Rabbime hep şükrediyorum...
İyi ki, Müslümanız...
İyi ki, son peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)...
Bu sayede biri çıkıp, kendini "peygamber" ilan edemiyor!
Biz de rahat ediyoruz.
Düşünsenize...
Eğer son peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) olmasaydı...
Nüfusuna oranla en fazla peygamber çıkan kentlerden biri, Zonguldak olurdu!
Zonguldak’ta "peygamber" olmaya namzet o kadar çok insan var ki!
Dünyanın en namuslu adamları, Zonguldak’ta!
Dünyanın hiç hak yemeyen insanları, Zonguldak’ta!
Kardeşini dolandırmayanları, Zonguldak’ta!
Hele bizde öyle siyasetçiler var ki!
Seçildikleri gün, kendilerini "peygamber" sanıyorlar!
Kardeşleri ayrı peygamber!
Bazen kafam karışıyor!
Biz, bu insanlarla nasıl aynı dine mensubuz?
Biz, bunlarla nasıl aynı Allah’a inanıyoruz?
Biz, bunlarla nasıl aynı peygambere inanıyoruz?
Peygamberimiz, Mekke’den Medine’ye hicret etmişti.
Bizim de Zonguldak’tan; Batum’a, Sakarya’ya, İstanbul’a hicret eden muhacirlerimiz oldu!
Ve bu muhacirlere yardım eden ensarlarımız oldu!
Ensarımız da oldu, sansarımız da oldu!
Bir dolandırıcıya sahip çıkan milletvekilimiz oldu!
“O son olur” sandık, yanıldık!
Ondan sonra da dolandırıcımız oldu!
Dolandırıcıya sahip çıkan milletvekilimiz oldu!
Yine söylüyorum...
Rabbime şükrediyorum...
İyi ki, Müslümanız...
İyi ki, son peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)...
Bu sayede biri çıkıp, kendini "peygamber" ilan edemiyor!
Veleddalin amin!
Göbeğini kaşıyan siyasetçi!
Yerel seçim sonuçları tartışılıyor...
Herkes haklı!
Ağa ile marabanın hikayesi gibi!
Herkes birbirine soruyor:
“Biz bu oyu niye yedik?"
Siyaset dışında da böyle!
Mesela, Fenerbahçe’ye bakalım...
Kulüp Başkanı Ali Koç, yıllar süren başarısızlığını Türkiye Futbol Federasyonu’na bağlıyor!
Galatasaray’a bağlıyor!
Ali Koç’tan önce Fenerbahçe şampiyon oluyordu!
O zaman federasyon yok muydu?
Galatasaray yok muydu?
Galatasaray yöneticisini tehdit etmek, ne demek?
Takımı sahadan çekmek, ne demek?
Ali Koç gitse, bu takım şampiyon olmayacak mı?
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı’ndan gitti, parti birinci oldu!
CHP, 2023 Mayıs’ında her türlü kötü yönetime rağmen seçimi kaybetti.
31 Mart 2024 yerel seçimlerindeyse, zayıf yönetime ve dağınıklığa rağmen fark attı.
Neden?
Çünkü millet "değişim" istiyor, "yeni yüzler görmek" istiyor.
“Göbeğini kaşıyan adam” dediğiniz insanlar, siyaseti kaşıdı!
Demek ki, kabahat "göbeğini kaşıyan adam"da değil, "göbeğini kaşıyan siyasetçi"deymiş!
Sistemi kangren yapmaya gerek yok!
85 milyona...
Başka Recep Tayyip Erdoğan yok.
Başka Kemal Kılıçdaroğlu yok.
Başka Özgür Özel yok.
Başka Ekrem İmamoğlu yok.
Başka Mansur Yavaş yok.
Başka Ali Koç yok...
Demek, Türk milletinin aklına hakaret etmektir.
Bu milletin içinde ne cevherler var, kimse vazgeçilmez değil!
Görevde uzun kalmak, yıpranmayı da beraberinde getiriyor!
Çelik bile yıpranıyor!
İnsan niye yıpranmasın?
Bu millet; Alparslanlar, Fatihler, Atatürkler, Adnan Menderesler, Turgut Özallar, Recep Tayyip Erdoğanlar çıkardı...
Yine çıkartır.
Yeter ki, önleri tıkanmasın.
John Emerich Edward Dalberg, “Güç, yozlaştırma eğilimindedir ve mutlak güç kesinlikle yozlaştırır” der.
Siyasette, ticarette, sporda...
Hayatın her alanında böyle!
Biz de yıpranıyoruz!
Kendimizi yenilememiz, fikirlerimizi tazelememiz gerekiyor.
Gelişime, yeniliğe direnemezsiniz.
Basılı gazete, eskisi gibi satılmıyor.
Zonguldak’ta bunu görüp, internet haberciliğine ağırlık veren ilk yayın "Pusula" oldu.
Değişime direnip kâğıtta ısrar etsek, yok olup gidecektik.
Şimdi işin kaymağını biz yiyoruz.
Hepimiz aynaya bakacağız.
Eleştiriye kendimizden başlayacağız.
Başkasını suçlayarak, gerçeğe ulaşamayız.
"Bahane" değil, "çözüm" üreteceğiz.
Herkesin "suçlu", senin "haklı" olma şansın yok!
