Zonguldak, yıllardır hastane yapmaya uğraşıyor.

Oraya mı yapalım, buraya mı yapalım?

Yok, şuraya yapalım.

Orası olmaz, buraya yapalım.

Orası en ters yer, şuraya yapalım.

Sadece o mu?

Şimdi bir de nur topu gibi havaalanı sorunumuz oldu.

Yıllarca "havaalanımız açılsın" diye uğraştık.

Havaalanı açıldı, "yurt içi seferler başlasın" diye uğraştık.

Şimdi milletvekilinin biri çıkmış, arkadaşı fabrika yapacakmış.

Ama havaalanı, fabrikanın bacasına engelmiş.

O halde ne yapmak gerekiyor?

Havaalanını başka bir yere taşımak...

Mesela, Perşembe'ye...

Milletvekili bunu bile düşünmüş.

Biz yeni havaalanına karşı değiliz.

Ama bir milletvekili, "arkadaşı çevreyi kirletecek bir fabrika kuramıyor" diye yeni havaalanı yapılsın istiyor.

Biz buna karşıyız.

Çevreyi kirletecek, insanları kanser edecek fabrika kurmayın.

Biz; uçak konmayan havaalanına bile razı oluruz.

Biz; doğduğumuz-büyüdüğümüz bu toprakların kirletilmesini istemiyoruz.

Biz; son nefesimizi verirken, sizin kirlettiğiniz havayı solumak istemiyoruz.

Bizi değil, sermayeyi düşünen siyasetçi de istemiyoruz.

Biz; doğduğumuz ve kıt imkanlarla doyduğumuz bu topraklarda, sağlıklı bir şekilde ölmek istiyoruz.

Sonbahar da geldi...

AK Parti Zonguldak Milletvekili Hüseyin Özbakır, aylar önce bir televizyon programına çıkmış ve şöyle söylemişti:

"Şehit madencilerimizin ailelerinin haklarına kavuşması için özel bir çalışma yürütüyorum. Ailelerimiz rahat olsunlar. Sonunda diğer şehitlerin ailelerine verilen hakları onlara da kazandıracağım. Biraz zaman alacak ama sonbahar gibi hayata geçeceğini düşünüyorum. Sabırlı olsunlar, bana güvensinler. Her zaman onların yanındayım. Bu sorunu çözersem, sadece ben çözerim."

Ne diyor?

"Bu sorunu çözersem, sadece ben çözerim."

Ne zaman çözecek? Sonbaharda...

Sonbahar dediğin nedir ki? Geldi işte...

Şimdi diyecek ki:

"Daha sonbahara yeni girdik. İki ay daha var."

Onu da bekleriz. Bu iş sonbaharda da olmaz.

O zaman, "Ben 'bu sonbahar' demedim ki!" der mi sayın milletvekili?

Sen seçersin hüznün tonunu...

İlkbahar, yüreğimi kaynatır...

Sonbahar ise, kanatır...

Ömrümü "15, 30, 45, 60" diye dörde bölsem.

Artık benim mevsimim de sonbahar...

Çoğunluk baharı sever ya...

Favorim kesinlikle sonbahar...

Meyve, bu mevsimde daha güzel olur...

Balık, daha taze...

Hava serin olur, yaza göre...

Sıcaktır kıştan...

Renk cümbüşüne döner doğa...

Sen seçersin hüznün tonunu...

Yılın en olgun aylarıdır; Eylül, Ekim, Kasım...

Adını düşen bir yaprağa yazdım...

Üstüne basma sakın...

Acır canım...

Köşeyi tamamlayamadım bugün!

Duygusala bağladım!

Bununla idare edin, bugün yollardayım!