Turgut Yılmaz,
Abdullah Basatlı,
Ahmet Şen,
Sabahattin Kalaycıoğlu,
Ve kaçak ocaklarda yitip giden yüzlerce maden şehidimiz...
Evine ekmek götürmek için kara deliklerde öleceklerini bilen,
Ancak bir an olsun gözünü kırpmadan çalışarak can veren şehit madencilerimiz asla unutulamaz.
Kaçak ocaklarda ölen maden şehitlerimizden bazılarının isimlerini hatırlatmak istedim.
Ortak özellikleri karın tokluğuna çalışmalarıydı.
Hiçbirinin sosyal güvenceleri yoktu,
Çalışma koşulları ise ilkeldi.
Ve en önemlisi de
Öldükten sonra bu isimler maden sahibi oldu.
Kaçak ocak sahipleri, yalancı şahitlerle ocakların ölene ait olduğunu ileri sürdü.
Avukat tutmaya gücü yetmeyen Songül abla, eşine atılan bu iftirayı kaldıramadı.
Oğluna atılan 'Ocak onundu' iftirası yüreğine oturdu Ziya amcanın.
Mahkeme salonunda duramadılar, gözyaşlarıyla terk ettiler...
Hepsi mahkeme tutanaklarında, acı dolu hatıralarda yerini aldı.
Bize neden hep acı yazıyorsun diyorlar.
Acıyı yazıyorum ki acılar bir daha yaşanmasın.
İstiyorum ki ateş düştüğü yeri değil hepimizin ciğerini yaksın.
Metanın gazı sadece ölen işçiyi değil, bizleri de boğsun.
Katliam gibi iş kazalarını duyunca boğazımız düğümlensin.
Patlamanın ateşi sizin de yüreğinize dokunsun.
O alev topu bazı buz kalpleri de eritsin.
Göçen tavan sadece garibin evini yıkmasın.
Onların hikayesi Zonguldak'ın sümen altı edilen tarihi ve gerçeğidir.
Yaşadıklarından ders alınsın, çocuklar yetim kalmasın diyerek yine hatırlatıyoruz.
Mahkeme salonlarında gözü yaşlı eş, ayakta durmakta zorlanan babaları görmek istemediğimiz için acıları hatırlatıyoruz.

[*]
Madencilik en büyük emek, en ağır iş kolu ve karanlığın adıdır.
Madencilik helal lokmanın, alın terinin en büyük sembolüdür.
Bu acıları unutursak, unutturursak Allah affetmez, kul bağışlamaz.
Beddualar, kahırlar yakamızı bırakmaz.
Bu konuda gazeteci olarak sorumluluğumuz büyük, vebalimiz ise ağırdır.
Onlar yatakları da yorganları da karanlıklar içinde kömür olan madencilerdi.
En taze zamanlarında feda ettiler ekmek için canlarını.
Kuru ekmeği paylaştılar,
Emek sofrasında kömüre serdikleri zeytin ve peyniri katık ettiler.
Evinden, yakınından madenci bir yakını olmayan bilmez,
İçinde olmayanlar anlayamaz.
Madencinin hayatı bambaşkadır.
Rahatlık kelimesi onların hayatlarında yoktur.
Dünya nimetlerinin çoğundan nasipsizdirler.
Gün ışığına da hasrettirler.
Kara sevdayla bağlıdır ailesine, çocuklarına...
Ve onlar...
Ekmek parası için girdikleri madenlerde ölüm pahasına çalıştı.
Arkalarında gözü yaşlı aileler bırakacaklarını bile bile,
Çileye, zora talip olmak zorunda kaldılar.
Ve çoğu, yüce Allah'a erkenden kavuştu.
Madencilik helal lokmanın kazanıldığı en yüksek makamlardan birisidir.
Ve yeraltından çıkan en kıymetli cevher madencidir.
Yüzleri kömür karasıyla nurlu madenciler asla unutulmasın.
İsimlerini sayamadıklarımız ve saymakla bitiremeyeceğimiz maden şehitlerimizin ruhları şad olsun.