Genel Maden İşçileri Sendikası bu günlere kolay gelmedi.
Önüne çıkan engelleri bir çırpıda aşmadı.
Emek ve işçi mücadelesinde büyük bedeller ödendi.
Sürekli yokuşlarda susadık.
Dar patikalarla sınandık.
Ekmek için mücadele etmek gerekti,
Çileyi alt etmek icap etti.
Açlıkla baş ettirmeye çalıştılar
Başaramadılar.
Ölümle, işsizlikle tehdit ettiler
Nefesleri yetmedi.
Oyunlarla mücadeleleri kırmayı denediler
Güçleri yetmedi.
Doğru bildiklerimizden ödün istediler
Vermedik.

Mükellefiyet ile zorla sokulduğumuz maden ocaklarında canlarımızı verdik.
Çocuk yaşlarda çalıştırıldık,
Sesimizi duyan olmadı.
Çalışırken değerimiz yoktu,
Öldük çoğumuzun mezar taşı bile olmadı.
Hep mücadele gerekliydi,
Açlıkla, yoksullukla bastırıldık,
Kuru ekmeğe muhtaç edildik...
Bıçak kemiğe dayandı, mücadele kaçınılmaz oldu.

Madenci olarak ilk iş bırakma eylemini 1908 yılında Fransız bir şirkete karşı gerçekleştirdik.
1965 yılında Kozlu'da 2 işçi kardeşimiz eylemde açılan ateş sonucu hayatını kaybetti.
1991 yılında dönemin GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer ile greve gittik.
50 bin kişi ve kocaman bir Zonguldak ölümüne kenetlendik.
Sesimizi duymadılar, Ankara'ya gideriz dedik.
Otobüs vermediler, yürürüz dedik.
Yollarımız polis ve asker ile kapatıldı ama yılmadık.
İş makinaları ile önümüzü kestiler, bana mısın demedik.
"Gemileri yaktık, geri dönüş yok" dedik
Dünyaya sesimizi duyurduk.
İşçi sınıfının haklı sesi olduk.
2017 yılında özelleştirme ile karşımıza geldiler.
"Ocaklar bizim" dedik kendimizi yeraltına kilitledik.
Çok şehit verdik ama ekmeğimizden ödün vermedik.
Bu anlattıklarım Genel Maden İşçileri Sendikası'nın ve maden işçilerinin kutlu mazisinin özetidir.
Acı da olsa gerçeklerdir.
Genel Maden İşçileri Sendikası bu günlere kolay gelmedi derken anlatmak istediğim hakikatlerden bazıları bunlardı.
Bu çatı altında en büyük acıları yüklendik.
Binlerce madencimizi göçüklerde, grizularda şehit verdik.
Çoğu kardeşimizin kolu, bacağı bazen de parmakları kömüre karıştı.
Acılar çektik, ekmektir dedik mücadeleyi asla bırakmadık.
İnsanca bir yaşam istedik,
İnsanca çalışmak,
İnsanca ücret,
İnsanca ekmek...

Madenci kardeşlerim...
Şairin de dediği gibi;
'Derine hep derine kazıyoruz
Nerde çağımızın o altın kalbi
Çağımızın altın kalbini arıyoruz...
Üzerimizde ağır bir yeryüzü
Gökyüzünden uzakta
Çok uzakta
Hep derine kazıyoruz...'

Genel Maden İşçileri Sendikası Genel Kurulu delege seçimleri ile start aldı.
Unutmayınız ki sizler işçi sınıfının övünç madalyası, cesaret timsallerisiniz.
Seçimler kazanılır, kaybedilir.
Kazanan maden işçisi olmalıdır.
Kazanan Genel Maden İşçileri Sendikası olmalıdır.
Kazanan işçi sınıfı olmalıdır.
Unutulmamalıdır ki bu bir bayrak yarışıdır.
Gelecek olan yönetimi zor ve meşakkatli bir yol beklemektedir.
Başta işçi alımı olmak üzere birçok sorun çözüm beklemektedir.
Her biri birbirinden değerli, yüzleri kara alınları ak aday arkadaşlarımıza başarılar dilerim.
En büyük kazanım gönüllerdir.
Hangi listeler kazanırsa kazansın,
Demokrasiye saygı duyalım.
Kırılan kalpleri onaralım.
El birliği yapalım
Güç birliği yapalım
İşçi birliği yapalım.
İşçi sınıfının önderleri olarak büyük ve güçlü sendika olalım.
İşçi sınıfının Türkiye'deki en büyük mücadelesini,
Büyük Madenci Yürüyüşü'nü gerçekleştiren sendikanın adıdır Genel Maden İş...
Yazıma Şems'i Denizer'in şu sözleriyle son vermek istiyorum.
"Biz doymak istiyoruz.
Biz insan gibi çalışmak,
İnsan gibi yaşamak istiyoruz.
Bizim davamız bu,
Bizim kavgamız bu...
Bundan dönmek yok!
Kararlıyız, inançlıyız
Sendikanız sizinle beraber bir bütündür.
Ben sizin bir neferinizim,
Ben de içinizdeyim.
Kellemi bu davaya koydum..."