20 yıl kadar önce, o zamanki adı Çaycuma İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olan, yöneticisi olduğum fakültemizin düzenlediği, Zonguldak ile ilgili bir panele konuşmacı olarak katılmışlardı.
Kendileri ile ilk kez o etkinliğimizde bir birlikteliğimiz olmuş ve daha sonraki zamanlarda, bir daha hiç yüz yüze gelmek kısmet olmamıştı.
Ancak, yarım asra yakın bir zamandır bu bölgede geçen yaşam ve görev dönemimde, kendileri ve kurumları ile ilgili hep iyi ve güzel şeyler duyduğum ve okuduğum çok değerli bir kişi olmuştu.
Pusula gazetesinin 24 Eylül 2020 tarihli internet sayfasında, "Zeki Yurtbay vefat etti" haberini görünce, kendilerini az-çok tanıyan bir kişi olarak, üzüldüm.
Herhalde, rahmetliyi tanıyıp da bu habere üzülmeyen de olmamıştır.
26 Eylül günü, öğlen namazı sonrası vakitte, Çaycuma'da Şehit Kerim Keçeli kapalı pazaryerinde düzenlenen defin programına, kendileri de bir Çaycumalı olan değerli Avukat kardeşim Sayın Ali Osman Odabaş ile birlikte, bana da katılmak kısmet oldu.
Programa, virüs salgınına rağmen, rahmetlinin çok sevilen, sayılan kişiliğinin güzel bir yansıması olarak, toplumun her kesiminden yoğun bir katılım vardı.
Bu kadar çok katılımlı bir defin programı, eğer Zonguldak il merkezinde olsaydı, kesinlikle ne açık, ne de kapalı, böyle uygun bir mekan bulmak mümkün olamazdı.
Futbol sahasına yakın büyüklükte olduğunu sandığım kapalı pazaryerinin duvarları, çoğu Türk Eğitim Derneği'nin bağış çelenkleri olan yüzlerce çelenkle kaplı idi.
Defin programının, cenaze namazı öncesindeki Kur'an okunmasından ve sonrasında kılınan namazdan ibaret olması; programda, rahmetlinin herkesçe bilinen seçkin kişiliğine ve katılım yoğunluğuna uygun olmayan bir eksikliğin hissedilmesine neden olmuştu.
Bu eksikliği, törenin ardından, merhumun yeğeni, Sayın Dr. Kemal Yurtbay; "... Merhum Yurtbay, yaptıkları ve kişiliğiyle ilgili, yakınları ve kentin ileri gelenleri tarafından yapılan konuşmalarla, son bir kez daha anılmış olsaydı fena mı olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Ama olmadı. Neden olmadı onu da bilemiyorum. Zaman yetmedi diye bir mazeret de kabul edilebilir değil" değerlendirmesiyle dile getirmişlerdir.
Bu eleştiriyi haklı buluyorum ve sayın doktorumuzun belirttikleri gibi, ilin, kentin ekonomik ve sosyal dünyasının önde gelenlerinden, merhumu yakından tanıyan bir-iki seçkin zatın duygularını ve düşüncelerini dile getirmeleri çok uygun olurdu.
Eğer bu olabilseydi, her halde, rahmetlinin;
[*] Henüz 14-15 yaşında tuğla ocağının yönetimini üstlenmesi; babasından görevi devir alması,
[*] Çaycuma'da ve ülke genelinde yoklukların, aşılmaz zorlukların olduğu 1950'li 60'lı, 70'li yıllarda, yoklukları varlığa dönüştürüp 90'lı yıllarda; Yurtbay Seramik, Delta Tuğla gibi, alanında ülkemizin en modern üretim tesislerini kurması,
[*] Dürüst ve güvenilir kişiliği ve kurumsal yapısıyla, ülkenin her noktasına ulaşan ürünleriyle, Çaycuma'yı ülkemize; 60 ülkeye yaptığı ihracatla da ülkemizi dünyaya tanıtan; vatan, millet tutkunu çok değerli, başarılı hayırsever bir müteşebbis olması,
[*] 1990 yılında iki oğlunu elim bir trafik kazasında kaybetmenin acılarını içine gömüp, kendisini, işine vererek, evlatları için yaptığı hayırlı hizmetlerle ve başarılarıyla teselli bulması,
[*] Ülkemizde, 50 hayır sever iş insanından biri ve TBMM Üstün Hizmet Ödülü'ne sahip olması,
[*] Kuruluşları bünyesindeki 2 bini aşkın çalışanına iş-aş sağlaması,
[*] Doğup büyüdüğü ilçesine, 24 derslikli bir meslek lisesi; üniversitemiz Çaycuma Kampüsü'ne 4000 metrekare kapalı alanlı bir fakülte binası kazandırmış olması,
[*] En üst düzeydeki ekonomik gücüne rağmen, kibirden, gösterişten çok uzak, sade bir vatandaştan farksız, mütevazi bir hayat sürmesi,
gibi başarı öykülerinden kesitleri ve kişilik özelliklerini, mutlaka dile getirirlerdi.
Kim bilir, belki de, sahip olduğu geniş ekonomik ve sosyal imkanlara rağmen, sıradan vatandaştan farksız olan mütevazi yaşamına uygun olması için böylesi uygun bulunmuştur.
Kadir-kıymet bilir Çaycumalılar ve Çaycuma'nın değerli yöneticileri, onun anısını yaşatacak, bıraktığı izleri hatırlatacak manevi ve maddi sembolleri ve eserleri mutlaka üretecekler, mevcutlarına yenilerini ekleyeceklerdir.
Sevgili torunları, yakınları ve yol arkadaşları da devir aldıkları bayrağı daha ileri noktalara taşıyacaklardır.
Çaycumalıların, Zonguldaklıların gönlünde yer bulan çok değerli iş adamı Merhum Zeki Yurtbay'a Allah'tan rahmet; sağlıklı, uzun ömür dileklerimi de arz ettiğim çok muhterem eşlerine; sevgili torunlarına ve diğer yakınlarına, Yurtbay kuruluşları mensuplarına ve tüm Çaycumalılara baş sağlı dileklerimi arz ederim.
İlimizde ve ülkemizde rahmetli Yurtbay gibi değerli müteşebbislerimizin artmasını, hayattayken kadir, kıymetlerinin bilinmesini de dilerim.