Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk, "Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" demiş.
Galiba yöneticilerle ilgili bir şey söylememiş.
"Tetikçi, gaspçı, dolandırıcı, bahisçi" olarak bilinen kişiler, spor kulüplerinde görev alıyor.
Yönetime girmeseler, özel görevlerde kullanılıyorlar.
Ruhsatsız silah bellerinde gezebiliyorlar.
Atatürk keşke, "Ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" dedikten sonra "Ben, yöneticinin zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" deseydi.
Böylece sadece spor kulüpleri değil, diğer yöneticiler için de mesaj vermiş olurdu.
Atatürk, "Bir Türk, dünyaya bedeldir" dedi diye yıllarca hiçbir şey yapmadan bekledik.
Nasıl olsa dünyaya bedeldik.
Ama sonra öyle olmadığını gördük.
Meğer Türk olsak da çalışmadan dünyaya bedel olunmuyormuş!
Gerçi fatura satıp, vergi yüzsüzü olan, utanmadan ekrana çıkıyor!
Spor kulübü yöneticiliği niye yapmasın?

O irade, ne güzel irade!
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy, şöyle diyordu şiirinde:
"Unutma!..
Her karanlık gecenin bir sabahı vardır.
Her kışın baharı vardır.
Karanlıktan aydınlığa çeviren,
hüzünleri ferahlığa tahvil eden,
bir yüce el, bir yüce kudret vardır.
Yusuf'u kuyudan alıp,
Mısır'a Sultan eden bir güç vardır.
Musa'yı Firavun'un sarayında yetiştirerek
oraya hakim kılan bir güç vardır.
Firavunları, zalimleri, hainleri
zillete mahkum eden,
mazlumun ahına cevap veren,
sabredeni mutlaka zafere ulaştıran
bir irade vardır."
O irade, yüzümüzü fazlasıyla güldürdü.
O irade, ne istediysem fazlasını verdi.
O irade, ne iyi irade!
O irade, ne güzel irade!
İyi ki varsın irade!

Kıssadan Hisse: Değer...
Baba, oğluna dedi ki:
"Üniversiteden üstün başarı ile mezun oldun oğlum, işte yıllar önce senin için alıp garajda sakladığım arabanın anahtarları burada... Ama sana vermeden önce onu şehir merkezindeki kullanılmış araç parkına götür ve onlara satmak istediğini söyle ve sana ne kadar teklif edeceklerini öğren."
Oğlu, kullanılmış araba parkına gitti, babasına geri döndü ve dedi ki:
"Bana 10 bin lira teklif ettiler. Çünkü araç çok yorgun ve eskiymiş."
Baba dedi ki:
"Şimdi onu piyasada satılığa çıkar."
Oğlu, "piyasada satılık" dedi, sağa-sola sordu, babasına geri döndü ve dedi ki:
"12 bin teklif ettiler. Çünkü çok eski bir araba olduğunu söylediler."
Baba, bu kez oğlundan şehir merkezindeki klasik araba satıcılarına arabayı göstermesini istedi.
Oğlu, arabayı götürdü, geri döndü ve babasına dedi ki:
"Baba, buna çok şaşıracaksın. Araba için 100 bin lira teklif ettiler. Çünkü bu bir Nissan Skyline R34 imiş. dünyada sadece 27 tane kalmış ve kolleksiyonerler bu araca çok değer veriyormuş."
Baba, oğluna dönüp dedi ki:
"Doğru yerin seni doğru şekilde değerlendireceğini görmeni istedim. Takdir edilmiyorsan, sakın üzülme... Bu sadece yanlış yerde ve yanlış insanların arasında olduğun anlamına gelir. Değerini bilen, seni anlayan ve fikirlerine önem veren kişiler varsa 'doğru yerdesin' demektir. Asla kimsenin değerini anlayamadığı bir yerde gereğinden fazla zaman geçirme oğlum... (Alıntı)