Genel Yayın Yönetmenimiz Atilla Öksüz, dünkü köşesinde "İnsanlar neden sahile inmiyor, neden evlerine kaçıyor?" diye sormuş.


Ve devam etmiş:


"Zonguldak´ta insanlar neden şehre inmezler, neden işyerleri erken kapanır, neden sosyal yaşam sıfıra yakındır, neden sokaklar karanlıktır, neden insanlar yaşamaktan mutsuz olur?


Daha fazlası var.


Neden insanlar inmeye korkar, neden bayanlar tek başına dolaşamaz, kazara çıkanlar da binbir çeşit tacize maruz kalır?"


Sevgili Atilla.


Sen bu şehirde hangi Vali´nin korumasız, elini kolunu sallaya sallaya caddede gezdiğini gördün?


Sevgili Atilla.


Sen bu şehirde hangi Emniyet Müdürü&[#]8217;nün korumasız, elini kolunu sallaya sallaya caddede gezdiğini gördün?


Sevgili Atilla.


Sen bu şehirde hangi Belediye Başkanı&[#]8217;nın korumasız, elini kolunu sallaya sallaya caddede gezdiğini gördün?


Ben şehirde genel bir güvenlik sorunu var demiyorum.


(Ama ben bu şehirde güpegündüz iki kez fiziki, bir kez de silahlı saldırıya uğradım.)


Ama gerçek bu!


Mesela ben.


Niye akşamları sokaklarda gezeyim ki?


Bir an önce gazete bitsin, eve gidelim, çoluk çocuğumuzla sohbet edelim, dinlenelim istiyoruz.


Bu şehir insanı yoruyor Atilla.


Gezip dolaşmak için hafta sonunu bekliyoruz.


Merkez İlçe dışına çıkınca dinleniyoruz.


Akşam nereye gidelim Atilla, sen söyle?


Ortaköy´e mi gidelim?


Sigara dumanının, gürültünün içine.


Çatı Cafe aynı değil mi?


Havalar düzeliyor.


Yazlık mekanlara gidilebilir belki.


Sigara dumanı olmadan, gürültü olmadan.


Ama hangi ´gudubet yüzlerle´ karşılaşacağını biliyorsun değil mi?


Ne kalıyor geriye?


DemirPark.


Son kata kadar çıkarsın, yorgunluktan oturacak yer ararsın.


Akşam saat 21.00´dan sonra iskelede ne yapacağız Atilla?


Ama merak ediyorsan söyleyeyim.


Ben akşamları Valilik altında otoparka giderken, kordon boyunda karanlıkta öpüşen, sevişen çiftleri görüyorum.


Onlar gayet mutlular.


Karışan yok, eden yok.


Gudubet: Yüzüne bakılmayacak kadar sevimsiz ve çirkin. (TDK)



Atilla&[#]8217;ya öneri&[#]8230;


Atilla´nın kent merkezindeki hayatı canlandırma fikrine gönülden destek veriyorum.


Ama bu zorla olacak bir iş değil.


Festival döneminde insanlar çarşıya öyle ya da böyle iniyor.


Her yere ücretsiz servis yok ki.


Ve her yere ekstra otobüs seferi.


Ama insanlar iniyor.


Kent merkezinde bir canlılık olursa iner insanlar.


Atilla´ya öneri.


Kısa sürede evlenip çocuk sahibi olursa bu ´şehir´ fantezilerinden kurtulur.


Umarım o da bir an önce gazeteyi bitirip evine, eşine, çocuğuna vakit ayırmak ister.


Not: Bu arada bizim gazetenin niye geç bittiği de ortaya çıkmış oldu. Atilla şehir hayatını canlı tutabilmek için gazeteyi geç bitiriyor! Gazete bittiğinde bir anda 10 kişi şehre çıkıyor, geceler renkleniyor!