OFK olarak da bilinen Oksijen Ferdi Kurtarıcı Maske...
Yeraltındaki gaz püskürmelerinde maden işçisi bu maskeyi takarak hayatta kalabilir.
Bunun başka yolu yok!
O maske takılmazsa o anda...
Ciğerleri kaplayan gaz, uyutarak öldürür seni!
Bir daha göremezsin güneşi...
Onun bile bir hikayesi var bu Karaelmas diyarında.
1980'li yılların Tahlisiye Şefi Çaycumalı Osman Katırcı.
Kandilli'de yaşanan grizu faciasında ölen madencileri tek tek çıkartan ekibin amiri...
Acı hatırayı bir röportajında gözyaşlarıyla anlattı.
Madencinin can damarı olan maskenin hikayesi de 102 işçinin ölümüne dayanıyor.
"Tahlisiye ekibinin şefi oldum...
1983 yılının 4'üncü ayında Kandilli de patlama oldu.
Grizu patlamış, millet deprem oldu sandı.
Bana 'hemen sen ocağa gireceksin' dediler.
Ölen madenciler vamış...
Geyindim, aldım tertibatımı...
Kandilli Müdürü, şef dedi, seniy gidicey yere 3 tane ölü var.
Onları alıp gelcey dedi.
Endük ocağa...
3 kişi alcaz deyi girdük, 28 ölü saydım.
Ölen işçiler yüzü kapak yatmışla kömürüy üzerine..
Hepsini yüzüstü çövürttüm.
Bir cenazeyi aldık.
İstasyon denilen yere götüdük.
Oranıy amiri bana bozuk attı.
3 adam var, birini anca çıkadıy dedi bana.
Dedim müdür bey, aşası ölü adam gaynaya, sada ben 28 ölü saydım.
Kafesle yeryüzüne çuktuk.
Dedile Başbakan gelmiş...
Başbakanıy kim olduğunu valla bilmeyon.
Büyük adamlardan birisi 'Madenci' dedi, 'Aşağıda ne gördün anlat bakam' deyi sordu.
Aşada ölen de biz, onları gören de biz dedim ona.
Üstümü değişüken bi kadın bi de yaşlı amca geldi.
Benim gocamıy gözleri gayboldu dedi.
Gocasınıy gözleri kör olmuş patlamada...
Sendikada o zamanla yetkim de va...
Yönetim kurulunda görevliyim.
Hemen kazalanan ve yaralanan işçilere para ödensin dedük.
102 kişi öldü o patlamada...
406 işçi yaralandı.
O zamanla dedile ki 'kaçınılmaz iş kazası...'
Ne gaçınılmazı, gaz maskesi yok o zamanla.
Ankara'ya çavurdula bizi.
Bir salonda toplanduk.
Dedile Başbakan gelcek.
Geldi Başbakan,
TKİ Genel Müdürü'ne 'Buyrun sahaya konuşun' dedi.
Müdür, Çin'de 1946 senesinde 600 küsür madenci öldü dedi.
Goya bizim ocakta az adam ölmüş onu deya bize.
Dün gibi aklımda hiç çıkmaya aklımdan.
Dayanadım, aya galktım yuh size Genel Müdürüm dedim.
1946 senesiynen 1983 senesinin mukayesesini yapıyoy sen dedim.
Eğer teknik ekipman ve maske olsaydı o işçile gurtulcaydın dedim.
Gazdan goruyan maskeler bizim ocaklada yok dedim.
TKİ Genel Müdürü, Başbakan'a döndü.
Ben görevimden istifa ediyorum, benim elimde o kadar işçiye maske kullandıracak imkanım yok dedi.
Emme öyle...
Çalışan işçiye o maskeyi dakdusaydıy o işçile ölmeceydin.
Başbakan o zaman talimat vedi.
Ocaklada gaz maskesi her işçiye verilsin dedi.
Bunun temini için gereken yapılacak dedi.
O 102 kişi ölmese, biz de Ankara'da isyan etmesek işçiye gaz maskesi verilmeycek.
Çin'de 600 kişi öldü deyala bize.
İsyan etmemek elde değil ki...
Çok zor zamanla geçti.
Şimdi hükümetle, devlet şu teknolojiyi götüdük deyala...
Hepsinde madenciniy kanı var.
Her işçiniy beline takıp ocağa indiği maskeler alınmadan 102 kişi öldü.
Onlaca madenci sakat kaldı.
Bu topraklada yaşamak golay deyil.
Yeraltında yüküy avur...
Bu topraklada her önlem bi dersten alındı.
Emme dersle acıydın.
Çok acıydın...
Allah çalışan madencilemize kaza bela vemesin.
Ayacukları daşa değmesin.
Ne gardaş, koca, baba, evlat arayanla vadı ocak ağzında.
Her gün kapıla dört göznen bekleniya köylemizde.
10 dakka geç gal eve, hemen bir teleşe...
Öldü mü, kazalandı mı, neye geç kaldı?
Allah sevdükleyizi yeraltından çıkcak diye aratmasın."
Osman amcanın ağzından dökülen kelimelerdi bunlar.
Her kelimede ayrı bir acı, ayrı bir anlam.
Mehmet Sayda'nın şiirinde anlattığı gibi;
Açılmış yerin altına
Sayısız kara kanlı kapak
Bu kapaklar üstüne kurulmuş
Zonguldak...
Ruhun şad, mekanın cennet olsun Osman amca.