Değerli okurlarım; 1962-1968 yılları arasındaki öğrencilik yıllarımda, şimdiki Yıldız Teknik Üniversitesi'nin (YTÜ) Beşiktaş Barbaros Bulvarı üstündeki, tüm dış duvarları sarmaşıklarla kaplı(1), beş katlı yeni binasının beşinci katındaki sınıfları ve koridorları paylaştığım bir ağabey meslektaşımın çok beğendiğim bir şiirini sizlerle paylaşmak istiyorum. İnşallah sizler de beğenirsiniz.(2)

[*] [*] [*] [*]

BENİ TANIYOR MUSUN?

Sen beni tanıyor musun hemşehrim
Bu şehirde kırk yıl birlikte yaşadık
Gölgem düştü yollara
Ayak izlerim kaldı karlar üzerinde
Buzdan heykelim bile vardı köşede
Acıklı öyküler anlatmıştım uzunca
Çaresiz bakışlarımdan teselli bulmak için

Sen beni tanıyor musun hemşehrim
Bu şehirde birlikte yaşadık
Güneş ışıkları vurmuştu üzerimize
Geceleri ay ışığında birlikte yürümüştük yollarda
Kaldırım taşları
Ortak dostumuz olmuştu
Bir taşa kazımadıksa ismimizi
Gölge neye yarar
Ayak izi kalır mı karda
Buzdan heykel gülünecek şey

Ama tanışıklığımıza bir tanığım var
Gökyüzündeki güzellik tanrısı
Şahadetine inanmıyorsan eğer
Sor
Bu şehirde
Sevgiyi, acıyı, güzelliği paylaştığımızı
Ve hatta ortak dostlarımız olduğunu

Kırk yıllık hatıraları silip gitme
Yüz çevirip yürüme
Yol çatal oldu
Bir daha kar yağdığında
Ayağımı sağlam basarım
Gölgemi uzun tutarım yollarda
Buzdan heykel bile yapmam köşede

Bütün sevgimi ortaya koyarım
Hatta bir çizgiden
Bir şekilden ibaret yaptıklarımı
hatırlamam için ak kağıt üstüne
Bir daha çizerim
Ama kırk yıl daha isterim

Orhan Tercan(3) / 02.05.2014

[*] [*] [*] [*]

Oturdukları daireleri ayıran incecik aynı ortak duvarlara yaslananların; aynı köyden olanların bile birbirlerini tanımadığı bir dünyada, günümüz şehir yaşantısından hemşehri olanların birbirlerini tanımalarını beklemek herhalde şairlerin beklentisi olabilir!

Bu tanıma konusunda, Karadenizli hemşehrimizin, bir alacak davasında, kendisini tanımadığını ve borcunu inkar eden davalı kişi ile ilgili, "Kadı efendi, o beni tanımazsa, ben onu hiç tanımayrum!" şeklindeki tepkisi de aklıma geldi. Tanıması için, şiirdeki gibi onca gayret göstermesine rağmen kendisini tanımayan ya da tanıyamayan bir komşusuna, köylüsüne, hemşehrisine Karadenizli hemşehrimizin gösterdiği kıvamda bir tepki göstermemek için de, her halde şair ruhlu olmak gerek!

İnsanların birbirini tanıması ya da tanınması karşılıklı sevgiye-saygıya dayanmazsa, "Tanısan ya da tanınmasan ne yazar!" içerikli bir değerlendirmenin yapılması da uygun düşer.

Bir toplumda, sevgi ve saygı ile beslenmiş bir tanımanın, tanınmanın, birlikteliğin olabilmesi için de, toplum bireylerinin birbirlerini; din, mezhep, ırk, cinsiyet, tarikat, siyaset, hemşehrilik gibi ayrıştırıcı ortaklık aidiyetlerini bir tarafa bırakıp, iyi insan, iyi vatandaş ya da sadece insan temelinde sevmeyi, saygı göstermeyi, değer vermeyi bilmeleri, öğrenmeleri, kendilerine öğretilmesi gerek.

Toplumumuzda büyük boyutta olduğu görülen ve bilinen bu eksikliğin giderilmesine katkı için okullarımızda "Sevgi ve Yurttaşlık Bilgisi" dersi gibi bir dersin okutulmasının yararlı olabileceğini düşünüyorum. Ancak böyle bir dersi verebilecek hocaların bulunması da, herhalde kolay olmaz.

Değerli Meslektaş Ağabeyimizin şiirinin, yaşları kırkların üzerinde olanlara, ömürlerine bir kırk yıl daha ilave istekleri için yol gösterici olabileceği de anlaşılıyor!

Hiç olmazsa, apartman-sokak komşuluğu birlikteliğinde olsun birbirimizi tanıma-selamlaşma ortamının olması ve seçimleri kazanan yeni başkanlarımıza ve tüm seçilmişlere başarı dileklerimi arz ederim.

[*] [*] [*] [*]

(1)- 1960'lı yılların sonlarına kadar ülkemizin mühendis yetiştiren üç mühendis mektebinden birisi olan bu seçkin ve köklü üniversitemizin Yıldız Kampüsündeki bahsi geçen bu bina, Demokrat Parti döneminin Milli Eğitim Bakanı rahmetli Tevfik İleri'nin eseri olup (Kampüsün bir bölümü Yıldız Sarayı'na katılmış olsa da), halen üniversitenin kullanımında varlığını sürdürüyor ve önünden geçenler tarafından az da olsa görülüyor.

(2)- Şiir, yazarın sosyal medya sayfasındaki yazılış şekli ile verilmiştir.

(3)- Orhan Tercan, 1966 YTÜ mezunu, Çankırı-Çerkeşli, Emekli Mühendis Bürokrat.