerde görev yaptığını sormuştum.

Sorar sormaz da, yıllar öncesindeki Erfelek Belediye Başkanı gibi, onun da yüz ifadesi ve ses tonu hoş bir hal almış ve o da anlatmaya başlamıştı.

"Değerli büyüğümüz rahmetli Hüseyin Deligöz, 1960 yılında, o tarihte nahiye olan Yeniçağa'ya Nahiye Müdürü olarak atanmıştı. Bir süre sonra, Balıkesir'e tayini çıkınca, halk onun Yeniçağa'dan ayrılmasını istememiş; müdürlükten istifa ettirmiş ve kendilerini belediye başkanı seçmişlerdir.

Rahmetli Başkanımızın, 12 Eylül askeri darbesi sonrasında, Bolu Sıkıyönetim Komutanının, 'Hüseyin Bey, sizi Yeniçağa'ya belediye başkanı olarak atamak istiyoruz, ama böyle sakallı bir vaziyette olmaz. Sakalınızı kesmeniz lazım' sözleri üzerine, 'Komutanım, ben makam-mevki için sakalımı kesmem, teşekkür ederim' sözleri de onun üstün kişiliğinin bir göstergesidir ([*]).

İlçemizde ve ilimizde onu tanımayan, sevmeyen yoktur. Onun Yeniçağa'daki hizmetlerini unutmak mümkün değildir. Ömrünün sonuna kadar Yeniçağa'dan ve Bolu'dan hiç ayrılmamış; hizmetlerini ve ilgisini hep sürdürmüştür..." mealindeki, otuz yıl önce, Erfelek'te duyduğum sözlerin tekrarı niteliğindeki sözlerini burada da duymaktan hem çok mutlu olmuştum, hem de rahmetlinin hemşehrisi olmam, başkanla yakınlığımızı da artırmıştı.

Çalışmalarımız esnasında, proje alanındaki köylere gittiğimizde, köylülerle sohbet ederken, onlara da rahmetli Hüseyin Deligöz'ü tanıyıp-tanımadıklarını sorduğumda da, özellikle yaşlıların, "Onun gibi yönetici bir daha gelmez, Allah ondan razı olsun!" gibi sözlerini duyuyor; kendisinin köylüsü olduğumu söyleyince de, ilgileri, ikramları daha da artıyordu.

Bir yılı aşkın süren çalışmalarımız esnasında hiç bir olumsuzluk yaşamadan projeyi bitirmiştik. (Depremlerin kaynağı olan fay hattının, Reşadiye Gölü'nün ortasından geçtiğini ve proje bölgesinde, fayın güney kanadının, yılda 1,5 santimetre kadar batıya doğru hareket ettiğini de belirlemiştik.)

[*] [*] [*] [*]

Bu millete, Allah'tan, jandarma onbaşılığından memurluğa, müdürlüğe, kaymakam vekilliğine ve belediye başkanlıklarına ulaşmış-ulaştırılmış ve halkın sevgilisi olmuş olan rahmetli Hüseyin Deligöz gibi vatanını ve milletini seven yöneticiler dilerim.

[*] [*] [*] [*]

([*]) Belediye başkanlığına atanmış ve 12 Eylül askeri yönetiminin atadığı tek sakallı belediye başkanı olmuş!