Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, termik santraller konusunda çok net bir açıklama yaptı. "Kirliliğe kesinlikle müsaade etmeyeceğiz. Kimse milletin havasını kirletemez. Mutlaka filtreleme sistemi yapılmalı. Bu konuyu da bizzat takip edeceğim" dedi. Toplantıda, Erdoğan'ın gösterilen bir fotoğraf üzerine, santral yöneticilerini aradığı ve filtre takmalarını istendiği, santralların gerekirse kapatılabileceğini söyledi.

Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, sanırım bu açıklamayı duymuştur. ÇATES'in çevre felaketi yaratacak boyutta çalışma yaptığı zamanları biliyoruz. Özelleştirme İdaresi'nden alındığı için firmaya zaman tanınıyordu. Cumhurbaşkanı'nın talimatını duyduk. Bakalım kenti yönetenler ne yapacaklar?

Vali Erdoğan Bektaş'ı dikkatle izleyeceğiz.

Bari siyaset yapmayın!

Ereğli'de gazetecilerin CHP delegesi olmak istemesi tartışma konusu olmuş, ilçe başkanı partinin bu konuda bir kısıtlaması olmadığını söylemişti.

Siyasi partilerde böyle bir kısıtlama olmaz.

Ama bir gazeteci neden delege olmak ister?

Gazeteci, parti rozeti takar mı?

Taktığında tarafsızlığı zedelenmez mi?

Şimdi siz bir gazeteci olarak belediye başkan aday adayı/adayı oldunuz.

Seçim sonrası olaylara bakışınız değişmez mi?

Mesela milletvekili aday adayı/adayı oldunuz?

Seçilenlere karşı bakışınız değişmez mi?

Bence gazeteciler, siyasi partilerde üyelik dışında yer almamalı. Yönetimlere hiç girmemeli. Aday olacaksa mesleği bırakmalı.

Her şeyi yapıyorsunuz! Bari siyaset yapmayın!

Bu yolu yapana ceza kesilecek mi?

Zonguldak-Ereğli yolundaki Değirmenağzı Tüneli'nin girişinde eski menfez çökmüştü. Vali Erdoğan Bektaş'ın talimatı ile Karayolları TTK'ya yazı yazdı. TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü'ne bağlı ekipler sorunu çözdü. Yani bize öyle söylendi. Bu çalışmanın bitmesinin üzerinden 50 gün geçti. Ama yol hala açılmadı.

Yeni açılan bir yolda böyle ciddi bir sorun yaşanıyorsa ve bu sorun halka ızdırap oluyorsa, fatura bir yere kesilmeli. Ama Zonguldak'ta fatura hep halka kesiliyor. Bu yolu yapan firmaya bir yaptırım olacak mı? Merakla bekliyoruz. Firmayı camiye, mescide bağış yaptırıp cezadan kurtarabilecekler mi bakalım?

Seni neden kimse okumuyor?

Siyasetçilere, bürokratlara ve işadamlarına "Pusula'ya reklam, ilan, para veriyorsunuz. Bize niye vermiyorsunuz?" diyen gazetecilerden biri yazıp duruyor. Defalarca anlatmıştım. Ama kafası almıyor.

Pusula'ya reklam veriliyor olmasının en önemli nedeni, Zonguldak'ın en çok takip edilen internet sitesi olmasıdır. Belden aşağı yazıyor ya da müstehcen fıkra yayınlıyor olması değildir. Kafan aldı mı?

'En çok izlenen, takip edilen, tıklanan' derken, internet sitelerini ölçümleyen Google Analitik, Alexa gibi sitelerin değerleriyle konuşuyoruz. Siyasetçiler, halka en çok kim ulaşıyorsa, onunla çalışmak istiyorlar.

Pusula'nın Zonguldak'taki tüm yayınların toplamından fazla okunuyor olması, sıcak haberde öncü olması, kent haberciliği yapması, iyi bir ekibe ve sağlam bir internet altyapısına sahip olması ve elbette deneyimdir.

Akit Gazetesi Yazarı Abdurrahman Dilipak, "Makam sahibi yaptıklarımız çalıyor, yalan söylüyor ve zina ediyorlar" diyor. Biz de zina edenleri, çalanları yazmayalım mı? Sana verseler sorun yok değil mi?

Pusula, belden aşağıya yazıyormuş, magazin yapıyormuş. Zonguldak'ta yaşanan sıcak haberi bile ertesi gün girersen, aynı haberleri tekrarlarsan, sponsorlu da paylaşsan seni kimse okumaz.

Yusuf Hoca ile bankaya gittin! Banka Yusuf Hoca ile sana aynı faizi uygular, aynı parayı verir mi? Vermez, çünkü Yusuf Hoca'nın itibarı, ipoteği, teminatı, kapasitesi senden fazladır. O daha fazla alır!

Yine anlamamış olabilirsin. Yusuf Hoca anlayacağın dilden anlatır. O aynı zamanda vaizdir! Anlatma konusunda eğitimlidir. Bu konuyu etraflıca izah edebileceğini düşünüyorum! Ben yoruldum!