Demir Ailesi, can sıkıntısını bizimle gidermek ve devleti yönetenlere bizim üzerimizden yanıt vermek istiyor.

Ama artık onları Akay'a havale ettim.

Tekrar söylüyorum...

Bana yapılan her hareketin hesabını her zaman misliyle sordum, yine sorarım.

Ayağıma kurşun sıkandan da, başıma levye ile vurandan da hesabını sordum.

Kahvaltı sofrasında saldıranda da soruyorum, soracağım. Daha durun...

Boynuma zincir dolayacak adam, anasının karnından daha doğmadı. "Boynuna zincir dolandı" diyen ve bunu ispat edemeyen; namussuz, şerefsiz, haysiyetsizdir.

Erdoğan Demir, beni tehdit etti. Ama tanığım ishal oldu. Poposu yetmedi! Ne yapalım!

"En büyük külhanbeyi devlettir, en büyük külhanbeylik de efendiliktir. Demirler buna dikkat ediyor" diyorsunuz.

Peki, polis memurunu, çocuğunun yanında döven bir Demir değil miydi? Cumhuriyet Savcısına Filyos'ta saldıran bir Demir değil miydi? Karadon'da TTK yöneticisini döven bir Demir değil miydi? Sokak ortasında gazeteci döven de bir Demir değil miydi?

Benim ceza almam, Yargıtay tarafından aklanmam Demirleri bu kadar niye ilgilendiriyor ki! Bu olayın üzerinden kaç Vali, kaç Cumhuriyet Başsavcısı, kaç Emniyet Müdürü geçti. Hiç biri sorun etmedi. Ama Erdoğan Demir çok sorun etti. Neden acaba?

Bu arada, bize yazı yazan İliksiz çocuk, anne ve babasına sorsun bakalım! Okan abilerine ne demişler. Okan abileri bana ne demiş? Ben onlara ne demişim?

Neyse, ben sizi Akay Turhan ile baş başa bırakayım. Tek taşlar, pırlantalar, el-pençe divanlar... Yere düşen kolyeler... Onu bulan hizmetçiler... Siz birbirinizin dilinden daha iyi anlarsınız. "Sevgililer Günü"nüz kutlu olsun.

Benim Teoman Papila'ya borcum yok. Hatta onun bana borcu var. Demirlere ise, hiç borcum yok. Onların alacağı varsa, Mustafa Özdemir ile Aydın Arslanyılmaz orada!

İttifak çıktı, siyaset bozuldu...

Bu ittifak işi, siyaseti bozdu.

Seçim bitecek; kimin, kime, ne kadar katkı yaptığı tartışmaları sürüp gidecek.

Şimdi o mu çekilsin, bu mu çekilsin?

Çekilene kaç lira verilsin?

Yok biri diğerine meclis sırasında iyi yer vermemiş...

O nedenle ittifak zedelenmiş, aday gösterilmiş...

"Tüfek çıktı, mertlik bozuldu" sözü var ya!

"İttifak çıktı, siyaset bozuldu" sözü girecek hayatımıza...

Günün Fıkrası: Ben polisi bekleyeceğim...

Bir kadın ile bir adam, ayrı ayrı arabalarında giderlerken çarpışırlar. İkisinin de arabası mahvolur, ama şans eseri ikisi de hiç yara almadan kurtulur.

Arabalarından sürünerek çıkarlar ve kadın adama bakıp, "Çok ilginç! Sen erkeksin, ben de kadın. Arabalarımız mahvoldu, ama ikimize de hiçbir şey olmadı. Bu belki de tanışıp, dost olup, hayatımızın sonuna kadar huzur içinde birlikte yaşamamız için bir işarettir" der.

Müthiş heyecanlanan adam, "Evet, galiba haklısın" diye cevap verir.

Kadın, şaşkınlıkla, "Bak, arabam hurdaya döndü, ama bir şişe şarap sapasağlam. Bu kesin bir işaret. Bu şarabı içip şansımızı kutlamalıyız" derken, şarap şişesini adama uzatır.

Adam şişeyi alır, açar ve yarısını içip kadına verir. Kadın, hemen şişenin mantarını kapatıp adama geri uzatır.

Bunun üstüne adam sorar:

"Sen içmeyecek misin ?"

Kadın cevap verir:

"Hayır, ben polisi bekleyeceğim!"